Adalet Nöbeti 18’nci gününde: Öcalan üzerindeki tecrit savaşı derinleştiriyor 2023-01-16 11:07:07   ANKARA - PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecrit politikasının, savaşı derinleştirdiğini belirten HDP Milletvekili Musa Piroğlu, herkesi tecrit ve savaş politikalarına karşı yan yana durmaya çağırdı.    Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP), PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın avukatlarıyla görüştürülmesi talebiyle başlattığı Adalet Nöbeti, 18’İnci gününde devam ediyor. HDP milletvekilleri Zeynel Özen, Feleknas Uca, Kemal Peköz, Musa Piroğlu, Dilan Dirayet Taşdemir, Dersim Dağ, Celadet Gaydalı,  “İmralı’da hukuk uygulansın” ve “Tecrit insanlık suçudur” dövizleriyle Meclis Dikmen Kapısı’nda açıklama yaptı.   ‘ÇÖZÜMÜN ADRESİ İMRALI’DIR’   Açıklamada konuşan Piroğlu, İmralı’daki tecrit politikası ile hükümetin Kürt sorununa yaklaşımı arasında doğrusal bir ilişki olduğuna dikkat çekerek, “Tecridin ağırlaştırılması demek savaş siyasetinin ve çözümsüzlüğün derinleştirilmesi demektir. Herkesin bildiğini hükümet de biliyor. Kürt sorununda çözümün adresi İmralı’dır. Sayın Öcalan’a yönelik tecrit politikası demek aslında çözümden kaçmak yani savaşı derinleştirmek demektir. Nasıl ki tecritle Kürt sorunu arasında doğrusal bir ilişki varsa Kürt sorunuyla Türkiye’deki demokrasi arasında da doğrusal bir ilişki vardır. Çözümsüzlüğün derinleşmesi ve savaşın tırmanması, bu ülkede zorbalığın artması ve baskını çoğalması anlamına gelir” dedi.   ‘MESELE SANDIĞIN HANGİ KOŞULLARDA KURULACAĞIDIR’   Yaklaşan seçim sürecinde sandık güvenliği tartışmalarının yoğunlaştığını ifade eden Piroğlu, “Herkes bu iktidarın seçim sonrasını kabul edip etmeyeceğini tartışıyor. Ama görülmesi gereken şu; bu ülkede bir sandık kurulacak. Mesele sandığın kurulu kurulmaması değil, mesele sandığın hangi koşullarda kurulacağı meselesidir. Tecrit politikası, savaş koşullarında seçime gitmek demektir. Tecridin ağırlaştırılması Kürt halkına karşı savaş siyasetinin derinleştirilmesi, sandığın savaşın ve zorbalığın ortasında kurulması demektir. Ve Türkiye’deki bütün emekçiler, Türkiye'de bütün ötekileştirilenler, haksızlığa uğrayanlar şunu bilmek zorundalar: İktidar savaşı sürdürdüğü sürece bu ülkeye demokrasi gelmeyecek. İktidar savaşı sürdürdüğü sürece hiç kimse özgür olmayacak. İktidar savaşı sürdürdüğü sürece emekçiler haklarını alamayacak, yoksulluk büyümeye devam edecek” diye konuştu.   ‘YAN YANA DURMAYA ÇAĞIRIYORUZ’   Savaş karşıtlığı ve Kürt halkıyla dayanışmanın iktidar karşıtlığı için şart olduğunu belirten Piroğlu, şöyle konuştu: “Eğer bu iktidarı devirmek istiyorsan, bu zorbalığa ve sömürü düzenine son vermek istiyorsak, tutarlı bir şekilde demokrasiden tutarlı bir şekilde özgürlüklerden yana olmak zorundayız. Ve eğer tutarlılıktan söz ediyorsak, Kürt sorununda çözümsüzlük siyasetinden vazgeçilmesi, adil ve demokratik bir çözüme ulaşması için çaba harcanmasını savunuyorsak, Kürt halkıyla yan yana durmamız gerekiyor. Bunun bir tane yolu var. Tecrit politikalarına karşı çıkmak, tecrit politikalarının sona erdirilmesini sağlamak Kürt halkıyla adil demokratik bir masanın kurulması için omuz omuza gelmemiz gerekiyor. Tecride karşı çıkmak, savaşa karşı çıkmak demektir. Tecride karşı çıkmak, bu iktidarın zorbalığına sömürü düzenine karşı çıkmak demektir. Tecride karşı çıkmak, gerçekte tutarlı bir demokrasiyi savunmak demektir. Herkesi bu tecrit ve savaş politikalarına, çözümsüzlük siyasetine karşı demokrasi ve özgürlük adına yan yana durmaya çağırıyoruz.”