‘Cezaevlerindeki tecrit Öcalan’ın Türkiye’ye getirilmesiyle başladı’ 2023-02-05 18:33:24   AMED - ÖHD Genel Merkez Hapishaneler Komisyonu Eş Sözcüsü Yusuf Çakas, cezaevlerindeki tecrit politikasının PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın uluslararası komployla Türkiye’ye getirilmesiyle başladığını söyledi. Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) Amed İl Örgütü, Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası’nda (SES) “Hapishanelerdeki baskı ve tecrit politikalarına karşı birleşik mücadele” konulu panel düzenledi. Yerine kayyım atanan Dersîm’in Pêrî (Akpazar) Belediyesi Eşbaşkanı Orhan Çelebi’nin moderatörlüğünü yaptığı panele, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kocaeli Milletvekilli Ömer Faruk Gergerlioğlu, İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Başkanı Gülseren Yoleri, Sosyalist Kadın Meclisleri (SKM) Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyesi Satiye Ok, ESP Eş Genel Başkan Yardımcısı Beycan Taşkıran, Özgürlük İçin Hukukçular Derneği(ÖHD) Merkez Hapishaneler Komisyonu Eş Sözcüsü Avukat Yusuf Çakas katıldı. Panelde ilk önce tecrit ve izolasyon üzerine sunum yapan Yoleri, hükümetin 5 yılık stratejik planında sürekli yeni cezaevlerine bütçe ayırıldığını söyledi. S ve Y tipi cezaevleriyle tecridin derinleştirildiğini kaydeden Yoleri, Adalet Bakanlığı’na göre, cezaevlerinde 341 bin tutuklunun bulunduğunu, ancak bu sayının gerçeği yansıtmadığını dile getirdi. ‘İŞKENCEDE ARTIŞ VAR’ Türkiye’deki cezaevlerinin kapasitesinin 50 bin kişiyle aşıldığını vurgulayan Yoleri, bunun 5 kişilik yemeğin 15 kişiyle paylaşılmasıyla beslenme, hijyen ve havalandırma süresinin kısaltılmasına benzer sorunlara neden olduğunu söyledi. Yoleri, “Politik tutuklulara daha fazla hak gaspı var. Hasta ve durumu ağır olan tutuklular ise hak ihlallerinden daha fazla etkileniyor” dedi. Cezaevlerindeki işkence ve kötü muameleye de değinen Yoleri, “Cezaevlerinde özellikle son birkaç yıldır işkence, onur kırıcı davranışlarda ciddi bir artış var. Sağlık ve tecrit koşullarına ek, tutuklunun iletişim halinin kısıtlanması sağlık sorunları da artarak devam ediyor” diye belirtti. ‘TECRİT İMRALI’DA BAŞLADI’ Ardından konuşan ÖHD Merkez Hapishaneler Komisyonu Eş Sözcüsü Avukat Yusuf Çakas, şunları belirtti: “Cezaevlerindeki tecrit politikası PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın uluslararası bir komployla Türkiye’ye getirilmesiyle başladı. Temel politika, İmralı’da yaşanan tecridi ülkenin her yerinde yaygınlaştırmaktır. Tutukluların mevcut profili belirleniyor ve ona göre de sürgünler gerçekleştiriliyor. Tecridin yansımaları budur. Yakın zamanda 5 tane Y Tipi cezaevi de faaliyete geçecek. İçişleri Bakanlığı’nın genelgesinden sonra ‘hasta tutuklular serbest bırakılacak’ dediler. Ismarlama bir genelge oldu. Mehmet Emin Özkan cezaevindeyse tutuklulara hiçbir hak uygulanmaz.” ‘ZİNDANLARDA DİRENİŞ SÜRÜYOR’ ESP Eş Genel Başkan Yardımcısı Beycan Taşkıran ise, cezaevlerinde bu kadar tutuklunun olmasının  toplumsal ve ekonomik çelişkinin göstergesi olduğunu belirterek, “Bu kadar açık insan hakkı ihlali başta İmralı olmak üzere her yere yayılmış. Ekonomik kriz zam dalgası da bunları doğuruyor. Cezaevlerinde bir mektup bile göndermek neredeyse 50 TL. Zindanlarda büyük bir direnişte söz konusu. İçeride toplumsal çürümeyi derinleştirme politikası var. Bu rejimin kafası budur. Zindanlar sorunu politik bir sorun. Seçime doğru gidiliyor, 6 ‘lı Masa 30 0cak’ta mutabakat metni yayınladı, fakat ne Kürt halkına ne kadınlara ne de tutuklulara dair bir şey söylenmedi. Yüzlerce sayfalık metinde özgürlüğe dair tek bir şey yok. Meseleye dair çözüm üretmek, mücadelemizle olacaktır” dedi. ‘DEMOKRASİNİN OLMADIĞINI BİLİYORUZ’           Avrupa’da cezaevleri kapatılırken Türkiye’de harıl harıl yeni cezaevlerinin yapıldığını söyleyen HDP’li vekil Ömer Faruk Gergerlioğlu, şöyle devam etti: “Tutuklu aileleri cezaevleriyle meşgul. 2024 yılında cezaevi sayısının 500 bin kişilik kapasiteye dayandırılacağı söyleniyor. Demokrasinin olmadığını hepimiz biliyoruz. Cezaevlerinde hak ihlalleri yoğun bir şekilde yaşanıyor. Sohbet hakkı ve spor yapma hakkı engelleniyor. Görüş hakkının 1 buçuk saat olması gerekiyor, fakat bu hak sadece 45 dakikayla sınırlı kalıyor. Yapılan haksızlara karşı binlerce soru önergesi verdik. Cezaevlerinde 0-6 yaş arası 850 çocuk mevcut. 2 bin 500 ise hala cezaevinde. Çocuklu anne sayısı, 470. Bütün bunlara dayanamayan tutuklular da intihar ediyor. Cezaevine görüşüne gittiğinizde çıplak arama ve ağız içi arama, tutukluysan çift kelepçe ve tek kelepçe uygulamaları, bu durumlara isyan ettiğiniz zaman da infaz erteleme ve denetim serbestliği engelleniyor. Bu zulüm değil de nedir? Haksızlara yoğun bir şekilde mücadele edilmeli.” Panel, soru ve cevapların ardından son buldu.