Gazeteci Polat: 'Sansür Yasası'na karşı etkili muhalefet yürütülmeli 2022-10-20 09:04:00   İSTANBUL - AKP-MHP'nin seçim öncesi medyayı kontrol altına almak istediğini belirten gazeteci Fatih Polat, “Sansür Yasası”na karşı etkili bir muhalefetin yürütülmesi gerektiğini vurguladı.     AKP-MHP'nin Meclis'e sunduğu ve gazeteci örgütlerinin “Sansür Yasası” olarak nitelendirdiği 40 maddelik kanun teklifi, 13 Ekim'de kabul edildi. İnternet medyası ve sanal medyaya yeni yaptırımlar öngören teklifin yasak ve sınırlamalar getiren maddeleri Resmi Gazete'de yayımlandı. Teklifte yer alan basın ilan kurumu ve ilanlarla ilgili maddeler de 1 Nisan 2023'te yürürlüğe girecek. Yasak ve sınırlamalar içeren maddelerin yasalaşması nedeniyle bundan sonraki süreçte gazetecilere, paylaşımları gerekçesiyle 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası verilebilecek. Evrensel Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Fatih Polat, kabul edilen teklifi ve olası sonuçlarını değerlendirdi.    'AMAÇ DENETİM ALTINA ALMAK'   İktidarın seçim öncesi bütün medyayı denetlemeye çalıştığını söyleyen Polat, son teklifte yer alan “yanıltıcı haber” maddesinin gazetecileri bir bütünen baskılamaya yönelik bir adım olduğunu ifade etti. Polat, "Bu sadece internet gazeteciliğini değil, merkezi gazeteciliği de etkiledi. Bu yasa yazılı yayını, internet yayıncılığını ve de televizyon yayıncılığını içeriyor. Sansür her şeyden önce otosansürü hedeflemeyi amaçlar. Belli ölçülerde bunun saldığı korkuyla belki ceza vermeye gerek kalmaksızın bir alanda denetlemeyi amaçlıyor. İtirazlarını dile getiren, görüşlerini ifade eden kesimlerin kendisini otosansüre tabi tutmasına neden olacak. Bu da halkın haber alma hakkını önceleyen habercilik platformlarının daha dımdızlak bir şekilde ortada bırakacak. Bu tür sansür yasalarının yol açtığı otosansür, her durumda halkın haber alma hakkını önceleyen yayın organlarının işini daha da zorlaştırır ve yalnızlaştırır" diye konuştu.    'TEPKİLER BELİRLEYİCİ OLACAK’   “Sansür Yasası”nın tüm toplumu ilgilendirdiğine dikkati çeken Polat, "Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI) ve birçok basın örgütü daha önce Ankara’da bir takım görüşmeler yapmıştı. İktidar izleniyor. İktidar, sansürün Meclis'ten geçmesinden sonra yapmış oldukları açıklamalarla aslında bir takım teminat vermek zorunda hissediyor kendisini. Bir yandan da iktidar ‘ben basını boğmuyorum’ demeye getiriyor. Ama diğer taraftan da iktidar kendilerinin istediği gibi yayıncılık yapılmasını istiyor. Bu yasaya karşı tepkiler belirleyici olacaktır” dedi.    BASIN KARTI MADDESİ    Yasayla birlikte basın kartlarının iptali ve şartlarının daha fazla denetime tabi tutulmasına neden olacağını ifade eden Polat, "İnternet medyasının bir ihtiyacı var. Statü ihtiyacı. Dolaysıyla bu alanın statüsünün kabulüyle basın kartı alabilecekler. Ama bu aynı zamanda televizyonları RTÜK kapsamına almak gibi bir şeydir. Yani bu türden bir yasa yayıncılık kriterlerini de kabul etmeye getiriyor. Bu aslında daha fazla denetlenmeye aday bir yayıncılık yaratmak istemektir. Basın kartı verseler bile iptal edilebilecek ve hapis cezasına kadar gidebilecek bir durum” şeklinde konuştu.    ÖRGÜTLÜ MÜCADELE VURGUSU    Sansür ve yasaklara karşı basın özgürlüğü alanında ciddi bir mücadele geleneğinin olduğunu aktaran Polat, “Artık oyun bitti, dağılalım, herkes evine” şeklindeki bir ruh haline girilmemesi gerektiğini vurguladı. Polat, şunları söyledi: "Basın özgürlüğü iktidarların işini zorlaştıran bir alandır. Dolayısıyla ben bu sansür yasasına rağmen Türkiye’de doğru gazetecilikte ısrar edecek epey bir gazetecinin olduğunu düşünüyorum. Tarihte bazı dönemler zor yaşanır ama cezaya maruz kalan ve sık sık bedel ödeyen gazetecilerin dik duruşu, oto sansüre gidenler açısından da cesaret vericidir. Sansür yasaları derinleştikçe her durumda gazeteciliğe sahip çıkan, halkın haber alma hakkına sahip çıkan gazetecilerin sorumluluğu daha da artacak" ifadelerini kullandı.    Yasaya karşı etkili bir muhalefet yürütülmesi gerektiğini vurgulayan Polat, "Bundan sonrası halkın haber alma hakkına sahip çıkan, bu talepler etrafında mücadele eden örgütlü halk kesimleri ile mümkündür. Güçlü bir muhalefetle iktidar politikası gerileterek, uygulanması güçleştirilebilir. Nihayetinde 'Emek ve Demokrasi Güçleri'nin inşasıyla biz bu sansür sürecinden kurtulabiliriz, bütünlüklü bakmaz gerekiyor” diye kaydetti.    Polat, şöyle devam etti: "Burada önemli olan gazetecilerin yalnız bırakılmaması. Basın meslek örgütleri açısından değil, bütün mücadele platformları, siyasi partiler, demokratik örgütler ve sendikalar halkın haber alma hakkına sahip çıkmalı. Bir gazeteciye yönelen baskının doğrudan halkın haber alma hakkına yönelen bir baskı olduğunu bilerek gazetecileri yalnız bırakmamak gerekiyor."   MA / Ergin Çağlar