Deprem bölgesinde sağlık sorunları artıyor 2023-03-12 09:22:18   MEREŞ - Havaların ısınmasıyla birlikte deprem bölgesinde sağlık sorunlarının artacağı uyarısında bulunan HDP’li vekil Dr. Necdet İpekyüz, travma yaşayan tüm yurttaşlar için rehabilitasyon süreçlerinin geliştirilmesi gerektiğini söyledi.    Mereş merkezli 6 Şubat’ta art arda meydana gelen depremlerde resmi verilere göre, 47 bin 975 kişi yaşamını yitirdi. Mereş Elbistan merkezli depremin üzerinden 34 gün geçmesinde rağmen barınma, sağlık ve gıda gibi birçok sorun devam ediyor. Depremin ardından Elbistan’ı terk eden depremzedeler ilçeye dönmeye başlarken, birçoğu kış koşullarına uygun olmayan koşullarda ayakta kalmaya çalışıyor. Aradan geçen süreye rağmen çadır alanlarında tuvalet ve banyo ihtiyaçları karşılanmadı. Recep Tayyip Erdoğan Millet Bahçesi’nde kurulan ve binden fazla çadırın bulunduğu çadır kentteki depremzedeler, sağlıklı beslenmek için gerekli koşullara erişemiyor. Uzmanlar ise, havaların ısınmasıyla birlikte var olan sorunların daha da artacağına dair uyarılarda bulunuyor.    Halkların Demokratik Partisi (HDP) Êlih Milletvekili Dr. Necdet İpekyüz, deprem bölgesinde yaşanan sağlık sorunlarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.   'GÖRMEMEZLİKTEN GELİNİYOR'    Depremden birçok sağlık merkezi ve hastanenin zarar gördüğünü belirten Dr. İpekyüz, deprem sonrası temel sorunun ilk yardım alanında yaşanan eksiklikler olduğunu söyledi. Deprem bölgesinde birçok sağlık probleminin açığa çıktığına dikkat çeken İpekyüz, “Kronik hastalarda, hamilelerde, bebek ve çocuklarda sağlık problemleri açığa çıktı. Beslenemedikleri, soğukta kaldıkları için problemler açığa çıkmaya devam edecek. Sağlık; hastane, doktor, hemşire ve sağlık çalışanları ile çözülebilecek bir sorun değil. Depremde korumak, önlemek önemliyse, sağlıkta da korumak ve önlemek önemlidir. Temiz günlük kullanılabilecek içme suyun temin edilmesi, deterjan, hijyen malzemelerinin sağlanması, konaklama yerinin hijyeninin sağlanması, çeşitli aşıların yapılması, kent ve ilçe merkezinde temizlik yapılması önemlidir. Sıcaklarla beraber burada da bir yığın mikroorganizma üreyecektir. Burada temizlik ve ilaçlama çalışmasının yürütülmesi, insanların kalori hesabı ile beslenmesi, yemeklerin steril ortamda hazırlanması lazım. Ancak burada böyle bir anlayış yok. Dikkate alınmıyor ve görmemezlikten geliniyor” dedi.    ÇÖKEN SİSTEM    Kırsal kesimlerde yaşayan depremzedelerin sağlık sorunları için herhangi bir çabanın olmadığını dile getiren İpekyüz, sağlık alanında anadilde eğitim verilmemesinin ayrıca sorunlar yarattığını söyledi. Deprem bölgesinde yakınlarını kaybedenlere, çocuk ve yaşlılara yönelik rehabilitasyon hizmeti verilmesi gerektiğinin altını çizen İpekyüz, barınma sorununun tekrar sağlık sorunu açığa çıkmayacak şekilde çözülmesi gerektiğine dikkat çekti. İpekyüz, “İnsanlar kalabalık yerlerde kalıyor ve uyuz başta olmak üzere birçok hastalık başladı. Banyo yapmamak ve aynı kıyafeti giymek, temizlenmemek buna ortam yaratıyor. Sıcaklarla beraber, dizanteri, tifo, koleraya yol açabilecek bütün hastalıklar ortaya çıkacak. Bunları önlemeye yönelik ortam yaratılması, ilaç desteği verilmesi lazım. Sağlık Bakanlığı kronik hastaların ilaçlarına yönelik bir düzenleme yaptı ama vatandaşın cebinden ödediği paralar konusunda bir düzenleme yapmadı. Reçete almış bir vatandaş, eczaneye gittiğinde 200 lira fark ödemek zorunda kalıyor. Üretim, yaşam alanı yok, para insanların aklına gelebilecek bir şey değil. İnsanlar çaresiz. Bu kaotik ortamda yurttaşı çaresiz bırakmak, mağduriyetin üstüne mağduriyet eklemektir. Öfkeye, yalnızlığa, çaresizliğe yol açmaktır. Çöken sistem, yurttaşı ruhsal çöküntüye doğru itiyor ve bu çok tehlikeli” uyarısında bulundu.   'REHABİLİTASYON SÜREÇLERİ GELİŞTİRİLMELİ'   Travma yaşayan tüm kesimlere yönelik rehabilitasyon süreçlerinin geliştirilmesi gerektiğini vurgulayan İpekyüz, “Burada birçok işlem kağıt üzerinde yapılıyormuş gibi gösteriliyor. Bu ülke ‘mış’ gibi yönetiliyor ama yaşamın kendisi mış değil. Buraya tümüyle destek olmak, özellikle uzuv kaybı konusunda protez çalışması yürütmek, önemli merkezlerin kurulması, var olan kurumların da bu konuda özel çaba yürütmesi lazım” dedi.    İpekyüz, son olarak şunları söyledi: “Hesap soralım, sessizlik bizi çaresiz bırakır, sesimizi yükseltelim, dayanışalım. Onlar yokken biz yetiştik. Biz geleceğin ülkesinde yeni yaşamı kurabilecekleriz. Rıza anlayışımızla daha iyi, yeni bir yaşamı hak ediyoruz, kurabiliriz. O potansiyele sahibiz. Yeter ki umudumuzu tüketmeyelim.”   MA / Yüsra Batıhan