Cudi’de tecrit, talan ve savaşa tepki: Yolumuz özgürlük yoludur 2022-09-17 16:20:15 ŞIRNAK - Şırnak’ta askerlerin tazyikli su ve gaz bombalı saldırısına direnen binler, tecrit, talan ve savaşa tepki gösterdi. DTK Eşbaşkanı Berdan Öztürk, “Bizim yolumuz özgürlük yoludur” dedi.  Demokratik Toplum Kongresi (DTK), Özgür Kadın Hareketi (TJA), Demokratik Bölgeler Partisi (DBP), Halkların Demokratik Partisi (HDP) ve Mezopotamya Ekoloji Hareketi öncülüğünde binlerce kişi Şırnak’ta bulunan Cudi Dağı’na yürümek için Milga Şantiye alanında bir araya geldi. Sıcak havaya rağmen buluşan binler, uzun bir süre ekolojik tahribata tepki gösterdi. Halaya duran kitle, sık sık savaşa ve talana karşı slogan attı.       TECRİDE TEPKİ   Bütün yolları onlarca zırhlı araçla abluka altına alan askerler, yürüyüşe izin verilmeyeceğini belirtti. Ancak kitle yürüyüşte ısrarcı oldu. Uzun bir süre yapılan görüşmelerin sonuç vermemesi üzerine askerler, tazyikli su ve gaz bombaları ile kitleye saldırdı. Buna tepki gösteren kitle belli bir noktaya kadar yürüyerek, oturma eylemi gerçekleştirdi. Gaz bombaları ve tazyikli suya rağmen dağılmayan kitle, sık sık “Bijî serok Apo”, “Ciwan fedaiyê Rêber Apo ne”, “Direne direne kazanacağız”, “Bê Cudi jiyan nabe” ve “Kürdistan faşizme mezar olacak” sloganları attı.      ÖZTÜRK: BİZİ BİTİREMEZSİNİZ Kitleye seslenen DTK Eşbaşkanı Berdan Öztürk, PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerinde ağırlaştırılmış tecride tepki göstererek, “5 Nisan 2015’de Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerinde tecrit ağırlaştırıldı ve bir karar verildi. Neydi bu karar: Kürt halkını bu kez bitireceğiz dediler. Aradan 7 yıl geçti. 7 yılda birçok insan katledildi. İnsanların katledilmesiyle kalmadılar Kürt halkının yaşadığı coğrafya yakıldı. Bu ateşle Kürtlerin gelecekte yaşayacağı bir coğrafya bırakmamak için çabaladılar" diye konuştu.      Cudi, Lice, Dersim ve Bingöl’de yaşanan orman yangınları ve kesimlerine tepki gösteren Öztürk, şöyle devam etti: "Ağaçları kesiyorlar. Amaç Kürt halkının bitirilmesiydi. Kürt halkının yaşadığı coğrafyayı bitirmekti. Bugün bundan kaynaklı Botan’a geldik. Yürüyüş gerçekleştirmek istedik. Siz her ne kadar ‘sizi yok edeceğiz’ deseniz de biz de burada olduğumuzu söylüyoruz. Tarihte bizi bitiremediniz. Bundan sonra da mümkün değil. Faşizm ve milliyetçilik ile iktidardasınız. Biz özgürlüğümüzü ve Türkiye halklarının özgürlüğünü savunuyoruz. Bundan dolayı burdayız. Her şeyin nedeni Kürtlere karşı başlatılan kirli savaştır. 4 parça Kürdistan’da Kürtsüz bir coğrafya yaratmak istiyorlar.    Bugün de faşistler bir kez daha annelere ve gençlere saldırdılar. Bu saldırılara karşı sonuç alamazsınız. bizim yolumuz özgürlük yoludur. Kestiğiniz ağaçların yerine yüzlerce ağaç dikeceğiz. Cudi’yi 90’larda yaktınız. Ancak zamanla yeniden yeşerdi. Botan’da Şırnak’ta bugüne kadar geri adım atmadık. Bundan sonra da geri adım atmayız. Faşistlere de şunu söylemek istiyorum: Kürt halkına karşı düşmanlıkta boğulacaksızı. Başarı Kürt halkının başarısı olacak”     SÖNMEZ: İNSANSIZLAŞTIRMA POLİTİKASI   HDP Ekoloji Komisyonundan Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Naci Sönmez ise, Türkiye'nin büyük bir ekolojik saldırıyla karşı karşıya olduğunu belirtti. Sönmez, "Demokratik zemindeki bütün siyasi partilere, ekoloji mücadelesi veren hareketlere, gençlere ve kadınlara saldırılar var. Özellikle ekolojik alanda Türkiye’nin batısındaki rantçı, talancı ve soyguncu bir sistem doğayı tahrip ederken, uyguladığı stratejiye özellikle Kürdistan coğrafyasında güvenlik gerekçesiyle ağaçları ve dereleri yok etmeye çalışıyor. Ağaçları keserek bu bölgede yeni bir insansızlaştırma operasyonu gerçekleştiriyor" dedi.      ORTAK MÜCADELE ÇAĞRISI   Ülkenin batısında ekolojik tahribata karşı duyarsız olan kesimleri hareket geçirmek için Şırnak'a geldiklerini ifade eden Sönmez, şunları söyledi: "Ancak yine iktidarın yoğun saldırısı ile karşılaştık. Eylem yasağı, toplantı yürüyüş gibi yasakların hiçbiri bizim için geçerli değildir, meşru da değildir. HDP olarak hem sokakta hem Meclis’te, hem Kazdağları hem Artvin hem Cudi'yi savumaya, birlikte mücadele etmeye devam edeceğiz. Saldırıları durdurabilmek, ekolojik yıkımla mücadelenin yolu savaş ve işgal politikalarına tavır almaktan geçiyor. O nedenle Türkiye'nin batısındaki bütün demokrasi güçlerine bir kez daha sesleniyoruz: Neoliberal politikaların sonlanmasını arzu ediyorsak Kürdistan coğrafyasındaki mücadeleyi ortaklaştırmadan bu mücadeleyi başarıya götürmek mümkün değildir."   Konuşmaların ardından kitle sloganlar atarak dağıldı.