Depremde etkilenenlere acilen psikososyal hizmet sunulmalı 2023-02-12 10:43:33   AMED - Deprem sonrasında toplum üzerinde yaşanan sosyal psikolojik travmalara karşı yapılması gerekenlere değinen uzmanlar, depremden etkilenen herkese psikososyal hizmetlerin sunulmasını istedi.    Mereş’te 7,7 ve 7,6 şiddetinde meydana gelen depremin 10 ilde yarattığı felakette on binlerce insan yaşamını yitirirken, yüz binlerce insan da yaralandı. Enkaz altında kalan çok sayıda insandan haber alınamazken, kentler yerle bir olmuş durumda. Depremin toplum üzerindeki etkilerine dikkati çeken uzmanlar, psikososyal destekler ile sosyal ve toplumsal hizmetlere ilişkin önerilerde bulundu.    HALKTAN GELEN DESTEK   Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği (SHUDER) Amed Şubesi Yöneticisi Bahriye Eşme, depremin ilk gününden bu yana sivil toplum kuruluşlarının oluşturduğu Kent Koruma ve Dayanışma Platformu adına çalışmalar yürüttüklerini dile getirdi. Çocuk Kriz Ağında depremden etkilenen çocuklar için yerinde gözlem, sorunların tespiti ve psikososyal çalışmaların planlanması için toplamda 3 ekip oluşturduklarını kaydeden Eşme, “İki ekip çalışmalarını tamamladı. Tespit ettiğimiz durumları değerlendirip, sonraki süreçler için çalışmaları planlayacağız. Platformun bir diğer bileşeni olan, Amed Sağlık Platformu bileşenleri de sürecin sağlık boyutu ile ilgili çalışmaları takip etmekte ve raporlamaktadır. Bunun dışında tamamı 300’den fazla gönüllüden oluşan Amed Deprem Gönüllüleri başta Amed olmak üzere, depremden etkilenen diğer iller için çalışmalar yürütmektedir. Bu süreçte Amed esnafından ve diğer çalışma kollarına mensup yurttaşlarımızdan büyük bir destek geldi. Deprem gibi ani ve etkileri ağır olan felaketlerde arama kurtarma çalışmaları bittikten sonra, depremin depremzedeler üzerindeki etkileri uzun süre devam etmektedir. Bu süreçlerde depremzedelerin temel yaşam ihtiyaçlarının yanı sıra, depremden kaynaklı oluşan travmatik durumların (kayıp yaşanmasından kaynaklı yas hali, kaygı bozukluğu, travma sonrası stres bozukluğu, panik ataklar vb.) etkilerinin azaltılması için ruh sağlığı profesyonellerine büyük iş düşmektedir. Psikososyal destek çalışmaları, çocukların iyilik halinin sürdürülebilir olması için yapılacak çalışmalar, sağlık taramaları önem arz etmektedir” dedi.    TRAVMAYA BAĞLI TEPKİLER    Deprem ruh sağlığı üzerindeki etkilerine değinen psikolog ve aynı zaman Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Amed Şube Eşbaşkanı Şiyar Güldiken de, deprem sırasında yaşanan panik halinin doğal bir durum olduğunu hatırlattı. Deprem gibi şiddetli travmatik olayların ruh sağlığı üzerinde derin bir etki oluşturduğuna belirten Güldiken, “Travmaya bağlı tepkileri, ‘olağandışı durumlara verilen olağan tepkiler’ olarak tanımlıyoruz. Duygusallık, endişe, huzursuzluk, gerginlik, öfke, üzüntü, donukluk, odaklanmada güçlük, dalgınlık, unutkanlık, kafa karışıklığı, karar vermede güçlük gibi belirtiler görülebilir.  Ayrıca irkilme, çarpıntı, uykuya dalmada güçlük, hatıraları canlandıran yerlerden veya etkinliklerden kaçınma, kullanımında artış gibi davranışsal ve sosyal tepkiler de görülebilir” uyarısında bulundu.    DEPREMİN ÇOCUKLARA OLAN ETKİSİ   Depremin çocuklar üzerinde konuşmama ve duygusal tepkilerde azalma gibi durumlara yol açtığına, bununla birlikte donukluk ve dalgınlığın önemli belirtiler arasında olduğunun altını çizen Güldiken, “Çocuklar, yalnız kalmaktan kapalı yerlerden ve karanlıktan korkabilir. Anne-babadan ayrılamama, bulantı, karın ağrısı, baş ağrısı, sık tuvalete gitme, iştahsızlık gibi bedensel ortaya çıkabilir” dedi.   ‘SOSYAL DESTEK DEVAM ETMELİ’   Sosyal desteğin travmalar üzerinde önemli etkilere sahip olduğunu sözlerine ekleyen Güldiken, depremzedelerin duygu ve düşüncüleri yakınlarıyla paylaşılması gerektiğinin önemine değindi. Güldiken, depremden etkilenen birçok insanla olumlu ve destekleyici etkiler kurulması gerektiğinin önemine vurgu yaparak, şunları söyledi: “Depremden etkilenen diğer insanlarla yardımlaşmak, imkânları paylaşmak yeterlilik düşüncelerinizi arttırarak daha iyi hissetmenizi sağlayacaktır. Depreme ilişkin görsellere ve videolara aşırı maruz kalmak, tekrar tekrar, gün boyunca yıkım görüntülerini izlemek ruhsal etkilenmenizi artıracaktır. Bu dönemde güvenilir kaynaklardan yeterli düzeyde bilgi alınması ruh sağlığı için daha uygundur. Deprem nedeniyle oluşan bina ve yapılardaki yıkıntılar, yeniden yapılmalıdır. Sosyal ve fiziki desteğin uzun süreli olacak şekilde planlaması gerekir.”   Mezopotamya Psikologlar İnisiyatifi’nde gönüllü görev alan ve ruh sağlığı alanında çalışan psikolog Ruken Esen ve Beritan Güneş ise, depremde yönetimi sağlayan kesimlerin, koordinasyonsuzluğu yüzünden depremin insan eliyle felakete dönüştüğünü ifade etti.    ‘YENİ TRAVMALAR YARATILDI’   Yaşanan depremin toplumsal olarak dezavantajlı gruplarda ciddi hasarlar yarattığını dile getiren Esen ve Güneş’in dernek adına yaptıkları ortak değerlendirme şöyle: “Ötekileştirilen kesimler başta olmak üzere, ayrımcılık ve şiddet yeniden üretilmiştir. 6 Şubat Depremi’nin etkileri diğer doğal afetlerin bıraktığı izlerden daha derin ve sarsıcı olacak. Yaşamın doğal seyrinde olmaktan uzak ve her an ölümler ile karşılaştığımız bir coğrafya da yaşıyoruz. Toplumsal dayanışmayla yürütülen enkaz çalışmaları, bu coğrafyalarda tarihin en büyük katliamların, soykırımların, işkencelerin insanlık onuruna aykırı ve kabul edilemez bir boyutta olduğunu, aynı zamanda insan eliyle gerçekleşmiş ve büyük facialara sebep olacak olan bütün mekanizmaların hesap verilebilirliğinin olmadığını gösterdi. Bu gösterimler yeni travmaları da beraberinde getirdi.    ÖLÜMLER KADER DEĞİL   Ölümlerin ‘kader’ olmadığını, yapılan hiçbir çağrıya kulak verilmediğin ve felaket gerçekleştikten sonra tavır ve tutumların felaketi bir katliama doğru götürdüğünü gösteriyor. Ölümün, yas sürecinin bile yaşanmadığı bir coğrafyada, bütün bir insan ömrüne yetecek endişeler içerisindeyiz. Depremden fiziksel ve psikolojik olarak etkilenmiş bütün bireylerin, ilgili kurum ve kuruluşlar aracılığı ile tedavi süreçlerinin başlatılması gerekir. Bu süreçte psikolojik, ilkyardım ve psikososyal desteği vermeye hazırız.    ÇALIŞMALARIMIZ DEVAM EDECEK   Dernek olarak, yaralarımıza da belleğimize de öfkemize de sahip çıkmaktan geri durmuyoruz. Saha da bulunan bireylere yönelik, psikolojik ilk yardım ve psikososyal destek çalışmalarını sürdürmekteyiz. Anadilde ruh sağlığı hizmetleri için çalışmaya devam edeceğiz.”   MA / Zerrin Sargut