Depremzedeler için ‘Sinema Çadırı’ kurdular 2023-04-05 09:01:57 MEREŞ - Elbistan'da “Sinema Çadırı” kuran Afet Gönüllüleri’nden Ali Çetinsoy, "Halkın kendi yaralarını iyileştirebildiğini gördük” dedi.   Mereş Elbistan’da depremzedeler, elektriği olmayan çadır kentlerde yaşam mücadelesi veriyor. Dış kentlerden birçok gönüllü de depremzedelerin yaralarını sarmak için yoğun çaba içerisinde.  Depremin ikinci günü Elbistan’a gelerek, depremzedelerle dayanışma gösterenlerden biri de Afet Gönüllüleri ekibi. “Sinema Çadırı” kuran ekip, çocuklar, gençler ve yaşlıların yaşadıkları acıları sanatla bir nebze de olsa azaltmaya çalışıyor.    SİNEMA DAYANIŞMASI    Afet Gönüllüleri’nden Ali Çetinsoy, “Televizyon başında olmaktansa burada halkla dayanışma içerisinde olmak istedim” sözleriyle geliş sürecini anlattı. Çetinsoy, sinema fikrinin çeşitli süreçlerden sonra açığa çıktığını belirterek, “Burada her gün başka bir gündeme uyanıyoruz. Hava şartları, insanların çadır kente alışma süreci, yağmur, sel, çocukların uyumsuzluğu, göçmenlere yönelik ayrımcılık gibi gündemlerle uyanıyoruz. Kendimizi bilmediğimiz bir kültürün içinde bulduk ve ‘bunlar için ne yapabiliriz' derken sinema fikri doğdu. ‘İnsanlar ortak ne yapabilir’ diye sorduk ve insanların sanat ve kültürle aynı çatı altında toplanabildiğini gördük” diye konuştu.    ‘DEVLETİN DOKUNAMAYACAĞI YERLERE DOKUNDUK’   Çetinsoy, çocuklar için film gösterimiyle başladıklarını ve daha sonra depremzedelerin “Ya bir Kadir İnanır açın da biz de izleyelim” veya “Selvi Boylum’u açın” demesiyle çadırda belli saatlerde film gösterimi yaptıklarını aktardı. Çetinsoy, “İnsanlarla iç içe olmayı nasıl başarırız’ diyerek kocaman bir hangar çadır yaptık. 30-40 metrelik çadırlarımız var. Burayı sıcak tutmak amacıyla soba kurduk. Sonra projeksiyon ile görüntü verdik. Çocuklara çizgi film izletiriz ile yola çıkarak gençlere eriştik. Sonra büyüklerimiz geldi. Burada yetersiz bir devlet gördük, spesifik ihtiyaçlara dokunduk. Devletin dokunamayacağı yerlere dokunduk. Bürokrasi ile işlemeyecek şeyleri bireysel olarak becerdik. Her sabah çocuklar ile burayı açıyorum. Kalkıyoruz, dünden yediğimiz çikolataların çöplerini topluyor, sandalyelerimizi düzeltiyor, çizgi filmimizle güne başlıyoruz. Daha sonra yaşı büyüklerin gelmesi için başka yayın akışlarına geçiyoruz” sözleriyle çalışmalarını anlattı.    Yaşanan olaylara “sahte” bir müdahalede bulunamayacaklarını ifade eden Çetinsoy, “Onlara elimizi uzatırsak, elimizin sıcaklığı kalır. Buradaki insanlar fedakarlık yapmasaydı onların gerçek acılarına dokunamazdık. Onların yanında olmak, onların hissettiği gibi hissetmek için biz elimizden geleni yaptık. Bu hislere kapılarak, onlar gibi düşünerek sinemayı kurduk. Gençler evlerinden çıktı, yanımıza geldi, odunlarımızı kuruttuk, sobamızı yaktık, sonra istediğimiz filmi açtık” diye konuştu.   ‘HALKIN KENDİNİ İYİLEŞTİRDİĞİNİ GÖRDÜK’   Farklı illerden gelen gönüllülerin Elbistan’da devriyeli çalıştıklarına dikkati çeken Çetinsoy, “Biz böyle güç kazanıyoruz. Burada devletsizlik ne demek, başında büyüğü olmadan yaşamak ne demek gördük. Burada kendimizi küçük bir çocuk olarak gördük. Biz burada her şeyi inşa etmeye başladık. Devletsizliğin dibini gördük. Dolayısıyla halkın kendi kendini, yaralarını iyileştirebildiğini de gördük” şeklinde konuştu.    MA / Yüsra Batıhan