Kızının infazı 4 kez yakılan baba: İmralı tecridinin cezaevlerine yansıması 2023-04-08 09:01:01   İSTNABUL - Sincan Kadın Cezaevi’nde tutulan ve infazı 4’üncü kez yakılan Dilan Oynaş’ın babası Vahap Oynaş, “işkence evi” olarak tanımladığı cezaevlerindeki hukuksuzluğun İmralı tecridinin yansıması olduğunu söyledi.    Ankara Sincan Kadın Kapalı Cezaevi'nde 2016 yılından bu yana “örgüt üyesi” iddiasıyla tutuklu bulunan gazeteci Dilan Oynaş, 26 Nisan 2022 tarihinde cezası bittiği halde İdare ve Gözlem Kurulu'nun hazırladığı rapor nedeniyle tahliye edilmiyor. İlk olarak 27 Nisan 2022 tarihinde kurula çıkan Oynaş, “iyi halli” olmadığı gerekçesiyle infazı yakıldı. 21 Temmuz 2022’de ikinci kez kurula çıkan Oynaş, bu kez de dayatılan “pişmanlığı” kabul etmediği için infazı yakılarak ve tahliyesi 6 ay uzatıldı. 21 Ocak’ta üçüncü kez toplanan İdare ve Gözlem Kurulu, Oynaş’a verilen disiplin cezasını gerekçe göstererek, tahliyesini üçüncü kez engelledi. Son olarak 27 Mart’ta dördüncü kez toplanan kurul, bir kez daha “pişmanlık” dayatmasını kabul etmediği için Oynaş’ın tahliyesini engelleyerek, 6 ay daha uzattı. Baba Vahap Oynaş, kızının karşı karşıya bırakıldığı hukuksuzluğa tepki gösterdi.    'İŞKENCE EVİ'   Cezaevlerini  “işkence evi” olarak nitelendiren baba Oynaş, var olan hukuksuzluğun İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik tecridin cezaevlerine yansımaları olduğunu söyledi. Oynaş, “ 2016  yılında OHAL döneminde kızımın görüşüne birkaç kez gittim ancak görüştürmediler. En son görüştüğümde ise bulunduğu koğuşa baskın yapıldığını söyledi. Açlık grevi sürecinde sürekli arama adı altından baskı yapılmış. Mektup ve kitaplar zamanında verilmiyor” dedi.    Cezaevinde kış ortasında battaniyelerinin toplatıldığını aktaran Oynaş, şöyle dedi: “Amaç eziyet vermek. 3 ay önce kızım aradı ve ‘Bir ay iletişim cezası aldım. Beni merak etmeyin’ dedi. Ceza ise daha önceki telefon görüşmesi sırasında benim dışımda başka seslerin gelmesi gerekçesiyle verildi. Bizim ev kalabalık olduğu için kızımla yaptığım telefon görüşmelerinde çocuk sesleri geldiği için bu cezayı aldı.”    'İNTİHAR SÜSÜ VERİLİYOR'   Hak ihlallerine karşı Sincan Cezaevi önünde açıklama gerçekleştirdiklerini belirten Oynaş, Adalet Bakanlığı’na çağrıda bulunduklarını ancak kendilerine herhangi bir geri dönüş olmadığını söyledi. Oynaş, “Tek derdimiz cezaevlerinden cenazelerin çıkmaması. Onlarca kadın ve erkek intihar süsü verilerek, cezaevinde öldürülüyor. Binlerce hasta tutuklu var. Bunların tahliye edilmesini istiyoruz” diye belirtti.   30 yıllık tutukluların infazları yakıldığı için tahliye edilmediklerini hatırlatan Oynaş, bu hafta kızının görüşüne gittiğinde 30 yıllık 2 tutuklunun infazının yakıldığını öğrendiğini aktararak, “Bu infazlar neden yakılıyor?” diye sordu.    BAKANLIĞIN GENELGESİ    Adalet Bakanlığı Bekir Bozdağ imzasıyla Ocak ayında hasta tutuklular için yayımlanan genelgeyi hatırlatan Oynaş, genelgenin siyasi ve Kürt tutukluları kapsamadığını ifade etti. Oynaş, “Bu durumun sadece Kürt kimliğinden kaynaklandığını söyleyebilirim. Kadınları katleden, uyuşturucu baronları ve mafya baronlarını tahliye ediyorlar. Kültürünü, dilini ve kimliğini savunanlara hiçbir hak tanınmıyor. Hukuk diye bir şey yok. Kendilerine göre bir hukuk var” ifadelerini kullandı.    'ÖZGÜR BASINA YÖNELİK BASKI'   Kürt gazetecilere yönelik baskılara değinen Oynaş, “Gerçekleri yansıttıkları için tutukluyorlar. Basının bu ülkede özgür olması gerekir. Bütün Kürt kurumları üzerinde baskı var. Özellikle basını susturmaya çalışıyorlar. Kürde dair ne varsa yok ediyorlar. Bu yok etme politikalarına karşı sonunda kadar direneceğiz” dedi.   İmralı tecridinin kaldırılması gerektiğini vurgulayan Oynaş, “Bu yüzyıl Kürtlerin yüzyılı. Kürtlere tarihi bir rol ve misyon düşüyor. Bu seçimde sistemin değiştirilmesi ve gerçek anlamada adaletli bir yönetimin gelmesi gerektiği düşüncesindeyim. El ele vererek, bu zulme ve haksız politikalara dur diyelim” çağrısında bulundu.