Kaynartepe sakinleri: Polis uyuşturucu işinin içinde 2022-12-20 09:14:11   AMED - Uyuşturucu satışının yaygın ve polis gözetiminde olduğunu belirtilen Kaynartepe Mahallesi sakinleri, metruk binaların uyuşturucu kullanımı için yıkılmadığını ve bununla "kentsel dönüşüm"e kapı aralandığını söyledi.    Amed'in Rezan (Bağlar) ilçesinin en eski yerleşim yerlerinden biri olan Kaynartepe ve Fatih başta olmak üzere bazı mahallelerdeki metruk yapıların varlığı, önlem alınmadığı için uyuşturucu gibi farklı amaçlar için kullanılıyor. Her iki mahallede de yaklaşık 100 metruk binanın olduğu belirtiliyor. Mahalle sakinleri, metruk binalara ilişkin önlem alınmayarak uyuşturucu içen ve satanların mekanına dönüşmesine bilinçli bir şekilde yol verildiğini ve bu yolla aynı zamanda “kentsel dönüşüm” için kapı aralandığı görüşünde. Konuya dair konuşan mahalle Kaynartepe Mahallesi sakinleri, her sokağın başında polis olduğunu ancak buna rağmen her 3 gençten birinin madde bağımlısı olduğunu söyledi.    ‘NEDEN ÇÖZÜM BULUNMUYOR’   Her sokak başında uyuşturucu kullanan gençlere rastlanabileceğini ileri süren M.S, isimli genç, “Gece saat 11-12 civarında kimse kendi çocuklarını dışarı çıkaramıyor. Her 3 gençten biri uyuşturucu bağımlısı. Burada satılan uyuşturucu, bilinçli olarak satılıyor. Neden başka yerlerde yok da sadece burada var? Neden bir çözüm bulunmuyor” diye sordu.   ‘DEVLETİN PARMAĞI VAR’   Her sokağın başında bekleyen polislerin yine kendileri gibi köşe başlarında uyuşturucu satanları görmemelerinin imkansız olduğunu ifade eden A.K. ise, polislerin bizzat işin içinde olduğunu ileri sürdü. Bu duruma çoğu kez tanıklık ettiğini de öne süren A.K, “Herkes uyuşturucuyu kimin sattığını da biliyor, ama kimse korkudan konuşamıyor. Uyuşturucunun satışı, bilinen bir gerçektir. Polis, mahallede nöbet tutuyor ama aynı zamanda uyuşturucuyu satıyor?  Görmüyorlar mı, bilmiyorlar mı? Benim çoluk çocuğum var, çocuklarımı dışarı çıkaramıyorum. Binaların asıl yıkım sebebi de ranttır. Sur’u da yıktılar hani Sur?” diye konuştu.   ‘KİM DİYOR DEVLET VAR?’   Bu durumda devletin varlığının tartışma konusu olduğunu sözlerine ekleyen A.K, “Gençlerin bir işi olsa, uyuşturucu satıp bağımlısı olmazlardı. Amed’te iş mi var? Gençlerin çoğu işsiz ve aç. Uyuşturucuyu satan da biliyor cezası olduğunu. Bu insanlar nereye gidecekler? Hepimiz burayı terk edip gidelim mi? Kime bırakalım buraları?” diyerek, gençlere sahip çıkılması gerektiğini dile getirdi.   ‘YA CEZAEVİ YA CAMİ YAPILIYOR’   Uyuşturucu kullanımının yaygınlığına dikkati çeken F.Y, de, “Ülkede iş sıkıntısı var, gençlere iş verilmelidir. Türkiye’de ya cezaevi ya da cami yapılıyor. Kürt gençleri, boş verilmiş durumda. Batı da böyle değil. Kürdistan’da gençleri politik bilinçten uzaklaştırmak için uyuşturucuya teşvik ediyorlar. Gençlere el atılmıyor. Sırf beyinleri yıkansın, haklarını savunamasınlar diye, bu politikalar yürütülüyor. Bunun için hiçbir tedbir alınmıyor aksine uyuşturucun önü açılıyor. Mahallede onlarca polis var hiçbir şey yapmıyorlar. Ama bakıyorlar ki kişi emekçidir,  işini yapıyor ona musallat oluyorlar. Halkın gözünü bürümek için ‘ilgileniyoruz’ diyorlar.  Devlet yoksa bu iş yapılmaz. İsteseler iki saate uyuşturucuyu temizleyebilirler” şeklinde konuştu.   ‘KİMSE EVLERİNİ TERK ETMEYECEK’   Açlık, yoksulluk gibi zor koşulların gençleri yanlış yollara sevk ettiğini de dile getiren F.Y, şunları söyledi: “Ölümlerin gerçekleşmesi yoksulluktandır. Gençler, çaresizlikten ne yapacaklarını bilmiyor. Önlerine ne geliyorsa, satıyorlar. Mahallede birçok genç, parasızlıktan kaynaklı kendini öldürdü. Devlet, bunları bizden daha iyi biliyor.  Seçim hazırlığı oldu mu, sokaklara çıkıyorlar. Bu mahallede kimse evlerini terk etmeyecek. Sur’u yakıp yıktılar. Bağlar’a da aynısını yapmaya çalışıyorlar. Kimse gidip Sur da yeni yapılan yerlere yerleşmedi.  Sur halkı,  gidip o evlerde oturmayacaklarını her defasında söylüyor. Bağlar’ı da Sur gibi yapmak istiyorlar. Ama halk istemiyor.”   ‘BİRLİK OLMALIYIZ’   Kürt halkı arasında birlik olması gerektiğini ifade eden F.K, şöyle devam etti: “Halkımız kendi haklarının farkına varsın ve haklarını savunsun. Dili, yaşamı ve toplumu için mücadele etsin. Bu tarz politikalara kanmasınlar. Halkımız bir olsun. Bir olmazsak, aslında hiçbir anlam ifade etmiyoruz. Bu gün devletin istediği şeyler belli.  İstiyorlar ki, Kürt coğrafyasında bütün kirli politikalar yürütülsün. Buna izin vermemeliyiz.”