Gazeteci Altan hakikati aşka dönüştürdü 2022-11-09 09:31:38 ANKARA - Gazetecilik faaliyetleri nedeniyle tutuklanan gazeteci Berivan Altan, Apê Musa’nın generali olarak adım attığı Özgür Basın geleneğinde, hakikat arayışını aşka dönüştürdü.    Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nda yürütülen soruşturma kapsamında 25 Ekim’de ev baskınında işkenceyle gözaltına alınan Mezopotamya Ajansı (MA) muhabiri Berivan Altan, 29 Ekim’de 8 meslektaşıyla birlikte çıkarıldığı mahkemece, gazetecilik faaliyetleri nedeniyle tutuklandı.    Devletin 1990’lı yıllarda yakıp yıktığı Şirnex’in Şilyan köyünden göç eden ailenin 4’üncü çocuğu olan Altan, 4 yaşında iken yakalandığı hastalık nedeniyle annesini kaybetti. Adana’da büyüyen Altan, Mersin Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi öğrencisi olduğu 2014 yılında Özgür Basın ile yolları kesişti. Üniversitede Özgür Gündem Gazetesi’ni dağıtmaya başlayan Altan, kısa bir süre sonra Apê Musa’nın generallerinden biri oldu ve kentin birçok noktasında gazete dağıtmaya başladı. Kısa sürede kent halkı tarafından sevilen bir isim olan Altan, 2015 yılında Dicle Haber Ajansı’nda (DİHA) muhabirliğe başladı.   Altan, Adana ve Mersin’de stajyer olarak başladığı gazetecilik mesleğinde, kısa sürede yargıdan politikaya birçok önemli habere imza attı.    3 KEZ GÖZALTINA ALINDI    Gazeteciliğini sürdürdüğü 9 yılda yaptığı haberler ve mesleki faaliyetleri nedeniyle 3 kez gözaltına alınan Altan, 25 Ekim’de gözaltına alındığı sırada polis işkencesine uğradı. Altan’ın evde uğradığı işkence, kameralar karşısında baş eğme girişimiyle sürdürüldü. Altan, 8 meslektaşıyla birlikte 4 gün sonra çıkarıldığı mahkemece gündeme oturan haberleri, haber kaynakları ile görüşmeleri, gezileri suçlama konusu yapılarak, 29 Ekim’de tutuklandı.     MESLEĞİNDEN ALIKONULMAK İSTENDİ   Özgür Basın geleneğini özveriyle sürdüren Altan, bir aşka dönüştürdüğü hakikat aşkını, gözaltında gönderdiği “Kalemimizi yerde bırakmayın” mesajıyla da bir kez daha gösterdi. Gazetecilik yaşamı boyunca hakkında birçok soruşturma açılan Altan, polis tarafından sürekli mesleğinden alıkonulmak istendi. Sonuç alamayan polis, bu kez ailesini “sohbet” adı altında çağırdığı emniyette, ikna arayışına girdi.    BABASI 6 KEZ EMNİYETE ÇAĞRILDI    Altan’ın babası Bedri Altan, yaşadığı kentte 6 kez Adana Emniyeti tarafından arandığını ve “sohbet” adı altında emniyete çağrıldığını anlattı. Baba Altan, her defasında 2-3 saat süren “sohbet” ardından kızının gazetecilik faaliyetlerini sonlandırmasının istendiğini söyledi.    BABA: BERİVAN ZULMÜ YAZIYOR   Baba Altan, 26 Aralık 2019’da Berivan Altan hakkında açılan soruşturma kapsamında evlerine uzun namlulu silahlarla polis baskınının olduğunu anlattı. Baskın sırasında yapılan aramaların ardından “suç delili” bulamayan polisin, “Keşke bu eve bu şekilde gelmeseydim” dediğini aktardı. Polis baskınını “zulüm” olarak nitelendiren baba Altan, bu sırada polise “İşte Berivan bu zulmü yazıyor, gerçekleri yazıyor, haber yapıyor, başka bir suçu yok” dediğini belirtti.     ‘ONUR DUYDUĞUM İÇİN AĞLADIM’   Baba Altan, 3 yıl sonra kızının gözaltına alınması ardından geldiği Ankara’da, gece yarısına kadar beklediği adliye kapısında kızının tutuklanma haberini almasıyla gözyaşlarına hakim olamadı. Neden ağladığını sorduğum baba Altan, “Hakikatin yükü çok ağır. Berivan köyünü göremedi, annesini tanıyamadı, yükü ağırdı. Tüm bunlara rağmen büyük bir mücadele verdi. Onur duyduğum için ağladım” dedi.    Baskıların yabancısı olmadıklarını dile getiren baba Altan, “40 yıldır öldürdüler, tutukladılar, işkence yaptılar. Bitiremediler. 9 gazeteciyi tutuklayarak mı bitirecekler” ifadelerini kullandı.    ‘HEP BİR ARAYIŞ İÇİNDEYDİ’   Uzun yıllar birlikte gazetecilik faaliyeti yürüttüğü Altan’ın Özgür Basın’da hakikati aradığını söyleyen meslektaşı Sadık Topaloğlu ise, “Berivan ilk olarak Özgür Gündem Gazetesi’nin dağıtımıyla Özgür Basın geleneğinde yerini aldı. Sabahın ilk ışıklarında balya balya gazeteleri omuzlardı, sokak sokak dağıtırdı. Ancak O’nun için yaşam bitmiyordu, hakikat peşindeydi, sürekli gazeteci arkadaşlarla zaman geçirirdi. Hep bir arayış içindeydi, okurdu, tartışırdı” diye anlattı.    ‘KENDİ HAKİKATİNİ ARIYORDU’   Altan’ın kısa bir süre sonra DİHA’da muhabirliğe başladığını söyleyen Topaloğlu, “Bu kez hakikati kendisi yazmaya başladı. Çok ısrarcı bir kişiliği vardı. Her habere kendisi gitmek isterdi. Yıllarca özveriyle hakikat arayışını sürdürdü. Yıllar sonra Ankara’da görünce, bu ısrarının bir aşka dönüştüğüne tanık oldum. Gece yarısına kadar Meclis gündemini takip edip, sabah erkenden tekrar ajans bürosuna gitmesi şaşırtıyordu. Berivan’ın hayatı haber ile özdeşleşmişti, haber değil aslında, Berivan hakikatle özdeşleşmişti. Kendini hakikatle var etti. Kendi hakikatini arıyordu” dedi.     ‘ÖZGÜR BASININ BAŞ EĞMEYECEĞİNİ GÖSTERDİ’   Altan’ın gözaltına alındığı sırada uğradığı işkence görüntülerine işaret eden Topaloğlu, “O görüntüler Berivan’ın Özgür Basın içindeki temel duruşuydu. Başı ısrarla eğilmek istendi, kolu kırılırcasına, karga tulumba… Arabaya konulurken bile başı ısrarla eğilmek istendi. Ama Berivan buna karşı duruşunu sergiledi. Özgür Basının başını eğmeyeceğini net bir şekilde gösterdi” şeklinde konuştu.    MA / Özgür Paksoy