Kobanê Davası’nda esas hakkında mütalaa sunulacak 2023-04-11 09:05:01 ANKARA - Kobanê Davası'nın 3 gün sürecek ve iddia makamının esas hakkında mütalaa sunacağı 24'üncü duruşması yarın başlıyor.    DAİŞ’in Kobanê’ye yönelik saldırılarına karşı 6-8 Ekim 2014 tarihinde ülke genelinde gerçekleştirilen eylemler gerekçe gösterilerek açılan Kobanê Davası’nın 24’üncü duruşması, 12, 13 ve 14 Nisan tarihlerinde Ankara 22’nci Ağır Ceza Mahkemesi Sincan Cezaevi Kampüsü’nde görülecek. Haklarında 3 bin 530 sayfa ve 324 klasörden oluşan iddianame hazırlanan siyasetçilerin savunma hakkını engelleyen mahkeme heyeti, savcının mütalaa sunmasına karar verdi. Yarın görülecek duruşmada, iddia makamının mütalaa sunması bekleniyor.    Halkların Demokratik Partisi (HDP) önceki dönem Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ ile Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyelerinin de aralarında olduğu 28 tutuklunun olduğu davada, toplam 108 isim yer alıyor. İddianamede, 108 kişi için "Devletin birliği ve ülke bütünlüğünü bozma" ile 37 kez "İnsan öldürme" başta olmak üzere pek çok suçtan ceza isteniyor. İddianamenin ilk 241 sayfasında yaşamını yitiren 37 kişinin isimleri, mağdur müşteki olarak aralarında Adalet Bakanlığı, AKP, CHP, HÜDA Par, MHP, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, MİT, İçişleri Bakanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü ile Savunma Bakanlığı’nın da bulunduğu 2 bin 676 kurum ve isim yer alıyor. İddianamede, ayrıca 6-8 Ekim’de gerçekleştirilen eylemler ile 20 duruşma boyunca sadece soyut ve çelişkili beyanlar veren tanık ve “gizli tanık” beyanları yer alıyor.   DAİŞ SALDIRILARI İLE BAŞLADI    Suriye iç savaşıyla birlikte 2014 yılında sivillere yönelik katliam yapan DAİŞ, Êzidîlere yaptığı soykırım sonrası Eylül 2014’te Kobanê’ye yönelerek orada yaşayan halkları hedef aldı. Ekim ayı başında DAİŞ’in saldırıları yoğunlaşarak devam etti. DAİŞ’in Kobanê’ye yönelik saldırılarına karşı Türkiye ve bütün dünyadan Kobanê için destek çağrıları yapıldı. Türkiye ve Kurdistan kentlerinde Kürt halkı ve demokrasi güçleri, Eylül 2014 sonu sokaklara çıkarak eylemler gerçekleştirmeye başladı. 6 Ekim 2014’te başlayan, 7 ve 8 Ekim’de doruğa çıkan protestolar sonrası birçok kentte sokağa çıkma yasağı ilan edildi.   TÜRKİYE’NİN KOBANÊ’YE YAKLAŞIMI   Eylemlerde Suriye'nin kuzeyindeki diğer bölgeler ve Federe Kurdistan Bölgesi üzerinden gelecek askeri yardımın ulaşması için Türkiye üzerinden Kobanê'ye bir koridor açılması, Türkiye'nin DAİŞ’e verdiği desteği kesmesi talep edildi. Yurttaşların bu tavrına karşılık ise devlet eylemlerin yaşandığı birçok ilde polis ve askerleri devreye koyup, halka gaz bombası ve plastik mermilerle saldırmaya başladı. Türkiye’nin Kobanê eylemlerine olan yaklaşımının altında ise Suriye sınırında bulunan İdlib, Halep ve Kobanê hattında “güvenli/tampon bölge oluşturmak” istemesiydi. Türkiye’nin oluşturmak istediği tampon bölge talebini Kürt kazanımlarını tehlikeye atacağı gerekçesiyle, Kürt güçleri tarafından uygun bulunmadı.  DAİŞ’in 11 Haziran’da Musul'da rehin aldığı Türkiye konsolosluğunun 49 çalışanını 20 Eylül’de Girê Spî'de teslim etmesine ilişkin Türkiye ile DAİŞ'in Kobanê üzerinde anlaşmaya vardığı söylentileri yayıldı. Rehine pazarlığı Kürtler tarafından "Türkiye'nin DAİŞ’e karşı sessiz kalışına ve destek vermeye devam etmesine bir ödül" şeklinde yorumlandı.    'KONTROL EDEMEDİĞİMİZ GÜÇLER VAR'    DAİŞ’in Kobanê’ye dönük saldırıları ve iktidarın başta Kobanê sınırı olan Riha’nın Pirsûs (Suruç) ilçesi olmak üzere birçok ilde eylemlere katılan kitleye karşı polis şiddeti artarken, HDP heyeti, devlet yetkilileri ile yaptığı görüşmeleri hızlandırdı.    İmralı Adası, devlet ve KCK arasında mekik dokuyan HDP’li heyet, hükümet yetkilileri ile yaptığı tüm görüşmelerden Kobanê olayları için sonuç ve sürdürülen “çözüm sürecine” ise bir ivme kazandırmayı planladı. Kürt siyasetçiler dönemin yetkili isimleriyle görüşmeler gerçekleştirdi. Eylemler sürerken HDP’li İdris Baluken ve Sırrı Süreyya Önder dönemin içişleri Bakanı Efkan Ala ile görüştü. Ala bu görüşmede, “Bizim kontrol edemediğimiz güçler var” ifadesini kullandı.   KOBANÊ SINIRINA TANK YERLEŞTİRİLDİ    Bir yandan eylemler devam ederken diğer yandan iktidar yetkililerinin söylemleri sürecin dışına çıktı ve Kobanê sınıra tank yerleştirildi. Meclis’te Suriye’ye yönelik tezkere çıkarıldı. Bu süreçte HDP eski Eş Genel Başkanı Salahattin Demirtaş, 1 Ekim 2014’te dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu ile görüşme gerçekleştirdi. Demirtaş bu görüşmede, “Türkiye Kobanê'de yaşanan katliama sessiz kalırsa, çözüm süreci önemli oranda zarar görür. Hükümetin, 'IŞİD'e destek veriyorlar' algısını yıkması için pratik adımlar atması gerekiyor" uyarılarını yaptı. Ertesi gün ise HDP heyeti PKK Lideri Abdullah Öcalan ile görüşme gerçekleştirdi. Abdullah Öcalan, Rojava’da olası bir katliam girişiminin amacına ulaşması durumunda yeni ve uzun sürecek darbenin temellerinin atılacağı uyarısında bulundu.   ERDOĞAN’IN AÇIKLAMASINDAN SONRA İLK ÖLÜM    DAİŞ Kobanê’ye yönelik işgal saldırılarıyla birlikte Türkiye ve Kurdistan kentlerinde eylemler düzenledi. 2014 Eylül ayında başlayıp Ekim ayının başlarına kadar süren destek ve dayanışma gösterilerinde herhangi bir yaralanma veya ölüm gerçekleşmedi. 7 Ekim 2014’de AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın Dilok’ta yaptığı mitingde, “Kobanê düştü düşecek” sözlerinin ardından Mûş’un Gimgim (Varto) ilçesinde polisin eylemcilere otomatik silahla ateş açması sonucu Hakan Buksur katledildi.    54 KİŞİ YAŞAMINI YİTİRDİ   Efkan Ala, “kontrol edemediğimiz güçler var” dese de eylemlerde polis, asker ve Hizbullah tarafından yapılan saldırılarda çoğu HDP üyesi 54 kişi yaşamını yitirdi. Ölümlere dair etkin bir soruşturma yürütülmediği için yaşamını yitirenlerin failleri bugüne kadar bulunmadı, yargılanmadı.    Erdoğan’ın Amed’in Rezan (Bağlar) ilçesinde yaşanan olayda Yasin Börü’nün de aralarında olduğu 4 kişinin yaşamını yitirdiği olayı gündeme getirmesi sonucu siyasetçiler hakkında dava açıldı. 4 Kasım 2016'da HDP’nin önceki Eş Genel Başkanları Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş’ın yanı sıra HDP’li birçok vekil ve belediye eşbaşkanları gözaltına alındıktan sonra tutuklandı.    AYM KARARI TANINMADI   Daha önce Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) 6-8 Ekim 2014’te yaşananlara dair Demirtaş’ın "suçlu olmadığı" yönünde verdiği kararı tanımadığını söyleyen Erdoğan, 9 Aralık 2020’de “Yargının işine müdahale etmek benim haddime değil ama Selahattin Demirtaş gibi teröristin, varsa sözde hakkını koruyacak değiliz. İnanıyorum ki yargımız Demirtaş gibi teröriste böyle bir imkan hazırlamaz. Kaldı ki Kobani’nin, Diyarbakır’ın, Yasin Börü’nün faili odur” sözleriyle bir kez daha HDP ve Demirtaş’ı hedef aldı.    İKTİDARDAN YARGIYA TALİMAT   Kobanê eylemlerinden 6 yıl 3 ay sonra kabul edilen iddianameyle başlayan davada, yargılananlar hakkında, “devletin birliği ve ülke bütünlüğünü bozmak” ve “37 kez insan öldürme" başta olmak üzere pek çok suçtan ceza isteniyor. Bu suçlamalara karşın, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Kobanê için yapılan çağrıların şiddet içermediğini ve siyasi sınırlar kapsamında yapıldığını belirtti.  Ancak AİHM kararlarını tanımayan iktidarın yargıya açık talimat vermesiyle dava sürdürüldü. Şimdi karara çıkılması için acele edilen davada, tüm bu suçlamalara karşı, ilk duruşmanın görüldüğü 26 Nisan 2021’den bu yana yargılanan siyasetçiler 6-8 Ekim 2014’de yaşananlardan asıl sorumlunun iktidar olduğunu sundukları belge, bilgi ve anlatımlarıyla ortaya koydu.   MÜTALA YARIN SUNULACAK   Yaklaşık 2 yıldır süren, 2 hafta duruşma 2 hafta ara şeklinde ilerleyen davada, 7 Şubat’ta Mereş merkezli depremler sonrası bir ilerleme yaşanmadan 7 Şubat’ta, 28 Şubat’ta ve 7 Mart’ta görülen duruşmalar ertelendi.   Yarın görülecek 24’üncü duruşmada, iddia makamının esas hakkındaki mütalaasını sunması bekleniyor.   MA / Enes Beyaz