Zeren: Mahpuslar onurlu yaşam için mücadele veriyor 2023-01-16 09:01:25   İZMİR - Temel hakların dahi askıya alındığı Kepsut Cezaevi’ndeki tutuklularla görüşen ÖHD Eşbaşkanı Velat Zeren, cezaevi idaresinin keyfi uygulamaları ve provokasyon girişimlerine rağmen tutukluların onurlu bir yaşam için mücadele verdiğini belirtti.    Baskı, hak ihlalleri ve işkenceye varan şiddetin had safhaya vardığı cezaevlerinde, sistematik hale gelen uygulamalarla en temel haklar dahi askıya alınmış durumda. Tutukluların başvuruları üzerine Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD) İzmir Şubesi Eşbaşkanı Velat Zeren ve dernek yöneticisi Serhat Can, 5 Ocak'ta Balıkesir Kepsut Kapalı Cezaevi’ni ziyaret etti.   Şube Eşbaşkanı Velat Zeren, ziyaret ve cezaevinde yaşananlara dair konuştu.    İMRALI CEZAEVİ’NDE BAŞLADI    İmralı Cezaevi’nde PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik yürütülen tecrit politikasının gelinen aşamada tüm cezaevlerine sirayet ettiğini belirten Zeren, siyasi tutukluların bulunduğu koridora adli tutukluların konulmasıyla sorunların arttığını söyledi. Zeren, “Cezaevi idaresi koğuşları birbirinden ayırmakla yetinmeyerek, mahpusların kültürel ve sosyalleşme haklarını engelliyor. Sadece aynı koğuşta bulunan tutuklular etkinliklere çıkarılıyor” dedi.   SAĞLIK HAKKI GASP EDİLİYOR   Kepsut Cezaevi’nde hem tutukluların yazdığı hem de dışarıdan gönderilen mektupların gecikmeli verildiğini belirten Zeren, kitapların da çoğu zaman “sakıncalı” denilerek verilmediğini söyledi. Özellikle Kürtçe kitapların “sakıncalı” denilerek, tutuklulara verilmediğini kaydeden Zeren, cezaevinde yaşanan sorunlara ilişkin şunları aktardı: “Çoğu zaman hastaneye gidiş gelişlerde, tedavi esnasında kelepçenin çıkarılmaması veya ağız için arama gibi onur kırıcı uygulamalar nedeniyle hasta tutukluların sağlık hakkına erişemiyor. Görüştüğümüz mahpuslar, acil bir durum dışında hastaneye gitmek istemediklerini söylediler. Böyle bir durumda da hastalıklar geri dönülmez bir noktaya varıyor. Mahpusların eskiyen nevresimleri değiştirilmiyor. Ayrıca cezaevine yeni gelen mahpuslara eski nevresimler veriliyor. Elektrik ticari tarifesinden verildiği için 800 TL ile 1500 TL arasında değişen yüksek faturalar geliyor. Özellikle ailesi, Diyarbakır, Mardin veya Hakkari gibi illerde olan mahpuslar, İzmir, Balıkesir, Denizli gibi uzak illere getiriliyor. Bu durum mahpusların görüş hakkından sağlıklı bir şekilde yararlanmasını engelliyor. Mahpuslar nakil talep ettiklerinde ise bu talepleri karşılanmıyor.”    KEYFİ UYGULAMA VE SEVK   Cezaevinde görüştükleri tutukluların hem cezaevi idaresi hem de gardiyanlar tarafından tehdit edildiklerini aktardığını belirten Zeren, cezaevi idaresi ile görüşen tutuklulara “Ne haliniz varsa görün. Biz ne dersek o olur. Kendinizi mi, cezaevini mi yakıyorsunuz. Ölüyorsanız ölün umurumuzda değil” yanıtı verildiğini kaydetti. Yaşananlara ilişkin tutukluların savcılığa ve Adalet Bakanlığı’na dilekçe yazdıklarını ancak bu dilekçelerin akıbetinin bilinmediğini dile getiren Zeren, “Çünkü dilekçelerine herhangi bir dönüş olmuyor.  Yazılan dilekçelerden kısa bir süre sonra 2 tutsak kaçırılırcasına sürgün ediliyor. Yaklaşık 30 gardiyan baskın yapar gibi koğuşa giriyor. İdare ile görüşen Yusuf Bayram’ı çağırıp sürgün edildiğini ve hazırlanması gerektiği söyleniyor. Tutsaklar gelen memurlara, ‘Küçücük odaya 30 kişi geldiniz. Yarım saat izin verin hem arkadaşımızla vedalaşalım hem de arkadaşımız rahat rahat hazırlansın” diyor. Ancak ‘Buradan çıkmayacağız talimat böyle. Tutuklu gelecek çıkacak’ yanıtı veriliyor. Ardından gardiyanlardan biri ‘Gelmişken aramada mı yapsak’ diyor. Bunun üzerine orada bulunan 2’inci müdür ‘Sürgün için geldik, hazırlığını yapsın çıkalım. Arama yapmaya gerek yok” diyor. Bu olaydan 3 gün sonra ise tutsak Ramazan Karataş’ın revirden çağrıldığını söyleyip götürüyorlar. Daha sonra gardiyan koğuşa gelip ‘Arkadaşınız sürgün edildi eşyalarını getirin” diyor. Tutsakların ‘Arkadaşımızı getirin vedalaşalım. Yıllardır beraberiz’ tepkisine karşılık ‘Talimat bu şekilde görüşme olmayacak ister eşyaları getirin ister getirmeyin. Arkadaşınız gidecek” yanıtı veriliyor.  Tutukluların nereye götürüleceğine dair arkadaşlarına herhangi bir bilgi verilmiyor. Daha sonra ailelerden aldıkları bilgiyle Yusuf Bayram’ın Bodrum S Tipi Cezaevi’ne sürgün edildiğini, Ramazan Karataş’ında Konya Ereğli Cezaevi’ne sürgün edildiğini öğrenebiliyorlar. Tutsaklar gardiyanların provokasyon için kendilerini tahrik ettiğini ve gelişebilecek herhangi bir provokasyondan görevlilerin sorumlu olacağını söyledi” ifadelerini kullandı.    MÜCADELE DEVAM EDİYOR   Cezaevi idarelerinin bu baskı politikaları sürdürme gücünü siyasi iktidardan olduğunu dile getiren Zeren, iktidarın topyekun saldırı politikasıyla birlikte cezaevlerinde baskıların artırdığını söyledi. Zeren, “Ceza infaz kurumu yönetimleri ve cezaevi güvenlik tedbiri tüzüğünde hapis cezalarının çektirilmesinde idarelerin gözetmesi gereken temel görevler düzenlenmiştir. ‘Hürriyeti bağlayıcı cezanın, hürriyetten yoksunluk insan onuruna saygının korunmasını sağlayacak maddi ve manevi koşullar altında çekilir’ deniyor. Ancak bunlar gerçekleşmiyor. Bütün bu sorunlara rağmen mahpuslar onurlu mücadelelerine devam ediyor. İnsan hakları savunucularının görevi bu hak ihalelerini görünür kılıp bu hukuksuzluklalar teşhir etmektir. Bu noktada mücadelemize devam edeceğiz” diye konuştu.    MA / Delal Akyüz