Bir evini savaşta, diğerini depremde kaybetti 2023-02-17 14:06:14   AMED - DAİŞ’in Kobanê saldırısı sırasında ayağından sakatlandıktan sonra Amed’e göç eden Elî Hemî, depremin ardından evinde oluşan hasar nedeniyle yeniden evsiz kaldı.   Mereş merkezli 6 Şubat’ta meydana gelen 7,7 ve 7,6 şiddetindeki depremlerde 38 bin 44 kişi yaşamını yitirirken, ağır maddi hasar ise birçok insanı mağdur etti. Suriye’de 2011 yılında başlayan iç savaşın ardından Kobanê’den Amed’e göç eden Elî Hemî (45), ilk evini savaşta, ikincisini ise depremde kaybetti.    DAİŞ’in işgal saldırılarının ardından ayağından sakatlanan Hemî, engelli durumun yarattığı zorlukla mücadele ederken, şimdi depremin yarattığı zorluklara karşı ayakta kalmaya çalışıyor. Rezan (Bağlar) ilçesindeki evi hasar görünce 4 çocuğu ve eşiyle bir okulun spor salonunda barınan Hemî, okulların yeniden eğitime başlaması durumunda ne yapacağını bilmiyor.    ‘HERKES PERİŞAN DURUMDA’   Deprem anında ve sonrasında yaşadıklarını dile getiren Hemî, “Çocuklar çığlık içerisindeydi. Herkes ayaklandı. Deprem olduğunu, kaçmamızı söylediler. İnsanların hepsi çıktı ama ben çıkamadım. Ölümün bu durumdan daha iyi olduğunu hissettim. Mesela nereye kaçacaktım? Hasta insanlar için bu durum çok zahmetli. Onlar nereye gidecek? Evi yıkılanlar kurtulsa bile şu zamanda yer yok. Ne ev var ne başka bir şey. Millet perişan olmuş durumda. Yemek yok, bir şey yok, çadır arıyorlar. Daha önce bir çatısı olan insanlar, şu an çocuklarını koyabilecekleri bir çadır arıyor.  Kendilerini değil çocuklarını düşünüyorlar. Mesela ben ‘bu çocuklara ne olacak’ diye düşünüyorum” diye belirtti.    ‘HASTA VE ENGELLİLER İÇİN DAHA ZOR’   Depremin yıkıcı etkilerinin engelliler için ayrıca ağır olduğunu vurgulayan Hemî, şöyle devam etti: “Ölüm haktır. Ama bu şekilde insan için daha kötü. İnsanın kolu olmazsa, eli olmazsa zordur. Hasta ve engelliler için ev tahsis edilmesi gerekir. Durumu benim gibi olanlar için bu vakitte ne iş var ne başka bir şey. Bunun için tedbir alınması gerekiyor. Hasta ve engelli insanlar için uygun bir yer kurulmalı. Maaş bağlanmalı. Mesela benim maaşım yok, işim yok, nereye gideceğim? Bir iki gün buradayım, hepimiz soğuk aldık, hastalandık. Zorluk oluştu. Devletin çocuklarımızla yaşayabileceğimiz kendimizi idare edebileceğimiz koşullar oluşturması gerekiyor ancak bunların hiçbiri yok.”