‘Krizden çıkmak için Öcalan'ın fiziki özgürlüğü sağlanmalı' 2023-06-22 09:05:48   AMED - MED TUHAD-FED Eşbaşkanı Zeki Baran, mevcut krizlerden çıkmanın PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğünün sağlanmasından geçtiğine işaret ederek, tecridi karşı hareket geçilmesi çağrısı yaptı.     İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi'nde ağır tecrit koşullarında altında tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan ile aynı cezaevinde bulunan Ömer Hayri Konar, Veysi Aktaş ve Hamili Yıldırım'dan 2 yılı aşkın bir süredir haber alınamıyor. Abdullah Öcalan ve diğer tutuklular için yapılan aile ve avukat görüşü başvuruları ise “disiplin” cezaları gerekçesiyle reddediliyor. Avukatların yaptığı başvuruya yanıt veren Bursa Ceza İnfaz Hakimliği, yeni bir aile ve avukat görüş yasağı gerekçesiyle başvuruyu reddetti. İmralı’da derinleşen tecrit ve haber alınamama halini değerlendiren MED Tutuklu ve Hükümlü Aileleri Hukuki ve Dayanışma Dernekleri Federasyonu  (MED TUHAD-FED) Eşbaşkanı Zeki Baran, bunun sonucunda Türkiye’de çoklu krizlerin yaşandığını, çözümünün ise PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğünün sağlanmasıyla mümkün olduğunun altını çizdi.    Tecridin son bulması için toplumun harekete geçmesi gerektiğini vurgulayan Baran, "Artık Sayın Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması tek değil, fiziki özgürlüğünün de sağlanması gerekiyor" dedi.    27 AYDIR HABER ALINMIYOR   PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın 24 yıldır ağır tecrit altında olduğunu belirten Baran, 27 aydır hiçbir şekilde iletişimin kurulmadığını söyledi. İktidarın PKK Lideri Abdullah Öcalan'a uyguladığı tecrit politikasıyla hem fiziki hem psikolojik olarak baskı yaptığını ifade eden Baran, iktidarların kendi varlıklarını toplumu sindirme, bastırma üzerinden tesis ettiğini belirtti.    'DÜŞÜNCELER TECRİT ALTINDA’    PKK Lideri Öcalan'a yalnızca fiziki tecrit uygulanmadığını dile getiren Baran, "Sayın Abdullah Öcalan'ın fikirleri, düşünceleri, Kürt sorununun çözümü noktasında ortaya koyduğu perspektifin ve bu perspektif sonucunda Türkiye'nin demokratikleşmesi temelinde açığa çıkacak gerçeklik, mevcut iktidarın sonunu getirecektir. Sadece mevcut iktidarın değil, Cumhuriyetten bu yana yok sayma üzerinden kendini var eden sistemin çöküşü anlamına gelecek " diye konuştu.    ‘TECRİT SAVAŞA SÜRÜKLÜYOR’    “Sayın Öcalan sadece Kürtler için bir halk önderi statüsünde değil, artık halklar önderi statüsündedir” diyen Baran, sözlerini şöyle sürdürdü: “Tecrit, özellikle Suriye'de ortaya çıkmış olan Kürtlerin kendi kendini yönetme iradesi ve dört parça Kurdistan'da Kürtlerin kendi özgürlükleri için yürütmüş olduğu mücadele girişimini engelleme çabalarıdır. Son siyasal gelişmelerle beraber Sayın Öcalan ile iletişimsizlik hali, toplumu bir bütünen krizlere, çıkmazlara mahkûm ediyor."   İmralı Ada Cezaevi’nde Abdullah Öcalan üzerinde uygulanan tecridin başka cezaevlerine yayıldığını, toplumun bütün alanlarını etkisi altına aldığını söyleyen Baran, "Sayın Öcalan ile bugün devam eden iletişimsizlik hali, bu toplumu, Kürtleri ve bütün Ortadoğu halklarını krize, savaşa ve çıkmazlara sürüklüyor" dedi.    ‘ÇOKLU KRİZLER DERİNLEŞİYOR’    Baran, sivil toplum örgütleri, demokratik kitle örgütleri ve siyasi partilerin PKK Lideri üzerindeki tecride karşı duyarsız kalmalarının bir bütünen yaşanan çoklu krizlere yol açtığını ifade etti. Baran, şunları söyledi: “Sayın Öcalan ile iletişim kurulduğunda, toplumsal sorunların bir muhatabı olarak görüşleri alındığında, toplumun nefes aldığını defalarca yaşadık. Somut bir şekilde bunun sonuçlarını gördük. Denenmiş bir sonuç ortada iken, muğlak olan beyhude çabaların peşine düşmek veya bu yolda ısrarlı bir şekilde yürümek, hiç kimseye kazanç sağlamayacaktır. Özellikle Kürt toplumu, Kürt demokratik kurumları, siyasi partileri bir bütünen 7'den 70'e öncülük etmesi gereken sadece tecridin kaldırılması ya da Sayın Öcalan'a yönelik uygulanan iletişimsizlik halinin bir an önce son bulması değil, bu noktadan sonra elzem olan ve bir an önce gerçekleşmesi gereken Sayın Öcalan'ın fiziki özgürlüğüdür.”   TECRİDİN TOPLUMA YANSIMASI   Tecridin yansımaları üzerinde duran Baran, şöyle devam etti: “Eğer halklar bir ülkenin iktidarını, yönetimini belirliyorsa, bu kudrete, bu güce sahipse, Sayın Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılmasına da gücü yetecektir. Herkesin bir an önce Sayın Öcalan üzerinde uygulanan tecrit ve mutlak iletişimsizlik haline son verilmesi yönünde iktidara baskı yapması, dünya kamuoyunda bir ses yaratması ve bunun neticesinde Sayın Öcalan'ın fiziki özgürlüğünü elde etmesi gerekmektedir."   MA / Müjdat Can