‘Sınırlardaki ölümler birer Roboski’dir’ 2023-03-01 09:01:18 WAN - İbrahim Baykara’yı katleden askerler hakkında verilen beraat kararını, “cezasızlık” olarak değerlendiren Wan Barosu İHM Eşsözcüsü Burcu Şeber, sınırda yaşananların birer Roboski olayı olduğunu söyledi.    Wan’ın Çardêran (Çaldıran) ilçesine bağlı Çîllî Mahallesi’nde sınır ticareti yapan İbrahim Baykara, İran ve Türkiye sınırında askerlerin açtığı ateş sonucu 3 Ağustos 2020’de yaşamını yitirdi. Olaya dair Çaldıran Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturma kapsamında askerler A.C.A ve R.İ hakkında “olası kastla öldürme” gerekçesi ile iddianame hazırlandı. Soruşturmanın iddianameye dönüşmesinin ardından dava Erciş Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmeye başlandı. 23 Şubat’ta görülen davanın duruşmasında mahkeme, sanık askerler hakkında “meşru müdafaa” gerekçesiyle ceza verilmesine yer olmadığına karar verdi.    Mahkeme kararını “cezasızlık politikası” ve “ödüllendirme” olarak değerlendiren Wan Barosu İnsan Hakları Merkezi (İHM) Eşsözcüsü avukat Burcu Şeber, gerekçeli karar yazıldıktan sonra yerel mahkeme kararını İstinaf Mahkemesi’ne götüreceklerini söyledi.    ‘BAYKARA İNFAZ EDİLDİ’   Baykara’nın katledilmesine yabancı olmadıklarını ifade eden Şeber, “Ne yazık ki şaşırdığımız bir olay değil ve onun gibi onlarca olayın tanığıyız” dedi. Şeber, Baykara’nın katledilme gününe dair dosyada yer alan bilgilere ilişkin, şunlara değindi: “İbrahim Baykara mazot almak için 3 Ağustos 2020'de Ergin ve Zülküf isimli iki yurttaşla İran’a geçiyorlar. Yine aynı gün dönüşte Türkiye İran sınırında Türk askerleri tarafından ateş altında kalmışlar. Ateş etmeyin demelerine rağmen, ateş hali devam etmiştir. İlk olarak İbrahim Baykara kasığından yaralanarak attan düşmüştür. Yanında bulunan tanıklar da Baykara'yı almak için hamle yapmışlardır ama onlara da ateş açılmıştır. Bu nedenle oradan gitmişler. Oradan belli bir mesafe uzaklaştıklarında bir ateş sesi daha duymuşlar ve iddia odur ki arkalarına dönüp baktıklarında Baykara’nın başında askerler vardır ve Baykara o gün orada infaz edilmiştir” şeklinde konuştu.    ‘KASTEN ÖLDÜRME’   Olaydan bir süre sonra Çaldıran Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma başlatıldığını, ardından hazırlanan iddianamenin kabul edilmesiyle Erciş Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılamanın başladığı bilgisini paylaşan Şeber, “Baykara'nın ateş ettiğine dair iddialar vardı ancak yapılan otopsi işlemlerinde elinde herhangi bir barut izine de rastlanılmadı” dedi. Baykara’nın silahsız olduğunun altını çizen Şeber, “Kaçakçılığın cezası bellidir. Askerler kendi mahkemelerini kurup, ceza veremezler. İnsanların vücut bütünlüğünü ortadan kaldıracak şekilde nişan alıp kafasına ateş edemezsiniz, böyle bir hukuk sistemi yok. Buna dair ‘olası kastla öldürme’ şeklinde mütalaa hazırlandı. Ancak orada açılan ateş, bir ikaz ateşi değil, tamamen bir insanın ortadan kaldırmak suretiyle hedef edilen bir ateştir ve bu da kasten öldürmedir. Burada bir yetki aşımından da bahsedilmiyor ama aslında yapması gereken bellidir en fazla gözaltı yapıp hakkında soruşturma başlatmak. Ama kalkıp bunun yerine insanları öldürülüyor” şeklinde tepki gösterdi.    ROBOSKİ   Mahkemenin askerlerin durumunu meşru müdafaa olarak değerlendirdiğini ve ayrı ayrı askerlere ceza verilmesine gerek görmediğini kaydeden Şeber, “Bizler buna yabancı değiliz. Bunun öncesinde ve sonrasında kısmi olarak yaşanan olaylar kesit kesit birer Roboski olayıdır. Hukuk eğrilip bükülemez. Bizler hukukun tam olarak uygulanmasını istedik ancak burada bir cezasızlık politikasına gidildi. Cezasızlık politikası ile askerler ödüllendirildi. Bu ölümler meşrulaştırılmaya çalışılıyor. İnsanların kimlikleri Kürt olduğu için öldüremezsin. Bunları da kalkıp meşru müdafaa kapsamında bir yetki sınırı içerisinde değerlendirmek mümkün değil” diyerek sözlerini noktaladı.   MA / Cengiz Özbasar