Av. Özperçin: Yargı, kolluk eliyle istihbarat üzerinden hareket ediyor 2022-12-09 09:12:54   SEMSÛR - Hakkında 3 soruşturma açılan Av. Yusuf Özperçin, soruşturma ve kovuşturmalara direk müdahil olan polislerin adil yargılanma hakkını ısrarla engellemeye çalıştığını belirterek, “Yargı, kolluk eliyle istihbarat bilgisi üzerinden hareket ediyor” dedi.    Türkiye'de soruşturma ve kovuşturma aşamasında yaşanan hak ihlalleri ile savunmanın engellenmesi ve zorluklarla karşı karşıya kalması olaylarına her gün bir yenisi ekleniyor. Semsûr Barosu üyesi avukat Yusuf Özperçin, müvekkillerin TEM polisleri tarafından baskı ve tehditlerle yönlendirilmeye ve “bu avukatla çalışmayın” denilerek, kriminalize edilmeye çalışıldıklarını söyledi.    Semsûr’da son 2 buçuk yılda soruşturma ve kovuşturmaların arttığını belirterek, halkın savunma hakkı için mücadele ettiklerini dile getirdi. Polis ya da askerlerin söz konusu soruşturma ve kovuşturmalarda taraflara ve konuya doğrudan müdahil olduğunu ifade eden Özperçin, “Savunma hakkından tutun da şüphelilerin gözaltı ve tutuklama aşamasında avukatların görüştürülmemesi ve savunma haklarını etkin bir şekilde kullandırılmaması gibi ciddi ihlaller olduğunu tespit ettik. Bunları tutanağa bağladık. Şüpheliler adil yargılanma hakkına sanki sahip değilmiş, bunun tasdiki yargılamanın soruşturma savcısı veya kolluğu tarafından istenirse teslim edilecekmiş gibi bir durum yaratılıyor. Bunların dosyaya bire bir yansıdığını görüyoruz. Bunu sadece soruşturma aşamasında değil, kovuşturma aşamasında da görüyoruz. Mahkemedeki yargılama, delillerin toplanması, delillerin değerlendirilmesi, tahkikat aşamasında delillerin açıkça tartışmaya sunulması aşamasının da gereği gibi yerine getirilmediğini biliyoruz. Bütünüyle adil yargılanma hakkı içerisinde öz itibariyle yer alan savunma hakkı, müdafinin bizzat orada bulunma, durumu tespit etme ve değerlendirme haklarının ihlal edildiği açık bir şekilde ortada” dedi.    'SORUŞTURMAYI KOLLUK YÜRÜTÜYOR'   Gözaltına alınan kişilere psikolojik baskı yapıldığını ve haklarını kullanamayan yurttaşların hukuk nezdinde kendini güvende hissedemediğini dile getiren Özperçin, “Son süreçte özellikle ifade ve sorgu yöntemlerine aykırı olarak,  mülakat adı altında müvekkillerle saat fark etmeksizin gece gündüz gerek psikolojik baskılarla, gerekse de fiziksel baskılarla ifadelerinin alınmaya çalışıldığını görüyoruz. Bu mülakat olayının yasal temelinin olmadığını, bu anlamda gelişmiş bir teamülün dahi olmadığını söylediğimizde, ‘hukuki yönden yasada yer almamış olması uygulamada kullanılamayacağı anlamına gelmediği’ tarzında beyanları oluyor. Açıkçası savcının soruşturmalarda kendini bir kenara bıraktığı ve kolluğun bunu temellendirdiğini biliyoruz. Hukukçu olarak soruşturmanın resmen kolluk tarafından yürütüldüğünü gördük” diye belirtti.    AVUKAT SORGULANIYOR    Son dönemde müvekkillere yönelik farklı baskıların da yapıldığını kaydeden Özperçin, şöyle dedi: “Yaşadığımız ilginç süreçlerden birinde gözaltına alınan ve tutuklanan müvekkillere kolluk personeli tarafından ‘Bu avukatlarla çalışmayın. Bu avukatlarla çalışırsanız şu kadar hüküm yersiniz ya da şöyle bir yargılama süreci olur. Onlar, hakimlerle ters düşüyor’ gibi söylemlerde bulunuluyor. Müvekkillerimize, ‘Bu avukatla ilişkiniz nedir? Bu avukatın illegal herhangi bir ilişkisi var mı? Böyle bir temas olduysa siz duydunuz mu? Neden bu avukatla çalışıyorsunuz?’ gibi sorular soruluyor. ‘Bu avukatla çalıştığınız zaman neticelerinin neler olacağını biliyor musunuz?’ gibi tehditler yapılıyor. Bu şekilde müvekkillerin bizlere güven duygusu zedelendiriliyor. Yargılama esnasında mahkemelerde ve savcılık huzurunda etkin bir şekilde müvekkilin haklarını savunmamız engelleniyor. Örneğin; kolluğun bütün hak ihlallerini müvekkillerin şikayetleri üzerine işleme aldırıyoruz. Müvekkillerimiz kolluk tarafından bu şekilde psikolojik baskı altına alınınca ‘acaba dosyamda olumsuz bir durum yaratılır mı?’ düşüncesiyle şikayet etmekten vazgeçiyor. Şikayet etme noktasında ikna edilemez bir pozisyona getiriliyorlar.”    3 SORUŞTURMA AÇILDI    Polisin, adil yargılanma hakkını ısrarla engellemeye yönelik ve kendi süjeleri üzerinden soruşturmayı tamamlamaya yönelik beyanları olduğunu vurgulayan Özperçin, “Bunu yaparken de müvekkillerin bizle temasta bulunduğunu ve bunları bize ilettiklerini biliyorlar. Dolaylı olarak bir tehdit olarak bize karşı kullanılıyor. Bu avukatı kriminalize etmedir. Konuya ilişkin kolluk personeli ve yetkililerle konuştuğumuzda gözlerimizin içine bakarak sanki şüpheliymişiz gibi davranıyorlar. Hakkımda 3 soruşturma açıldı. Birincisi, ifade alma esnasında ifade tutanaklarının sayfa düzeninden tutun müdafiye ayrılan bölümle alakalı itirazda bulunduk. İfade de boş kalan kısımların daha sonra doldurulmaması için paraflanması ve taranmasını istedik. Ancak bunu yapmadılar. Bende bunu bizzat yaptım. Bunu yaptığım için resmi evrakta tahrifat yaptığım gerekçesiyle hakkımda işlem başlatıldı. Çünkü kolluğun tarafsız hareket ettiğine inanmadığımız için bütün süreci düşünmek zorunda olduğumuzu deklere ediyoruz. Bir başka soruşturma da ise, emniyette müvekkilim ile avukat görüşü gerçekleştirdim. Görüşten sonra kapıdan dışarı çıktığım esnada ‘görüşürüz’ dedim. Kolluk, bunu gizli görüşme olarak kabul edip tutanaklara geçti. Başka olayda ise tanığa baskı yaptığımız gerekçesiyle suç unsuru yaratıp ‘görevi kötüye kullanma’ üzerinden soruşturma açıldı. Tüm bunlar baskı oluşturmanın bir diğer yoludur” ifadelerini kullandı.      'YARGI KOLLUĞA İNDİRGENMİŞ'   Özellikle üzerlerinde oluşturulan baskıyla avukatların belli bir kalıba koyulmaya çalışıldığını belirten Özperçin, şöyle devam etti: “Soruşturmalarla üzerimizde baskı oluşturup, belli kalıba koymaya çalışıyorlar. Adıyaman’da yargı, kolluk eliyle istihbarat bilgisi üzerinden hareket ediyor. Somut deliller üzerinden değil, kolluğun verdiği bilgiler üzerinden, araştırma tutanakları üzerinden gidiliyor. Bu haliyle yargıyı kolluğa indirgemiş, yargının hakimini, savcısını ve avukatını devre dışı bırakma, etki altına alma yönünde bir çalışma olduğunu biliyoruz. Yaşanan hak ihlalleri ve avukatlar hakkında yapılan itibarsızlaştırma, kriminalize etme çabalarına karşı dayanışmayı büyütmeliyiz. Burada kollektifleşmek gerekiyor. Meslektaşlarımız duyarlılık göstererek hem bu dosyalara hem de meslektaşlarına gerekli desteği sunduklarında en azından bu süreci ihlaller yönünden giderebileceğini biliyoruz.”    MA / Ömer Akın