‘Çadır Kent’e karşı çıkan depremzedeler: Amed’te başka yer mi kalmadı? 2023-02-23 10:34:25   AMED - Amed’te evsiz kalan depremzedeler, belediyenin zorla götürmek istediği Dicle Nehri kıyısındaki “Çadır Kent”e riskli olduğu için gitmek istemediklerini belirterek, “Depremde ölmedik, orada öleceğiz” dedi.   Amed’te yıkılan 7 binanın enkazında, 409 kişinin cansız bedenine ulaşıldı. Kentte yapılan incelemelerde ise 45 bin 149 binadan bin 110’u ağır, bin 44’ü orta ve 10 bin 977’si az hasarlı olarak tespit edildi. Evsiz kalan 10 binlerce insan, barınma ve gıda sorunu yaşıyor. Park ve bahçelerde kurulan çadırlar ile okullarda barınan depremzedeler, zorla Dicle Nehri kenarında kurulan “Çadır Kent”e götürülmek isteniyor.    Peyas (Kayapınar) ilçesi Kent Meydanı’nda kurulan çadırlarda barınan depremzedeler, kayyım yönetimindeki belediye tarafından yaptırılan ve birçok risk barındıran “Çadır Kent”e gitmek istemediklerini belirtti.     ‘ÇADIR KENT’ TEHLİKE BARINDIRIYOR   Ağır hasarlı olduğu için evine dönemediğini belirten Hediye Gezer, Dicle Nehri kıyısında kurulan Çadır Kent’in tehlikelerine dikkati çekerek, “Eşim 3 yıldır tekerlekli sandalyede ve şeker hastalığından dolayı ayağı kesildi. Dostlarımız bize bir daire aldı o da gitti. Şimdi açıkta kaldık. 2 çocuğum ve eşimle beraber çadırda kalıyoruz. Şimdi de bize buradan, Silvan yolundaki çadır kente götürecekler. Orada baraj kapağı patlasa nasıl kurtulacağız? Buradan gitmek istemiyoruz” diye belirtti.      DEPREMDE ÖLMEDİK AMA…   Nehir kıyısında hangi mantıkla çadır kurulduğunu soran depremzede İkram Kaçer, “Depremde ölmedik ama orada öleceğiz. Baraj patlasa bütün halk kökten ölecek, kimse kalmaz. Kim gider ki oraya? Depremden ölmedik, bizi oraya götürüp selle, suyla öldürecekler. Amed’te başka yer mi kalmadı? Bu soğukta kim oraya gider, bu aklı onlara kim vermiş? Parkta yatarım oraya gitmem” diyerek tepki gösterdi.    SORUMLUSU AFAD     Riha’dan Amed’e gelen depremzede Bediha Bayırhan da, nehir yatağındaki çadırlara gitmek istemediğini vurgulayarak, ekledi: “Orası tehlikeli bir alan. Oraya gitsem arabam yok, yabancıyım nasıl kaçacağım bir şey olsa. Orada çocuklara bir şey olursa sorumlusu AFAD’dır.”    TÜM KAPILAR KAPALI    Engelli bir kızı ile çadırda yaşayan ve gidecek bir yeri olmayan Nuriban Yavuz, yer değişikliği için “Bu saatten sonra tek isteğimiz bizi çadır alanımızdan götürmemeleridir. Kızım engelli ve burası en azında şehir merkezine yakın.  Kürdüz ve Kürtler her yerde olduğu gibi bu depremde de sahipsiz bırakıldı. Hangi kapıya gidersek o kapı bizlere kapalı” ifadelerini kullandı.     ‘BELEDİYELER KÜRTLERDE OLSAYDI BÖYLE OLMAZDI’   Nehir kenarının çocuklar için barındırdığı risklere işaret eden Yavuz, kendilerine yaklaşımın Kürt kimliğiyle alakalı olduğunu vurguladı. Devletin hiçbir kurumundan yardım görmediklerini belirten Yavuz, şöyle dedi: “Belediyeler Kürtlerin ellerinde olsaydı bu durum söz konusu olmazdı. Bugün belediye kapılarına gidemiyoruz, derdimizi bile anlatamıyoruz. Eğer Kürtlerin elinde olsaydı en azından derdimize derman olurlardır.”    ‘HİÇBİR YETKİLİYİ GÖREMEDİK’   18 gündür hala barınma sorunun yaşandığını dile getiren Azize Kurt da, şunları belirtti: “Buradaki hiç kimse oraya gitmek istemiyor. Güvenliğiniz için diyorlar ama bu nasıl güvenlik alma? Kimse yok etrafımıza baktığımız da kimseyi göremiyoruz. 3 bin çadırı dizmişler oraya. Hastalık var diye düşünmüyorlar mı? Gitmek istemiyoruz. 3 gecedir bankta yatıyorum bir battaniye dahi verilmiş değil. Vali, kaymakam, cumhurbaşkanı kim gelmişse yüzünü bile görmedik. Onlara yaklaşmamıza dahi izin verilmedi.”    ‘SELDE ÖLDÜRECEKLER’   Dönecek evi kalmadığını anlatan Neriman isimli kadın ise, şöyle devam etti: “4 çocuğum var, biri otizm hastası. Silvan yolunda bulunan çadır kente göndereceklerini söylüyorlar. Burası şehrin içidir, eşim çalışıyor, o dağ başında araç bile yok. Bir taksiye 250-300 TL verecek imkânımız yok. Burada çocuklarımı zapt edemiyorum, baraj kapağı açıldığında çocuklarıma neler olacak? Kefene de gerek kalmayacak o zaman, selde öleceğiz.”