Sadak: Tecride karşı mücadelede ortaklaşmalı 2023-06-14 09:04:39   İSTANBUL - Kürt siyasetçi Selim Sadak, PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın Üçüncü Yol perspektifinin halklara umut olduğunu belirterek, Kürtlerin ulusal ittifakını kurması ve tecride karşı mücadelede ortaklaşması gerektiğini söyledi.    Uluslararası komployla 15 Şubat 1999’da Türkiye’ye getirilen ve 24 yıldır İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’ne mutlak tecrit koşullarında tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan’dan, 25 Mart 2021’den bu yana haber alınamıyor. Aile ve avukatların yaptığı tüm görüş başvuruları “disiplin cezası” gerekçesiyle reddedilirken, hukuk örgütleri ve siyasetçilerin Adalet Bakanlığı’na yaptığı başvurulara ise yanıt verilmiyor. Abdullah Öcalan üzerinde uygulanan tecride karşı Türkiye ve Avrupa’nın birçok ülkesinde eylem ve etkinlikler de sürüyor.    Kürt sorununda demokratik çözüm ve Abdullah Öcalan’a dönük tecride karşı mücadele eden Kürt siyasetçi Selim Sadak, İmralı’da yürütülen tecridin temel hedeflerini değerlendirerek, buna karşı mücadele yöntemlerini anlattı.   Selim Sadak    ‘ÇÖKTÜRME PLANI’ VE TECRİT     Sadak, PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın çağrısıyla Kürt sorununun demokratik temelde çözümünü esas alan “çözüm” adı altında yürütülen sürecin iktidar tarafından sonlandırılması ile tecridin, mutlak bir tecride evrildiğini belirtti. ‘Çöktürme Planı’nı farklı yöntemlerle sürdürüldüğünü dile getiren Sadak, “İktidar ve derin devlet, süreci sonlandırmasından sonra ülkeyi kutuplaştırmaya götürdü. ‘Mutlak’ tecrit durumunun geliştirilmesiyle Abdullah Öcalan’ın kendi halkı ve hareketiyle olan bağının koparılması hedeflendi. Çünkü Öcalan ile görüşmeler sürseydi, devletin ve iktidarın bu politikasına izin vermezdi, sivil siyasete bu kadar acımasızca saldıramazlardı. ‘Çöktürme Planı’yla beraber Kürt halkı tümden düşman olarak gösterilmeye başlandı. Bugün HDP şahsında tüm Kürtlere saldırmalarının altında yatan temel neden budur” dedi.    ‘ÜÇÜNCÜ YOL UMUT YARATTI’    Abdullah Öcalan’ın Üçüncü Yol perspektifinin halklara umut, iktidarlara korku yarattığını ve bu nedenle “çözüm” sürecinin sonlandırıldığını belirten Sadak, savaş ve çatışmanın devreye konulduğunu söyledi. Sadak, “Öcalan’ın rolünü iktidar sahipleri ve ortakları gördüğü için plan için düğmeye bastı. Öcalan bugün olup bitenleri çok önceden gördüğü için halklara Üçüncü Yol önerisini yaptı. Fakat gelinen aşamada halklar arasında kutuplaşma ve çatışma yaratanlar güçlü çıktı” diye belirtti.    İMRALI’DA NELER OLUYOR?    Tecridin sürdürülemez olduğunu ve Avrupa Konseyi İşkenceyi Önleme Komitesi'nin (CPT) İmralı’da nelerin yaşandığına dair açıklık getirmesi gerektiğini ifade eden Sadak, sessizliğinin ise taraf olduğuna dair göstergenin işareti olduğunu kaydetti. Sadak, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bütün bir dünyanın gözü kulağı CPT’deyken, üç maymunu oynuyor. Sessiz durmaları, Türkiye’nin tecrit politikasını onayladıkları anlamına geliyor. Oysa nelerin yaşandığına dair kamuoyunun beklentisine cevap vermek zorundadır. CPT, sessizliğini bozmalı ve İmralı’da yaşananları anlatmalı. Bunun için başta Avrupa’daki Kürtler olmak üzere tüm Kürt halkı ve kurumları, CPT’ye demokratik bir şekilde baskı yapmak zorundadır. Halkın da dikkat çekici büyük girişimlerde bulunması gerekiyor. Onun için Kürt halkı ulusal ittifakını kurmak zorunda. Tecrit konusu gibi birçok sorunda ortaklaşmak gerekiyor. Çok mu zor? Evet zor ama bunu başarmak zorundayız. Kürt halkının bugünkü konumu çok güçlü, bu yapılabilir.”    TECRİDE KARŞI EYLEMSELLİK    Avrupa’da tecride karşı eylem ve etkinliklere katılımın önemine vurgu yapan Sadak, “Bu saatten sonra başta Kürt aydınları, yazarları, siyasetçileri ve dostlarının tecridin kaldırılması için sürdürülen eylemlere daha güçlü ve daha sonuç alıcı bir katılım sağlaması gerekir. Bunun için ciddi bir siyaset ve ciddi bir eylemsellik gerekir. Sözde, düşüncede ve eylemlerde bir değişime ihtiyacımız var” şeklinde konuştu.   MA / Ergin Çağlar