Diyarbakırlılar: Hasta tutuklular Kürt oldukları için bırakılmıyor 2022-09-07 09:01:55   DİYARBAKIR - Cezaevlerinde yaşanan ölümlere tepki gösteren Diyarbakırlılar, hasta tutukluların Kürt olmalarından kaynaklı tahliye edilmediklerini ifade etti.     Cezaevi İdare ve Gözlem Kurulları tarafından "iyi halli olmadığı" yönünde verilen kararlar ile Adli Tıp Kurumu'nun (ATK) "cezaevinde kalabilir" raporları nedeniye hasta tutukluların tahliyesi engelleniyor. İnsan Hakları Derneği’nin (İHD) son verilerine göre 2022 yılının ilk 8 ayında en az 50 tutuklu hayatını kaybetti. Cezaevinden cansız bedeni çıkan birçok tutuklu, İHD'nin hasta tutuklular listesinde yer alıyordu. Diyarbakırlılar, cezaevlerinde yaşanan ölümler ve artan hak ihlallerine tepkili. 'ADALET YOK'   Cezaevlerinde birçok hak ihlalinin yaşandığını söyleyen Ramazan Tugay, hasta tutukluların tahliye edilmemesine tepki gösterdi. Tugay, "Kürt oldukları için, hastanelerin 'cezaevinde kalamaz' raporuna rağmen serbest bırakılmıyorlar. Eğer ülkede adalet olsaydı şuanda çok sayıda yoldaşımız dışarıda olacaktı” dedi. İhlallerinin görmezden gelinmemesi gerektiğini belirten Tugay, cezaevindeki haksızlıklara karşı gündem yaratılması gerektiğine vurgu yaptı. Tugay, "Cezaevinde kalamaz raporu olan birçok hasta tutsak, hâkimler ve savcılar tarafından bırakılmıyor. Bu adaletsizliktir. Adalet bunun neresinde? Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin vermiş olduğu bir kararı eğer sen elinin tersiyle itiyorsan burada adaleti konuşmak mümkün değildir” diye konuştu.    ‘BU SİYASİ SOYKIRIMDIR’   Cezaevlerinde yaşanan ölümlerin ve tutuklamaları "siyasi soykırım kararları" sonucu yaşandığını ifade eden Mehmet Morkuzu, ilgili hakim ve savcıların görevlerini yerine getirmediğini söyledi. Morkuzu, "Özellikle HDP üyelerini toplayıp içeri atıyorlar. Milletvekili, belediye eş başkanları, belediye meclis üyeleri, siyasi parti üyeleri... Bir an önce bu hapishanelerin boşaltılması gerekiyor. Hasta tutsakların içeride tutulması kesinlikle hukuksuzdur. Milletin iradesi olan insanları içeri atmışlar, bu siyasi bir soykırımdır. Şu anda mevcut iktidardan bir şey istemek yersizdir. Çünkü zaten dinlemeyecekler” ifadelerini kullandı.    DENETİM ÇAĞRISI   Bünyamin Görker, cezaevlerindeki denetimin savcı ve hakimler yerine tamamen Adalet Bakanlığı'nda olması gerektiği kaydetti. Görker, "Bakanlık bir müfettiş görevlendirerek periyodik kontrollerini yapmalıdır. Cezaevi müdürü, askerler ve içerideki vatandaşların ne koşullarda yaşam sürdürdüğünü her gün rapor etmek zorunda. Bunu bakanlık yapacak. Birebir bütün mahkûmların sorunlarını dinlemek zorunda. Hukuk devleti sınırları içerisinde bu vatandaşlarımıza ne yapılması gerekiyorsa bu yapılmalıdır. Müebbet almış olsalar bile” diye kaydetti.    Görker, şunları söyledi: "Bu ülke hiçbir siyasi partiye ve aileye miras kalmadı. Sen devlet olarak 'suç' işleyecek zeminleri ortadan kaldırırsa cezaevlerinde bir tane insan bulamazsın. Eğer biri bir suç işlediyse bunun sorumlusu ilgili bakanlıklardır. Asıl suçlu birey değil, ona zemin hazırlamamış ilgili bakanlıklardır. Herkesin cebinde Türkiye Cumhuriyeti nüfuz cüzdanı var. Eğer bu nüfuz cüzdanı varsa devlet olarak ona bakmak zorundadır. Eğer bakamıyorsan orayı terk et. Kimse sizi orda zorla tutmamış. Kimse sizi oraya zincirlememiş. Yerinden kalk, defol git. Sonra bulunduğun şehri terk et, olmadı ülkeyi terk et."   'ZULÜM ALTINDAYIZ'   Ekrem Yıldız, cezaevlerindeki politik tutukluların herhangi bir "suçlarının" olmadığını kaydetti. Yıldız, "Tek suçları konuştukları dilleri ve Kürt olmalarıdır. Cezaevlerinde 10 tane suçlu vardır ya da yoktur. Ama 10 bin tane suçsuz insan var. Türkiye’de adalet yok. Hak, hukuk bitmiş. Uzun zamandır Türk devletinin zulmü altındayız. Bize yapılan zulmün tek sebebi ise dilimizdir. Tutuklularımız yerlerde, beton üstlerinde kalıyorlar. Onlara cezaevinde bile yer vermiyorlar.  Allah hakkımızı onların yanına bırakmasın” diye tepkisini dile getirdi.    Mehmet Polat ise, "Cezaevindeki insanlar kendi görüşlerini kendi gerçeklerini söylüyor. Bu Saray'dakilerin hoşuna gitmiyor ve tutuklanıyorlar. Bu iktidar bir an önce değişmeli” dedi.