Tutuklular ev temizliğinde ve iskelede çalıştırılıyor 2022-10-02 09:02:37   ANKARA - Çorum Açık Cezaevi’nde eğitim-öğrenim hakkı engellenen tutukluların, cezaevi personellerinin yaşadığı lojmanların temizlik işlerinde ve 10-15 metrelik iskelelerde çalıştırıldığı belirtildi.    Çorum L Açık Ceza İnfaz Kurumu’nda tutuklu bulunan ve bu yıl üniversite sınavını kazanarak, Hitit Üniversitesi Teknik Bilimler Meslek Yüksek Okulu’na kayıt yaptıran Burak Bekil, Taner Kaya ve Vural Kadir Kargalıoğlu’nun, eğitim-öğretim hakkı cezaevi tarafından engelleniyor.     İŞ GÜCÜNE İHTİYAÇ VAR!    Daha önce İskilip Açık Ceza İnfaz Kurumu’nda bulunan Bekil, üniversiteyi kazanmasının ardından “öğrenim sevki” ile 5 Eylül’de Çorum Açık Ceza İnfaz Kurumu’na gönderildi. Bekil, kurumda görevli öğretmen ve eğitim biriminde bulunan infaz koruma memurlarının, 6 Eylül’de koğuşa gelerek, “İdare Gözlem Kurulu karar verecek, Cuma günü size tebliğ edeceğiz. Sizi okula göndermeme yönünde karar verilecek. İnfaz hakimliği ne karar verirse bizi ilgilendirmiyor, gidin orayla uğraşın, bizim iş gücüne ihtiyacımız var” dediklerini aktardı. Bekil, aynı zamanda cezaevi sorumlusu başgardiyan Ökkeş Solmaz’ın da, “Bu yaştan sonra okuyup ne yapacaksın, bu kadar okuyan var, ne olacak” dediğini belirtti.   Gardiyanların söylemlerinin ardından gelen Cezaevi İdari Gözlem Kurulu kararlarında ise kendisi ve diğer iki tutuklu Taner Kaya ve Vural Kadir Kargalıoğlu’na, “okula göndermeme” yönünde alınan kararlar tebliğ edildi.   BARETSİZ İSKELEDE ÇALIŞTIRILIYORLAR!   Açık cezaevinde bulunduğu için telefon ile görüşebildiğimiz Bekil, koğuşlarında 39 kişi olduğunu belirterek, bazı tutukluların sağlık sigortasından yoksun bir biçimde, emniyet kemeri veya baret verilmeksizin 10-15 metrelik iskelelerde çalışmak zorunda kaldıklarını aktardı.   KAPALI CEZAEVİNE GÖNDERİLME TEHDİDİ    Tutukluların lojmanlardaki evlerin temizlik işlerine dahi gönderildiğini anlatan Bekil, “Evlerin temizliğini yaptırıyorlar. Kişisel yaşam alanlarındaki işler için bile mahkumlar çalıştırılıyor” dedi. Gardiyanların ve cezaevi yönetiminin, duruma itiraz eden tutuklulara yönelik “Bizim için bir sorun yok, kapalıya sizi göndeririz şeklinde” tehditlere maruz bırakıldığına dikkat çeken Bekil, İskilip Açık Ceza İnfaz Kurumu’nda bu tür durumların olmadığı ve tutukluların hangi iş alanında kayıtlı ise o alanda çalıştığını aktardı.   DİLEKÇELERİ GÖNDERİLMİYOR   Bekil, öğrenim hakkı için Çorum İnfaz Hakimliği’ne yaptığı başvurunun, “Cezaevi yönetiminin inisiyatifindedir” gerekçesiyle reddedildiği bilgisini verdi. Kaya ve Kargaoğlu ile 20 Eylül’de konuya dair Meclis İnsan Hakları Komisyonu (İHİK), Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu (TİHEK) ve Kamu Denetçiliği Kurumu’na (Ombudsman) dilekçeler yazdıklarını ancak dilekçelerin cezaevi yönetimi tarafından gönderilmediğini söyledi. Bekil, dilekçeleri almayan cezaevi yönetiminin, “Dilekçeleri yırtın atın” dediğini ifade etti.   ‘CEZAEVİ MÜDÜRÜ DİKTATÖR BİR İNSAN’   “Cezaevi müdür Hamit Karslıoğlu, diktatör bir insan” diyen Bekil, Karslıoğlu’nun daha önce görev yaptığı yerden bir soruşturma nedeniyle uzaklaştırıldığını ifade etti. Bekil, “Hükümete çok yakın olduğu için tekrar göreve dönmüş. Bundan 3-4 ay önce de buraya atandı. Onunla ilgili birçok şikâyet var. Cezaevindeki memurlar bile şikayetçi. Ne yapacaklarını şaşırmış durumdalar ama herkes korkuyor. Ben bugün cezaevinden çıksam yine şikayetçi olacağım. Benden sonra gelecek insanlar rahat etsin” diye konuştu.   Kamuoyuna da çağrı yapan Bekil, öğrenimini sürdürmek için destek beklediklerini aktardı.   CEZAEVİ İDARESİ YANITSIZ BIRAKTI   Yaşanan hak ihlallerine dair bilgi almak amacıyla iletişime geçtiğimiz cezaevi idaresi, konuya dair bilgi veremeyeceklerini ifade ederek, “Burası adli hükümlülerin olduğu bir cezaevi. Hükümlülerin hasmı olmadığınızı bilemeyiz. Burada yaşananlara dair dışarıya herhangi bir bilgi vermemiz mümkün değildir” şeklinde yanıt verdi.   TECAVÜZÜN YAŞANDIĞI CEZAEVİ MÜDÜRÜYDÜ!   Cezaevi müdürü Hamit Karslıoğlu, daha önce İzmir Çocuk ve Gençlik Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Müdürü olarak görev yaptığı sırada, 2 Aralık 2014 tarihli kurum içi yazışmaları içeren bir belgenin ortaya çıkması nedeniyle başka bir kuruma sürgün edilmişti. Söz konusu belgede çocuk mahkûmların birbirlerine işkence yaptıkları, zayıf çocukların büyüklerce cinsel istismara uğradığını, bu suçlardan ötürü cezaevine düşenlerin içeride de küçüklere tecavüz ettiklerini ifade eden Karslıoğlu, yazışma evrakında yaşananlara karşın önlem alındığına dair ise bir bilgi vermemişti.   ‘DEVLETİN GÜCÜNÜ GÖSTERECEĞİM’ DEMİŞ!   Karslıoğlu, 2015 yılında ikinci müdür olarak görev yaptığı Ordu E Tipi Kapalı Cezaevi'nde de tutuklular Ercan İşcan ve Abdulselam Şehmus’ı, "Bugüne kadar devlet size gücünü göstermedi. Ben size göstereceğim" diyerek darp etmiş ve hücreye atmıştı.   ÖNGÖR: HUKUKA AYKIRI ENGELLEME   Bekil ve diğer 2 hükümlünün öğrenim hakkının cezaevi idaresi tarafından engellenmesinin hukuka aykırı olduğuna vurgu yapan İHD Merkez Yürütme Kurulu (MYK) ve Hapishaneler Komisyonu Üyesi avukat İlhan Öngör, “Eğitim ve öğrenim hakkı gerek Anayasa’da, gerekse Türkiye’nin tarafı olduğu uluslararası insan hakları sözleşmelerde güvence altına alınan temel hak ve özgürlükler arasında bulunmaktadır” hatırlatmasında bulundu.   39 BİN 519 ÖĞRENCİ TUTUKLU   2021 yılının ortası itibariyle Adalet Bakanlığı’nın cezaevlerinde ilkokul, ortaokul, lise, yüksek lisans, doktora düzeyinde öğrenim gören 39 bin 519 tutuklu olduğunu açıkladığını anımsatan Öngör, “Bu eğitim öğrenim gören mahpusların kaçının tam anlamıyla bir eğitim ve öğretim imkanlarını gerçekleştirdiği veya ne şekilde bu eğitimlerine devam ettikleri ise bilinmemektedir. Avrupa Birliği Cezaevi Kurallarına göre; ‘Mahpusların insan haklarını ihlâl eder nitelikte hapishane koşulları, kaynak eksikliğiyle mazur gösterilemez ve hapishane yaşamı, genel toplum yaşamının olumlu yönlerine mümkün olabildiğince yaklaşmalıdır’ denilmektedir. Ancak birçok cezaevinde hükümlü veya tutuklu olan öğrenciler okulda derslere katılımı sağlanmadığı gibi, hatta çoğu cezaevlerinde ders sınavlarına bile katılımı sağlanmamaktadır. Gerekçe olarak ya cezaevi olanaklarının yetersizliği veya kamu güvenliği, cezaevi idaresi güvenliği gerekçe gösterilmektedir.  Ancak bu gerekçeler somut verilere ve delillere dayanmamakta, cezaevi idaresinin keyfi tutumundan kaynaklanmaktadır” ifadelerini kullandı.   AVRUPA KONSEYİ VE BM KARARLARI   Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin (AK BK) Üye Devletlere Cezaevlerinde Eğitim Hakkına yönelik 12 Sayılı Tavsiye Kararı’nda “…mahpuslara verilecek eğitim, dış dünyada aynı yaş gruplarına sağlanan eğitimle aynı olacak ve öğrenme fırsatlarının alanı mümkün olabildiğince geniş olmalıdır” ibaresini aktaran Öngör, şunları söyledi: “Ancak bugün birçok hapishanede öğrenci mahpuslar en yaygın eğitim kaynağı olan internetten faydalandırılmamaktadır. Birleşmiş Milletler Mahpusların Islahı İçin Asgari Standart Kuralları’na göre; ‘Mahpuslar, tahliye olduklarında güçlükle karşılaşmadan eğitimlerini sürdürebilmeleri için mahpuslara verilen eğitim olabildiğince ülkenin eğitim sistemi ile bütünleştirilir’ denilmektedir. Oysaki uygulamada bunun gerçeği yansıtmadığı tartışmasızdır. Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürlüğünün yayınladığı genelgeye göre; kapalı hapishanedeyken üniversite sınavını kazanan mahpusların, üniversitelerinin kabul etmesi durumunda ara, yıl sonu, bütünleme ve mazeret sınavlarına katılmaları ve bu suretle örgün eğitime başlamaları gerekmektedir. Ancak belirttiğimiz üzere birçok cezaevi çeşitli ama hukuka aykırı gerekçelerle bu talepleri reddetmektedir.”   EĞİTİM HAKKI ENGELLENİYOR   Cezaevindeki öğrencilerin okul ve eğitmenleriyle ilişkisinin ve maddi koşullarının sağlanmasının devletin pozitif yükümlülüğü olduğunu vurgulayan Öngör, “Hapishanelerde eğitim ve öğrenim hakkının gerçek manada erişilebilir ve arzu edilen nihai amaca ulaşması ancak dışarıda eğitim ve öğrenim gören öğrenciler ile mahpus öğrenci arasındaki bu bariz farklılıkları olabildiğince ortadan kaldırmakla mümkündür. Ki bu bir yükümlülük olup, yasal bir zorunluluktur. Mahpus öğrencinin tamamen okul ile eğitmenlerle ilişkisinin kesildiği, ders notlarına ve eğitim materyallerine ulaşamadığı hatta sınavlarına katılmasına bile izin verilmediği ve tamamen cezaevi idaresinin keyfiyetine kalmış olan bu uygulamalar açıkça eğitim öğrenim hakkının ihlalidir” dedi.   MA / Fırat Can Arslan