ÖHD’li Ece: Tecride karşı daha çok ses çıkarmak lazım 2022-09-18 20:23:16 İSTANBUL - "Cezaevlerinde hak ihlalleri ve Adalet Nöbetleri" konulu panelde konuşan ÖHD’li Vedat Ece, cezaevlerinde yaşanan ihlallerin ilk İmralı'da denendiğini belirterek, “Avukatların ve halkımızın bu konuda duyarlı olması ve daha çok ses çıkarması lazım” dedi.  Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kadıköy İlçe Örgütü, "Cezaevlerinde hak ihlalleri ve Adalet Nöbetleri" konulu panel düzenledi. İlçe örgütünde düzenlenen panelin yapıldığı salona, “Annelerin talebi hepimizin talebidir” yazılı pankartı asıldı. Panele, Halkların Demokratik Kongresi (HDK) İstanbul Kadın Meclisi Sözcüsü Didem Acabey moderatörlük yaptı.   Tutuklu yakını Fince Akman, Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD) üyesi Vedat Ece ve HDP 1’inci Bölge Eş Sözcüsü Mesut Fırat'ın panelist olarak katıldığı panele, HDK, HDP il ve ilçe temsilcileri, Anadolu Yakınlarını Kaybeden Ailelerle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (ANYAKAY-DER), Marmara Tutuklu ve Hükümlü Aileleri İle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (MATUHAYDER) ve çok sayıda kişi katıldı.    NEDEN CEZAEVİNDELER?    Cezaevinde bulunan politik tutukluların ihlallere karşı direniş içinde olduklarına işaret eden Didem Acabey, son dönemde cezaevinde şüpheli bir şekilde yaşamını yitiren tutuklulara dikkat çekerek, bu durumun fili idam olduğunu söyledi. Tutukluların işkenceyle ölüme sürüklendiğini belirten Acabey, tutukluların demokratik bir çözüm talebi nedeniyle cezaevine konulduklarına işaret etti.    ‘AKP İMRALI’DA KAYBETTİ’    İktidarın her yerde olduğu gibi cezaevlerinde de “irade kırma” savaşı yürüttüğünü belirten Acabey, özellikle Kürt tutuklulara karşı uygulamalara dikkat çekti. Acabey, Kürt tutukluların 30 yıl cezaevinde kaldığını ve buna rağmen iradelerini teslim etmediklerini, 30 yıllın sonunda cezaevi idaresinin  “Pişman mısınız?” diye sorarak, iradelerini kırmaya çalıştığını ifade etti. İradesini teslim etmeyenlerin infazlarının yakıldığına dikkat çeken Acabey, “İktidarı Abdullah Öcalan üzerindeki mutlak tecridin tüm yaşama sirayet etmesi ve toplumsallaşması için elinden geleni yapıyor. Dünyada eşi benzeri olmayan bir tecritten bahsediyoruz. Ancak iktidar sonsuz bir mücadeleyle karşılaşacağını fark edemedi. İmralı’da kaybettiği irade savaşını bütün topluma yaşatmak istiyor. İktidar şöyle bir hesap yaptı; zannetti ki rehin alındığı zaman halkın beynini, ruhunu, İmralı’yla halkla arasına ki bağı koparabileceğinin düşündü” diye konuştu.    İŞKENCE NEDEN ÇOĞALDI?    Söz alan tutuklu Yakup Akman’ın annesi Fince Akman da, 7 aydır İstanbul’un çeşitli merkezlerinde Adalet Nöbeti’ni sürdürdüklerine işaret ederek, bu nöbet sırasında polisin yaptığı işkenceyi bir kez daha teşhir etti. Her hafta gözaltına alındıklarını ve darp edildiklerini dile getiren Akman, her geçen gün bu işkencenin arttığını söyledi. Akman, sözlerini şöyle sürdürdü: “İşkencenin neden çoğaldığın biliyoruz, bize, ‘bir tek sizin çocuklarınız mı cezaevinde kalıyor?’ diye soruyorlar. İstanbul’da binlerce tutuklu ailesi var. Biz, direnmediğimiz için çocuklarımıza sahip çıkmadığımız ve sahipsiz bırakıldığımız için polisler meydanlarda bizi darp ediyor.”     Akman, “Eğer tutuklu yakınları olarak daha çok eylemde olsaydık kimse işkence görmezdi, gözaltına alınmazdı” eleştirisinde bulundu.    ‘NÖBETİ BIRAKMAYACAĞIZ’    Akman, son olarak şunları söyledi: “Gelin yanımızda durun, gelin çocuklarınıza sahip çıkın. Sadece tutuklu yakınları değil, herkesin bu eyleme sahip çıkması gerekiyor. Bizi seyredip, ‘canımız yandı’ demeyin. Eğer bir şey yapmayacaksanız bizi izlemeyin de. Yanımızda durun ki, yanımızda olduğunuzu bilelim. Devlet bizi her hafta gözaltına aldırarak bizi yıldırmaya çalışıyor. Böylelikle bizim Adalet Nöbeti’ni bitireceğimizi sanıyorlar. Ama biz Adalet Nöbeti’ni bırakmayacağız, bize destek olun.”    ‘İNTİHARA SÜRÜKLÜYORLAR’    Daha sonra söz alan ÖHD’li Vedat Ece ise, cezaevlerinde ihlallerin günden güne artığına işaret ederek, uyarıda bulundu. Son üç yıldır tutukluların ölüm sınırına gelmeden tahliye edilmediklerini belirten Ece, “ ‘En ağır işkenceyi ben yaparım, en ağır uygulamayı ben yaparım’ diyen hapishane müdürleri var. Tekirdağ’da, İzmir’de ve Kırıklar Cezaevi’nde yaşanan işkence koşullarını basından duyuyoruz. Burada mahpusların hiçbir hakkı verilmiyor. Politik koğuşlarda bulunan mahpuslar ağır şiddet, baskı ve psikolojik işkenceyle ‘tarafsız bölgeye’ zorlanıyorlar. Ve onları tekli hücreye koyup intihara zorluyorlar” diye belirtti.    ‘İMARLI’DA DENEDİLER’    Tutuklulara yönelik bu ihlal ve uygulamaların çıkış kaynağına da işaret eden Ece, bu kaynağın İmralı olduğunun altını çizdi. Bu ihlal ve uygulamaların ilk olarak İmralı’da PKK Lideri Abdullah Öcalan’a dönük geliştiğini belirten Ece, “Gazete verilmemesini, aile görüşünün engellenmesini, telefon görüşmelerinin engellenmesini önce İmralı’da denediler. Daha sonra diğer hapishanelerde denediler. Öncelikle biz avukatların ve halkımızın bu konuda duyarlı olması ve daha çok ses çıkarması lazım” diye aktardı.    ANNELERİN DİRENİŞİ    HDP 1’inci Bölge Eş Sözcüsü Mesut Fırat da, yüzyıllık cumhuriyet tarihinde “teslimiyet ve direnişin” toplumda yarattığı sonuçları görmenin önemli olduğuna değindi. Ölüm sessizliğine bürünmek yerine bedeni ve inancından başka hiçbir şeyi olmayan devrimcilerin 12 Eylül faşizmini dört duvar arasında yenmeyi başardığını hatırlatan Fırat, “2015 kadar serhildanların gelişmesinin ve örgütlenmesinin iki temel baş nedeni var: Biri zindanlar etrafından kenetlenen bir Kürt halk gerçekliğidir. Diğeri de kendi değerlerine, mezarlarına, şehadetlerine sahip çıkan bir Kürt halk gerçekliği. Annelerimiz bir araya geldiklerinde, sistemin o vahşi yüzünü göstermesinin sebebi de bu. 12 Eylül sürecinde zindanların önüne gidince bu anneler örgütleme yaptı. Bütün toplum bu annelerin etrafında kenetlendi” dedi.    ‘ÖCALAN İRADESİYLE MAT ETTİ’   Abdullah Öcalan şahsında bütün toplumun esir alınmaya çalışıldığını ekleyen Fırat, buna karşı amansız bir direnişin olduğunu vurguladı. Fırat, “Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin bütün topluma yayıldığını her birimiz her gün görüyoruz. Çocuklarımız, kadınlar, cezaevindeki arkadaşlarımız ve her hafta annelerimiz bunu yaşıyor. Abdullah Öcalan, üzerindeki mutlak tecridin başladığı o günden bugüne, iradesiyle onları defalarca mat etti” diye konuştu.