Her parça Kurdistan’a bir Dilxwaz: Tek isteğim Kürtlerin başarısı 2022-12-31 10:10:27   MÊRDÎN - Çocuklarından biri Cizîr'de, biri Zap'ta, bir diğeri de Amudê'de mücadele ederken yaşamını yitiren 87 yaşındaki Sekvan Mutlu, Türkiye'nin kimyasal saldırılarına tepki göstererek, "Tek isteğim bu zulmün bitmesi ve başarmamızdır. Bu kadar şehidi bunun için verdik" dedi.    Kürtlere yönelik inkar ve imha politikaları hem fiziki, hem kültürel hem de siyasi alanda sürerken, bu politikalar karşısında varlığı için direnen bir Kürt gerçekliği var. İşte, 87 yaşındaki Sekvan Mutlu bu gerçekliğin içine doğmuş bir Kürt. Sekvan Mutlu'nun yaşamı Êlih’in Kercews (Gercüş) ilçesinde başladı. Mutlu, 15’li yaşlarından bu yana Nisêbîn’in (Nusaybin) Zivingê köyünde sürdürdüğü yaşamını baskılara karşı mücadele ile geçirdi. Köy boşaltmalarından, infazlara kadar birçok olaya tanıklık eden Mutlu, 1990’lı yıllarda köyleri zorla boşaltılınca Nisêbîn’e bağlı Bamidê köyüne göç etmek zorunda kaldı. Uzun yıllar göç hayatı yaşadıktan sonra 2000’li yıllardan sonra köye geri dönebilen Mutlu, bitmek bilmeyen askeri operasyonlara rağmen, kendi toprağında yaşamakta ısrarcı.    HER PARÇA KURDİSTAN’A BİR DILXWAZ    Sekvan Mutlu, çocuklarını da özgür ve toprağına bağlı bir bilinçle büyüttü. Mutlu’nun 3 çocuğu özgürlük mücadelesini seçti. Oğlu Abdullah (Dilxwaz Agir), 2011 yılında PKK’ye katıldı. 2016 yılında başlayan özyönetim direnişlerine katılmak için Şirnêx’in Cizîr ilçesine geçen Abdullah, burada girdiği bir çatışmada hayatını kaybetti. Kızı Songül (Eylem Dilxwaz), 2014 yılında PKK’ye katıldı. Türkiye’nin Federe Kurdistan Bölgesi’ne dönük başlattığı saldırılarda Kasım 2020’de Avaşîn’de hayatını kaybetti. Oğlu Osman kardeşlerinin ismini alarak Dilxwaz Agir ismiyle Kuzey ve Doğu Suriye’ye geçerek, özgürlük mücadelesinde yerini aldı. Osman Mutlu da, Türkiye tarafından 3 Aralık’ta Amude kentine gerçekleştirilen hava saldırısında hayatını kaybetti.   Baba Sekvan Mutlu, çocuklarını katılım yapmalarının ardından hiç görmedi, sadece oğlu Abdullah’ın cenazesini Nisêbîn’de defnedebildi. Kızı Songül, Avaşîn’de, Osman ise Amudê’de defnedildi. “Ben 3 şehit babasıyım” diyerek sözlerine başlayan Mutlu, “Neden bu zulüm başımızdan eksik olmuyor. Suçumuz nedir? Bildiğim bir şey var o da biz Kürt’üz. Hepsi Kürtlüğümüzden kaynaklanıyor. Bu kadar zulüm, Kürt olduğumuzu söylediğimiz için bize uygulanıyor. Türkler var, Araplar var, bir tek bizim ismimiz mi yasak? Halkımız baskılar nedeniyle Avrupa’ya gitmek zorunda bırakıldı. Denizlerde ölenler, yollarda ölenler oldu” sözleriyle Kürtlere yönelik politikalara dikkat çekti.    'KÜRTLERE MUHTAÇ OLACAKLAR'    Ömrünün tamamını devlet baskısı altında geçirdiğini kaydeden Mutlu, “Dışarıya çıkmamız bile yasaktı. Bugün de aynı şeyi yaşıyoruz. Bizi köle olarak da kabul etmiyorlar. Yok olmamızı istiyorlar. Adımız olmasın istiyorlar” dedi. Türkiye’nin Kürtlere dönük savaşının, öldürmelerin anlamsız olduğunu kaydeden baba Mutlu, Türkiye’nin günü geldiğinde Kürtlere muhtaç olacağını belirtti.   Türkiye’nin Federe Kürdistan Bölgesi’nde gerçekleştirdiği saldırılarda Kürdistan Demokrat Partisi’nin (KDP) işbirliğine de değinen Mutlu, “Barzani çocuğumu öldürdü. Yine diğer iki çocuğum da bu şekilde yaşamını yitirdi. Kürt, kendi halkından olan kişilere bu kötülüğü yapıyor. Diyalog kursalar silahtan daha iyi değil mi?” diye tepkisini dile getirdi.    KİMYASAL SİLAH KULLANIMINA TEPKİ    Zap, Avaşîn ve Metîna bölgelerinde HPG’ye karşı silah kullanılmasına tepki gösteren Mutlu, şunları söyledi: “Hem yasak olduğunu söylüyorlar. Hem kendileri kullanıyor. Kanunları olduğunu söylüyorlar. Avrupa’da kullanılamayacağını söylüyorlar ama görüyoruz ki her gün defalarca kullanıyorlar. Ancak Avrupa’da bu duruma sessiz kalıyor. Herkese karşı kullanmak yasak bir tek biz Kürtlere karşı kullanmak serbest. Bizleri kabul etmiyorlar. Kürtler olmasın, dünyada Kürt olmasın istiyorlar. Tek isteğim bu zulmün bitmesi ve başarmamızdır. Bu kadar şehidi bunun için verdik.”   MA / Ahmet Kanbal