Halepçe'de yaşamını yitirenler anıldı: Soykırım olarak tanınsın 2023-03-16 13:22:35 HABER MERKEZİ - Halepçe Katliamı'na ilişkin yapılan açıklamalarda yaşamını yitirenler anılırken Halepçe'nin  Kürt soykırımı olarak tanınması istendi.    Halepçe Katliamı'nın 35'inci yıldönümünde yaşamını yitirenler anıldı.    KURDİSTANÎ İTTİFAK HALEPÇEYİ ANDI   Kurdistanî İttifak Çalışma Grubu, Halepçe Soykırımı’nın 35’inci yıldönümüme ilişkin yazılı açıklama yaptı. “Ortadoğu’nun Hiroşima’sı, Halepçe Soykırımı!” başlığıyla yapılan açıklamada, soykırım birkez daha lanetlendi.  Açıklamada, “16 Mart Halepçe soykırımını anarken, 6 Şubat 2023 Maraş merkezli gerçekleşen iki büyük depremle halkımız yeni büyük bir felaketle yüzleşti. Diyarbakır’dan Efrin-Cinderes’e uzanan ve esas olarak Kürdistan coğrafyasında yaşanan depremde açıklanan resmi rakamların çok üstünde ölü ve yaralı var. Halkımızın, halklarımızın başı sağ olsun. Yaşamını yitirenlere Allah’tan rahmet, ailelerine başsağlığı, yaralılara acil şifalar diliyoruz. Ve halkımıza, sivil kurumlara deprem bölgesi halkımızla dayanışmayı aralıksız sürdürmeye çağırıyoruz” denildi.    ‘DÜNYA SESSİZ KALDI’    Dünya’nın “Ortadoğu’nun Hiroşima’sı”na karşı sessiz kaldığı dile getirilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi: “O gün, evet o tarihi günde doğu dünyasında hiç tepki gelmemişti. Çünkü Saddam müttefikleriydi. Batı dünyasında ise çok ama çok cılız tepkiler gelmişti. Yanı sadece SSCB, Çin değil ABD ve AB’de Halepçe soykırımı karşısında sessiz kalmayı tercih etmişti. Ayrıca Saddam rejimi Enfal Soykırımı’nı sürdürürken, 26-29 Ocak 1987’de Kuveyt’te toplanan İslam İşbirliği Teşkilatı zirvesinde soykırıma ilişkin hiçbir tepki vermemişti. Hatta Halepçe katliamından sadece üç gün sonra toplanan İslam İşbirliği Teşkilatı yine sessiz kalmıştı. Dünya Ortadoğu’nun Hiroşima’sı karşısında sessiz kaldı. Yani halkımız O büyük soykırıma uğrarken dünyada yapayalnızdı!”    ‘SÖMÜRGECİLERİN SALDIRILARI DEVAM EDİYOR’    Kurdistan coğrafyasını sömüren rejimlerin Kürt halkına karşı koordineli saldırıları devam ettirdiğine vurgu yapılan açıklamada şöyle denildi: “Sömürgecilerin özellikle Kürdistan Bölgesel Yönetimi ile Özerk Rojava’nın mevcut statüsünü ortadan kaldırmak, en azından etki ve yetki alanlarını daraltmak hedefinde her fırsatta ısrar ettiklerini görüyoruz. Öyle ki Türkiye, tarihinin en büyük depremlerinden birini yaşadığı ilk günlerde bile Rojava’da saldırılarına ara vermemiştir. Halkımız üzerinde dört parçada baskı, tehcir, soykırım tehlikesi devam ediyor.   Kürdistani İttifak Çalışması olarak; bu tehlikeye karşı başta Kürdistan Bölgesel Yönetimi ile Özerk Rojava Yönetimi olmak üzere Kürt siyasetini ve halkımızı dayanışma ve birlikte davranmaya çağırıyoruz. Dünya demokrasi güçlerini ve kamuoyunu, bu kritik süreçte halkımızla dayanışmalarını sürdürmeye çağırıyoruz. Kahrolsun sömürgecilik ve soykırım siyasetleri!”   İHD: KÜRT SOYKIRIM GÜNÜ OLARAK TANINSIN   İnsan Hakları Derneği (İHD) Genel Merkezi, Halepçe Katliamı’nın 35’inci yıl dönümü dolayısıyla yazılı açıklama yayınladı. Katliamı lanetleyen İHD açıklamada, Enfal Katliamı’ndan bugüne Kürtlerin hala tehdit altında olduklarına dikkat çekti.   İHD’nin, Türkiye’de Halepçe Katliamı’nın anma günü olarak bilinen 16 Mart gününü “Kürt Soykırımı Günü” olarak tanıma kararı aldığını ve Türkiye Cumhuriyeti devletinin bu soykırımı tanımasının talep edildiği açıklamada şunlara yer verildi: “Soykırım suçu, BM Roma Statüsü’nde ulusal, etnik, ırksal veya dinsel bir grubu kısmen veya tamamen ortadan kaldırmak amacı ile işlenen öldürme, bedensel veya zihinsel zarar verme, fiziksel varlığı ortadan kaldıracağı hesaplanarak yaşam şartlarını kasten değiştirme, yani göç ettirme, grup içinde doğumları engellemek amacı ile tedbirler alma ve gruba mensup çocukları zorla bir başka gruba nakletme olarak tanımlanmaktadır. Saddam Hüseyin rejiminin özellikle Enfal Operasyonu kapsamında amaçladığı ve gerçekleştirdiği suçlar soykırım suçudur. Bu nedenle de yapılanların soykırım olarak adlandırılması gerekmektedir. Nitekim 1 Mart 2010’da Irak Yüksek Ceza Mahkemesi Halepçe katliamını Soykırım olarak tanımıştır. Soykırım gibi en ağır suçun işlendiğini kabul etmek gelecekte oluşabilecek benzeri suçları önlemekte caydırıcı bir rol oynayacaktır. Ayrıca soykırımda yaşamlarını yitirenlerin yakınlarına ve soykırıma maruz kalmış bir halkın acılarına ortak olmak, onların yas süreçlerini yaşamasına katkı sunacaktır.”   ‘ENFAL İNSANLIK SUÇUDUR’   İHD Amed Şubesi, Halepçe Katliamı yıldönümüne ilişkin yazılı açıklama yaptı. Enfal Operasyonu kapsamında işlenen suçların soykırım olduğuna değinilen açıklamada, “Enfal Operasyonu ile gerçekleşen soykırımı 35 yıldır unutmadık, unutmayacağız. Soykırımda yaşamını yitirenleri saygı ile anıyoruz” denildi.    ŞIRNEX   HDP Şırnex İl Örgütü, parti binası önünde açıklama yaptı. "Em komkujiya Helepçê jî bîr nakîn" pankartının açıldığı açıklamada HDP Şirnex İl Eşbaşkanı Abdullah Güngen konuştu.  Kürtlere yapılan hiçbir katliamı unutmayacaklarını kaydeden Günden "Faşist Baas  rejiminin uçakları, Saddam Hüseyin'in emriyle Halepçe kentine ölümcül kimyasal bombalar yağdırdı. Sonuç olarak, bölgedeki yaklaşık 7 bin Kürt öldürüldü, on binden fazla insan yaralandı ve 5 bin ev ve bina yakıldı ve yıkıldı. Halapçe insanlık tarihinde kara bir leke olarak yerini almıştır. Katliamı gerçekleştirenler ve bugünlere vesile olanlar, halkın kararlı mücadelesine karşı birlik oldular. Ama özgürlük mücadelesi bastırılamaz ve engellenemez. Dersim'i, Zilan Katliamı’nı, Amude'yi, Enfal ve Gazi’yi, Şengal’i, Roboski katliamlarının faşist iktidarlar eliyle halkımızın başına gelen bütün katliamları unutmadığımız gibi, Halepçe'yi de unutmayacağız” dedi.    İSTANBUL    İHD İstanbul Şubesi, Halepçe Katliamı’na ilişkin yazılı açıklama yaptı. Katliamın kınandığı açıklamada, Kürtlere yönelik savaş ve soykırım politikalarının uluslararası anlaşmalarla yasaklanmasına rağmen bugün halen Kürt halkına karşı kimyasal silah kullanımına devam edildiği belirtildi.   TÜRKİYE SOYKIRIMI TANIMALI    Savaş politikalarının Kürtlerin yanı sıra tüm insanlık için yakın bir tehlike taşıdığına dikkat çekilen açıklamada, Halepçe Katliamı başta olmak üzere insanlığa karşı işlenen suçlara ilişkin uluslararası yargı mekanizmalarının işletilmesi çağrısında bulunuldu. Açıklamada, Irak devletinin yanı sıra bugün dünyadaki birçok devletin bu katliamı soykırım olarak tanıdığı belirtilirken, Türkiye’nin ise bu konuda hala bir adım atmadığına dikkat çekildi. Açıklamanın devamında şu hususlara vurgu yapıldı: “Irak Yüksek Mahkemesi’nin 2010 yılında Halepçe Katliamını soykırım olarak tanımasının ardından bugüne değin Irak, Irak Federe Kürdistan Bölge Yönetimi, Norveç, İsveç, Hollanda ve İngiltere,  yaklaşık 200 bin Kürt’ün katledildiği ‘Enfal Operasyonu’ kapsamında işlenen suçların bir soykırım olduğunu kabul etmiştir. Türkiye Devletini de bu soykırımı tanımaya ve katliamlara karşı tüm insanları mücadeleye çağırıyoruz.”   BEYAZIT KATLİAMI    Açıklamada ayrıca 1978’de İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi önünde ülkücüler tarafından düzenlenen bombalı ve silahlı saldırı sonucu, üniversite öğrencileri Hatice Özen, Cemil Sönmez, Baki Ekiz, Turan Ören, Abdullah Şimşek, Hamit Akıl ve Murat Kurt’un katledildiği 16 Mart Beyazıt Katliamı da kınandı.   ÊLIH    HDP Êlih İl Örgütü, parti binası önünde açıklama yaptı. Açıklamada, “Halepçe nayê ji bîr kirin” pankartı açıldı. Açıklamaya TJA, Barış Anneleri Meclisi, görevinden uzaklaştırılarak yerlerine kayyım atanan Êlih Belediyesi Eşbaşkanları Songül Korkmaz ile Mehmet Demir, Êlih Emek ve Demokrasi Platformu, HDP, DBP, Yeşil  Sol Parti Êlih il örgütleri ile çok sayıda yurttaş katıldı.   Basın metnini okuyan Yeşil Sol Parti Êlih İl Eş Sözcüsü Sedef Özdemir, “5 bin Kürt’ün katledildiği ve hafızalara annelerin evlatları üzerine cansız bedenleriyle kapaklandığı fotoğraflarla kazınan Halepçe Katliamını unutmayacağız. Kürt çocuklarının ‘Dayê bêhna sêvan tê/Anne elma kokusu alıyorum’ feryatlarını unutmayacağız. Halepçe Katliamının müsebbibi Saddam Rejimi olsa da rejime Kürtler üzerinde denemesi için kimyasal silah verenleri unutmayacağız. Halepçe Katliamını görmezden gelenleri unutmayacağız” dedi.    'ÖZGÜRLÜK MÜCADELESİNİ BİTEREMEDİLER'    Katliamın Kürt halkının özgürlük ve demokrasi mücadelesini bitiremediğini ifade eden Özdemir, “Bu tarihi hakikatten ders almayanlar, benzer bir şekilde bugün Afrin’de, Serêkaniyê’de sivil halka saldırıyor. Dün Halepçe’de kimyasal ve biyolojik silahlarla bu meşru mücadeleyi bastırmaya çalışan zihniyetin benzeri bugün Roboski’de, Ankara’da, Suruç’ta, Kobane’de ve Kürdistan’da katliamlar yapıyor” diye konuştu.   Bugünün 16 Mart 1978’de İstanbul Üniversitesi’nde kontrgerilla tarafından gerçekleştirilen bombalı saldırıda 7 öğrencinin hayatını kaybettiği Beyazıt katliamının da yıldönümü olduğunu vurgulayan Özdemir, katliamın gerçekleştirenlerin halkların hafızasında kara bir leke olarak kaldığını söyledi.    WAN   TJA, DBP, HDP ve Yeşil Sol Parti tarafından Halepçe Katliamının yıldönümü nedeniyle  “Komkujî û tekoşîna li dijî komkujiyê” konulu söyleşi düzenledi. Wan’ın Rêya Armûşê ilçesindeki bulunan ŞanoWan tiyatro salonunda düzenlenen panelin moderatörlüğünü Jîneolojî Dergisi’nin üyesi Neslihan Şedal üstlendi. "Em Komkujîya Helepçeyê ji bîr nakin" pankartının asıldığı ve çok sayıda sivil toplum ve meslek örgütlerinin katıldığı söyleşi,  yazar Heval Dilbahar ile sosyolog ve yazar Selahaddin Biyanî panelist olarak katıldı.    Saygı duruşu ve sinevizyon gösterisinin ardından konuşan Şedal, "Bundan 35 yıl önce Kürt halkı üzerinden çok ciddi bir soykırım yapıldı. Kürt halkının iradesine, varlığına ve mücadelesine yapıldı bu soykırım. O dönemlerde Kürtler katledildi, köyleri yakıldı, kaybedildiler, köyleri bombalandı ve binlerce Kürt yaşamanı yitirdi. Bu saldırıların temel nedeni Kürt halkının geleceğini ve mücadelesini yok etmekti" diye konuştu.   Halepçe katliamının sıradan bir katliam olmadığın dile getiren Selahaddin Biyanî ise, "Halepçe katliamı Enfal’ın bir parçasıydı. Enfal'e baktığımızda içerisinde 20'den fazla Halepçe katliamı çıkıyor. Halepçe katliamının görüntü ve fotoğrafı dünya çapına dağıldığı zaman hafızalarda kaldı fakat katliam aynı katliamdı. Enfal sıralı bir soykırımdı, Halepçe ise orada bir noktaydı" şeklinde konuştu.   Yazar Heval Dilbahar ise, katliamlarda yaşamlarını yitirenleri anarak, Kürtlere yönelik soykırımlara değindi.  WAN KESK ŞUBELER PLATFORMU Wan KESK Şubeler Platformu, Halepçe Katliamı nedeniyle Perihan Aydın AVM önünde basın açıklaması düzenledi. Basın açıklamasında “Komkujiya Helepçê ji bîr neke” pankartı açıldı. Açıklamada sık sık “Maraş’ı, Gazi’yi Halepçe’yi unutma”, “Şehiden Helepçe namrın” sloganları atıldı. Basın açıklaması metnini ise Habersen 7 Nolu Şube Başkanı Hamit Aker okudu. Aker, Halepçe katliamının sorumlularının yargılanmadığına dikkat çekti. Halepçe katliamında hayatını kaybedenleri saygıyla andıklarını belirten Aker, sorumlular yargılanana kadar mücadele edeceklerini söyledi.  MÛŞ   DBP ve HDP Muş il örgütleri, Halepçe katliamının yıl dönümüne ilişkin DBP il binası önünde açıklama yaptı. Kentteki siyasi parti ve sivil toplum örgütlerinin katıldığı açıklamada, “Me Helepçe ji bîr nekiriye” pankartı açıldı. Halepçe katliamının bir soykırım olduğunu ifade eden DBP Muş İl Eşbaşkanı Selamettin Yılmaz, katliamı unutmadıklarını ve unutturulmasına izin vermeyeceklerini söyledi.   AGİRÎ   Agirî’nin Bazîd ilçesinde de HDP Bazid İlçe Örgütü binası önünde, çok sayıda yurttaşın katılımı ile Halepçe Katliamı’nın yıl dönümüne dair basın açıklaması gerçekleştirildi. Açıklamada konuşan Yeşiller Sol Parti ilçe Eşsözcüsü Cemil Koç, kimyasal silahlarla katledilen binlerce Kürt’ü saygıyla andıklarını söyledi.   İSTANBUL   Gençlik Örgütleri ve 78’liler Girişimi,  16 Mart 1978 Beyazıt Katliamı ve 16 Mart 1988 Halepçe Katliamı’nın yıldönümüne ilişkin İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi önünde basın açıklaması düzenledi. Açıklamaya, HDK ile HDP üyelerinin yanı sıra sivil toplum örgütleri ile çok sayıda yurttaş destek verdi. “16 Mart Beyazıt ve Halepçe Katliamını Unutmadık, Hesap Soracağız” ve “16 Mart 1978 Katliamı davamız sürüyor” pankartlarının açıldığı açıklamada,“Beyazıt faşizme mezar olacak”, “Beyazıt Katliamı’nın hesabı sorulacak”, “16 Mart’ı unutma, unutturma”, “Halepçe’yi unutmadık”, “Unutmayacağız, affetmeyeceğiz” dövizleri de taşınırken sık sık, “Katillerden hesabı gençlik soracak”, “ Gün gelecek devran dönecek katiller halka hesap verecek” sloganları atıldı.    'ADALETİN PEŞİNDEYİZ'    78’liler Girişimi adına basın açıklamasını okuyan İsmail Ağan, 16 Mart Davası’nın cezasızlıkla sonuçlandığına dikkati çekerek davanın zamanaşımı ile kapatıldığını hatırlattı. Beyazıt Katliamı’nı kınadıklarını dile getiren Ağan, “ 16 Mart Davası doğrudan bir kontrgerilla davasıydı ve alanında açılan ilk ve tek davaydı.  Suç ilişkileri, MİT’e, emniyete ve askerlere kadar uzanıyordu. Her üç kurumda mahkemeye hiçbir bilgi vermedikleri gibi bu yolu en hızlı süratle kapattılar. Soykırım, katliam işkence gibi insanlık suçlarında zamanaşımı olmayacağı bu dava zamanaşımın ile bitirildi. 16 Mart davası bitmedi. Adaletin peşindeyiz” diye belirtti.    Ağan konuşmasında Halepçe’de katledilen binlerce Kürt’ü anarak yaşanan katliamı kınadıklarını belirtti.   'MÜCADELENİN DEVAMI OLACAĞIZ'    Ardından söz alan Murat Can Kaya, Beyazıt Katliamı’nın planlı bir katliam olduğuna dikkati çekti. Beyazıt Katliamı için sonuna kadar mücadele edeceklerini belirten Kaya, “Beyazıt'ta 7 devrimci öğrencinin ölümü ile sonuçlanan planlı saldırı tam burada gerçekleşti. Devrimci öğrencilerin üzerine bomba atıldı ve kurşunlar yağdırıldı. Beyazıt Katliamı’nda yaşamını yitiren devrimci öğrencilerin mücadelelerinin daima devamcısı olacağız. Bu meydanda yitirdiğimiz yoldaşlarımızın hesabını soracağız” dedi.   HALEPÇE KATLİAMI    Kaya, bu katliamın insanlığa karşı işlenmiş bir suç olduğunu vurguladı. Kaya, “Halepçe Katliamı, iktidarların tarih boyu direnen halklara dönük yapılan kanlı saldırılarından biridir.  Katledilen, kanı dökülen, yurtlarından edilen yüz binlerin hesabını sorma bilinciyle bir kez daha yan yana geldik. İnsanlığa karşı işlenen suçların affedilemez olduğunu buradan bir kez daha, Beyazıt’tan yineliyoruz” diye konuştu.   MÜCADELE ÇAĞRISI    Kaya’nın ardından söz alan Derin Kuş ise Beyazıt Katliamı ve Halepçe Katliamı için mücadele etmekten vazgeçmeyeceklerini belirterek, sokaklarda, alanlarda kampüslerde mücadeleyi büyütme çağrısında bulundu. Kuş, “Gençlik, 1978’de de bugün de yılmadı; ne bombalara, ne baskılara boyun eğdi.  Tarihi çarpıtarak halkın acısından ve yaşadığımız tüm yıkımların kendi iktidarlarını inşa edenlere karşı yaşamın her alanında, kampüslerde, sokaklarda mücadeleyi yükseltelim” çağrısında bulundu. İZMİR   HDP İzmir İl Örgütü, DBP Ege Bölge Temsilciliği, DAD İzmir Şubesi, TJA İzmir, Ege TUHAY-DER, HDK İzmir Meclisi, ANYAKAYDER ve Barış Anneleri, Halepçe katliamının yıl dönümüne ilişkin DBP Ege Bölge Temsilciliği binasında basın toplantısı yaptı. Burada konuşan DBP Parti Meclisi Üyesi Hasan Hayri Dikilitaş, Kürt halkının birçok kere katliamlarla göçlerle yerinden edildiğini kaydetti. 1998 Halepçe katliamının ardından Suriye'nin Kamışlo kentinde de Kürtlere yönelik katliam gerçekleştiğini anımsatarak, "Bölgemizde devam eden üçüncü dünya savaşının yeni Halepçeler, Kamışlo'ların yeni Gazi'lerin ve benzeri kaliamların yaşanmaması için kapitalist moderinteden beslenen ırkçı faşist güçlere karşı direnmekten geçer. Bugün her zamankinden daha önemli olan ve daha acil olan insani ahlaki vicdani bir görev ve sorumluluk taşımaktadır" dedi. ANTALYA Antalya Emek ve Demokrasi Güçleri, Eğitim Sen Antalya Şubesi'nde yaptıkları basın açıklamasıyla  Halepçe Katliamı'nda yaşamını yitirenleri andı. Anmada basın metnini Halkların Demokratik Partisi (HDP) Antalya İl Eşbaşkanı Hülya Hasbay, okudu. "Halepçe, Beyazıt ve Gazi Katliamlarını gerçekleştirenleri lanetliyoruz" diyen Hasbay, "Antalya Emek ve Demokrasi Güçleri olarak bizler; üzerimizde oynanan oyunların, bize yönelik saldırıların farkındayız ve bunlara boyun eğmeyeceğiz" dedi.