İstanbul patlaması: Resmi makamların açıklamaları ikna edici değil 2022-11-15 14:08:40   ANKARA - İstanbul’daki patlamaya dair yapılan açıklama ve fail olarak gösterilen kişinin gözaltına alınış biçimine dair verilen tepkilerde, resmi açıklamaların inandırıcı olmadığı belirtildi.     İstanbul’da Taksim Meydanı’nda 13 Kasım’da yaşanan patlama sonucu 6 kişi yaşamını yitirdi, 81 kişi yaralandı. Patlamanın hemen ardından haberlere yayın yasağı getirilirken, sanal medyaya erişim kısıtlandı. Patlamanın ikinci günü yapılan ilk açıklamalarda ise Suriyeli 23 yaşındaki Ahlam Albahsır isimli kadının bombayı kuran kişi olduğu iddia edildi ve kadının ailesiyle yaşadığı eve yapılan baskın, sanal medya hesapları üzerinden yayınlandı. Bu görüntülerin ardından bombayı koyduğu iddiasıyla yakalanan kadının görüntüleri ve daha önce AKP’de yer alan siyasetçilerin açıklamalarına birçok kesim tepki gösterdi.    ‘AFRİN’DE YPG YOK’   Söz konusu baskına ilişkin sanal medya hesabı üzerinden paylaşımda bulunanlardan biri gazeteci Sezgin Kartal oldu. Kartal, saldırı ve sonrasında saldırgan olduğu ileri sürülen Ahlam Albahsır’ın gözaltına alınmasına dikkat çekerek, şunları söyledi: “Bomba koyacak kadar örgütüne bağlı, istihbarat ve bomba eğitimi almış biri neden eve gitsin, neden gizlenmesin hatta yüzünü dahi gizleme ihtiyacı duymasın? Bütün fotoğraflarda saldırganın korku ve ürkekliği vücut diline yansımış. PYD/PKK bağlantısı olduğu söyleniyor. Hiçbir örgüt durup dururken bu tarz eylem yapmaz. PYD, Türkiye'nin Rojava'ya girmek istediğini bildiği halde neden böyle bir şey yapsın? PKK ile iltisaklı olduğu söylenen örgütlerin eylemine baktığımızda daha çok askeri ve emniyet odaklı.    Bu saldırıda ise doğrudan siviller hedef. Sivillerin hedef olduğu HDP mitingi, Suruç, Ankara, İstiklal, Atatürk havalimanı saldırısını IŞİD yapmıştı. Gerçekten Afrin'den gelmiş ise burada YPG yok. Türkiye kontrolündeki radikal İslamcı örgütler hakim. Geçtiğimiz ay Heyet Tahir El Şam (HTŞ) örgütü de Afrin'i ele geçirmek istemişti. Afrin ve İdlip hattı bir süredir kaynıyor. Ankara Gar katliamını yaşamış biri olarak, bu ve benzeri eylemler üzerine inşa edilen meşru bir ideoloji yoktur. Evet, bu terör eylemidir. 'Patlamalar sonrası oyumuz arttı' anlayışı da bu vahşetin canlılığına hizmet etmektedir! Bombacıyı yakalama anı bu kadar rahat olabilir mi? Saldırgan eve tuzak kursaydı ya da canlı bomba olsaydı polisler için tehlikeli olmayacak mıydı?”   RESMİ MAKAMLAR İKNA EDİCİ DEĞİL    Bunun yanı sıra Kartal’ın sanal medya hesabı üzerinden yaptığı, “Taksim'deki terör saldırısına ilişkin resmi makamların açıklamalarını ikna edici buluyor musunuz?” anketinde, 14 bin 72 kişi oy kullandı. Ankete yüzde 11,4 “evet”, yüzde 88,6 “hayır” cevabı verildi.   DEVLET TERÖRÜ KURBANLARI   Bunun yanı sıra İstihbarat ve Güvenlik Uzmanı Engin Büker de sanal medya üzerinden yaptığı bir paylaşımda, şu ifadelere yer verdi: “Uzun zamandır bir terör örgütü Taksim Caddesi gibi bir yerde bir bombalı eylem gerçekleştirdi. Bu kadar süre sonra bu eylem için motivasyon ne olabilir veya büyüklüğü, etkisi ve yapılış şekli böyle bir eylem için yeterli mi? Eylemin saati, seçildiği yer ve önünde büyükçe bir beton çiçek saksısının olması hasebiyle, bombalı paketin bırakıldığı yer sizce doğru mu? Taksimin en kalabalık saati, en işlek noktası, en çok hasar verebilecek bir konum değil. Bomba düzeneğini istenen yere bıraktığı iddia edilen kişinin, olay yerinden uzaklaşma videosuna baktığınızda, böyle bir eylemi yapabilecek kadar soğukkanlı ve planlı bir kaçış görüyor muyuz? Diyelim ki, bu kişi sadece para karşılığı paketi yerine bırakan birisi ve o yüzden biraz gergin. O zaman Emniyet Teşkilatı açıklamasında bu şahıs hakkında bu detayı vererek, düzeneği kuran ve planlama yapan kişiler hakkında da bilgi vermez miydi?”    ‘OLAY NEDEN BU KIZ ÜZERİNE YIKILDI?’   “Emniyetteki sorgusunda kişinin Suriyeli bir mülteci çıkmış olması, yukarıdaki durumu ve sorularımızı desteklemektedir. Bu düzeneği ve planı yapanlar neden ve kim tarafından korunuyor?” diye soran Büker, “Neden tüm olay bu kız üzerine yıkıldı? Esnafın, memurun ve öğrencinin dahi evine onlarca kişi, zırhlar, maskeler ile giren TEM Şube polislerinin bu kadar az kişi ve güven içinde eve yaklaşmaları normal olabilir mi? Bombalı bir eylem yapmış bir ‘kaçağın’ evinde de bir bomba düzeneği kurmuş olma ihtimali ihmal edilmiş olabilir mi? Evinden çıkanlara bakıldığında, şahsın üzerinde çıkan ‘yüklü miktar’ para, kaçış işlemleri için yeterli görülebilir mi? Aynı şekilde, evinden çıkan bir tabanca haricinde başka ağır mühimmat veya silahın bulunmaması aslında bu evin şahsi ev olması, yani örgüt evi olmamasıyla ilgili olabilir mi? Böyle bir eylemi gerçekleştirdikten sonra örgüt arkadaşlarıyla birlikte daha güvenli bir eve veya konuma gitmesi beklenirken, hane halkıyla birlikte gözaltına alındığı aile evine gelmesi ‘kişinin acemiliği veya saflığı’ ile açıklanabilir mi? Yakalanan kişinin yakalanma anında çekilen videolarda ve birçok fotoğrafında direnmiyor olması, şaşkınlığı, örgüt sloganı atmıyor olması, hatta polis gösteriş için kafasına bastırmadan önce kafasını dahi kaldırıp bakmıyor olması, ‘örgüt eylem/üye profili’ne uyuyor mu? Fotoğraftaki kişiler aynı kişiler olabilir, ama eylemi gerçekleştiren kişinin siyah başörtüsü giymesi bu kıyası zorlaştırmaktadır. Bu dahi planlayıcıların kasıtlı tercihi olabilir. Bu kadar tutarsızlığın olduğu birçok olay ve acı yaşatıldı bu ülkede. Bu defa öncekilerden küçük planlanmış olmasının sebebi; daha büyüğünü Rejim kaldıramazdı. Tüm ‘devlet terörü’ kurbanlarına saygılarımla!” dedi.    MAHALLELİ SOYLU’YU YALANLADI    Bunun yanı sıra DHA’nın, Ahlam Albahsır’ın yaşadığı yerde mahalleli ile konuşarak yaptığı haberde, görgü tanığı bir mahalleli Ahlam Albahsır’ın yaklaşık bir yıldır mahallede yaşadığını söylüyor. Süleyman Soylu yaptığı açıklamada ise Ahlam Albahsır’ın 4 ay önce Suriye’den geldiğini belirtmişti.    SOYLU’DAN 7 HAZİRAN SENARYOSU   AKP iktidarı mensupları patlamanın ardından PKK ve Rojava’yı hedef gösterdi. Seçim sathına girilen bu dönemde AKP-MHP iktidarı mensuplarının söz konusu patlamanın ardından PKK ve Rojava’yı hedef alması, akıllara 7 Haziran 1 Kasım tarihli seçimler arasında DAİŞ üzerinden yapılan kanlı seçim politikasını getirdi.    SOYLU’NUN YALANLANAN İDDİALARI   Soylu’nun yaptığı bir açıklama da saldırıyı yaptığı iddia edilen Ahlam Albahsır’ın Türkiye’nin desteklediği HTŞ kontrolündeki Efrîn’den kaçak olarak Türkiye'ye geçiş yaptığını söyledi. Bunun yanı sıra Soylu, daha önce Mersin’de Polis Evine yapılan baskının da HPG tarafından yapıldığı iddia etmiş ve baskını yapanların paramotor ile Türkiye’ye geçiş yaptığını iddia etmişti. Soylu'nun bu iddiaları da yalanlanmıştı.   DAVUTOĞLU ‘OY ORANIMIZ ARTTI’ DEMİŞTİ   Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, başbakan olduğu 7 Haziran ile 1 Kasım seçimleri arasında meydana gelen patlamaların ardından bir televizyon programında patlamaların ardından AKP’nin oy oranlarının yükseldiğini açıklamıştı. Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, 14 Kasım’da Taksim’de yaptığı açıklamada, AKP’den ayrıldığı dönemden itibaren bildiklerini söylememekte ısrar eden Davutoğlu’na seslenerek, “Sen sustuğun için insanlar ölüyor. Korkma, çık Haziran, Kasım arasında ne oldu anlat! Utanmadan 6'lı masada oturma” dedi.