Adalet Nöbeti 13’üncü gününde: Tecrit kırılsın, savaş politikalarına son verilsin 2023-01-09 11:06:58   ANKARA - HDP milletvekilleri, AKP-MHP’nin sürdürdüğü baskıların Türkiye’de karanlık ortamı her geçen gün koyulaştırdığını belirterek, “Tecrit kırılsın, savaş politikalarına son verilsin” diye seslendi.   Halkların Demokratik Partisi (HDP) milletvekillerinin, PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın avukatlarıyla görüştürülmesi talebiyle başlattığı Adalet Nöbeti, 13’üncü gününde devam ediyor. Milletvekilleri Kemal Bülbül, Serpil Kemalbay, Erdal Aydemir, Murat Çepni, Kemal Peköz, Celadet Gaydalı ve Nuran İmir, nöbetin 13’üncü gününde “İmralı’da hukuk uygulansın” ve “Tecrit insanlık suçudur” yazılı dövizlerle, Meclis Dikmen Kapısı’nda açıklama yaptı.   ‘KARANLIK ORTAM KOYULAŞIYOR’   HDP İzmir Milletvekili Serpil Kemalbay, tecrit ve antidemokratik uygulamalara dikkat çekmek amacıyla eylemlerini sürdürdüklerini belirterek, “Önümüzde seçimler var. Türkiye tarihinin en kritik seçimlerine giderken, Türkiye’de belirsizlik ortamı ile karşı karşıyayız. Her geçen gün çürümenin arttığı, siyasi cinayetlerin yaşandığı, iktidara sızmış, devletin tepesine sirayet etmiş bir çürüme ile karşı karşıyayız. Bütün bunlara dikkat çekmek şu açıdan önemli. Türkiye’deki bu büyük yolsuzluk, sefalet, adaletsizlik, baskı ve şiddet ortamının temel nedenlerinden biri, Türkiye’deki savaş çatışma ve çözümsüzlük politikalarının Türkiye halklarına dayatılmasıdır. İktidarını ve bekasını sürdürmek için AKP ve MHP faşist bloğunun baskılarını her geçen sürdürmesi, Türkiye’de karanlık bir ortamı her geçen koyulaştırıyor” şeklinde konuştu.   SİYASİ CİNAYETLERE DİKKAT ÇEKTİ   Siyasi cinayetlere dikkat çeken Kemalbay, katledilen kadınları anarak sözlerini şöyle sürdürdü: “Bugün 9 Ocak, birinci Paris Katliamının yıl dönümü. 3 kadın siyasetçi, 2013’te Paris’te katledildi. Bu katliamda katledilen Sakine Cansız, Fidan Doğan, Leyla Şaylemez hayatını kaybetti. Bu katliamın arkasında MİT’in olduğu, pek çok delil olmasına rağmen Fransa devleti tarafından bu dosya kapatıldı ve Türkiye tarafından hiç bir şekilde bu dosya araştırılmadı. Yine Ocak 2016’da Şırnak başta olmak üzere Kürt coğrafyasında abluka ve bodrum katliamlarının yıldönümüne denk geliyor. 5 Ocak’ta 3 kadın siyasetçi Sêve Demir, Pakize Nayır ve Fatma Uyar, Silopi’de katledildi. Bu katliamlar, Kürt sorunun demokratik çözümü için çaba gösteren kadın siyasetçiler ve Kürt siyasi hareketlerini düşman olarak hedef haline getiren siyasi iktidarlardan kaynaklanıyor. Bu siyasi cinayetlerin Türkiye’ye özgü olmadığını biliyoruz. Ta Mirabel Kardeşler’den Losa Lüksemburglar’dan, adı çok duyulmayan Maria Spu’nin katledilmesinde olduğu gibi bu katliamlar Deniz Poyrazlar, Nagihan Akarseller başta olmak üzere pek çok kadına yönelmiş katliamlardır. Bu katliamlar karşısında biz demokratik siyaseti savunmaya devam edeceğiz. Bu katliamlar gözdağıdır, ilk olarak kadınların vurulması, kadınların siyasi dönüşüme yaptığı katkıyı ortadan kaldırmak ve kadınlardan duyulan korkunun göstergesidir.”   KADINLAR DEĞİŞİMİN PARÇASI OLUYOR   Kemalbay, şunları söyledi: “Dünya’da, Kürdistan’da kadınlar değişimin parçası oluyor. İran’da Jîna Eminî’de olduğu gibi onun saçının teliyle başlattığı mücadelede, bütün dünyada ‘jin jiyan azadî’ sloganı dolaşıyor. Bu slogan sadece Kürtlerin özgürlük sloganı olmaktan çıktı, bütün kadınların adalet, özgürlük sloganı haline geldi. Bu da yerkürede kadınların mücadelesinin ne kadar küreselleştiğini gösteriyor.   SALDIRILAR GERİ ADIM ATTIRAMAYACAK   Bugün buradayız, çünkü bütün politikaların temelinde savaş ve sömürü politikaları olduğunu düşünüyoruz. Hem kapitalist sistem hem emperyalist güçler bu sistemi sürdürmek adına halkların talep ettiği eşitlik, özgürlük, demokrasi, barış taleplerini sindirmek, sessizleştirmek ve tecrit etmek istiyor. 2013’te barış sürecinin devam ettiği süreçte, 3 kadın siyasetçiyi katledenler, Türkiye demokrasi güçleri ve en önünde HDP’nin yükseltmeye çalıştığı bu talepleri susturmak, Deniz Poyraz ve Nagihan Akarsel başta olmak üzere bugünkü saldırılarını organize ediyorlar. Bu saldırılar asla bize geri adım attırmayacak. Biz yeryüzünde sadece Kürdistan’da ve Türkiye’de değil, bütün dünyada barışın, eşitliğin, özgürlüğün, adaletin sağlanması için mücadelemize devam edeceğiz. İmralı’daki tecridi kıracak, Sayın Abdullah Öcalan ile barış müzakerelerinin başlatılması için, gerekli adımların atılması için her türlü zorluğu göğüslemeye ve mücadele etmeye, dayanışmaya devam edeceğiz. Bu dayanışmanın en önemli parçası kadınlar olacak. Kadınların mücadelesi yolumuzu aydınlatıyor. Onlardan öğrendiklerimizle yolumuza devam ediyoruz. Tecrit kırılsın, savaş politikalarına son verilsin, barış hemen şimdi diyoruz.”