‘Savaş, kadın ve mültecilik’ paneli: Ortak dertlere karşı ortak mücadele 2022-08-26 22:05:48   İSTANBUL- "Savaş, kadın ve mültecilik" panelinde konuşan İHD İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri, Türkiye’nin mülteciler konusunda hak temelli bir politika sürdürmediğini söyleyerek, “Ortak dertlere karşı ortak mücadele ile hareket etmeliyiz” dedi. Halkların Demokratik Partisi (HDP)  İstanbul Kadın Meclisi "Savaş, kadın ve mültecilik" başlıklarıyla Nazım Hikmet Kültür Merkezi'nde panel gerçekleştirdi. Panelin düzenlendiği salona "Savaşı durdur barışı kur" pankartı asıldı. Moderatörlüğünü Gülşen Karasu'nun yaptığı panelde, İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Başkanı Gülseren Yoleri, HDP Merkez Yürütme Kurulu (MYK) Üyesi Elif Bulut konuşmacı  olarak katıldı. Panele, Özgür Kadın Hareketi (TJA), Halkların Demokratik Kongresi (HDK), Yeşil Sol Parti'nin yanı sıra çok sayıda kadın katıldı. ‘SAVAŞLARDA EN ÇOK  KADINLAR VE ÇOCUKLAR ÖLÜR’ Panelde ilk söz alan HDP MYK Üyesi Elif Bulut, savaşlarda en çok kadın ve çocukların etkilendiğine değindi. Savaşların egemenler tarafından iktidarlarını korumak için çıkarıldığını aktaran Bulut, “Savaşları egemen olan erkekler başlatır ve bu savaşlar sonucunda  halkalar, kadınlar ve çocukla ölür.  Tarihe baktığımızda tüm savaşlar büyük bir yıkım yaratmıştır halklar üzerinde. Bu yıkımlar ve savaşlar barış toplumsallaşmadığında yeniden savaş tohumları ekildiğini görüyoruz. Biz kadınlar savaş süreçlerinde barışı savunurken tüm toplumsal alanda neden yer alması gerektiğini birlikte tartışarak, örgütleyerek götürürüz. Bu gün burada barış savaşa karşı barış mücadelesini konuşmak önemlidir. Savaş sorunu mülteciler yaratmamıştır ama yaşanan savaşlardan dolayı mülteciler kendi ülkelerinden göç etmek zorunda kalmıştır” diye belirtti. ‘GÖÇ YOLLARINDA TACİZ VE TECAVÜZE UĞRUYOR’ Türkiye’de mültecilerin yaşadığı en büyük sıkıntıların başında mültecilik statüsüne sahip olamadıkları için birçok haktan yararlanamadıklarını vurgulayan Bulut, “1951’de Cenevre Sözleşmesi imzalandığında Türkiye burada bir şart koşuyor ve batıdan gelenleri mülteci olarak kabul ettiğini, doğudan gelenler mülteci ise mülteci olarak kabul etmediğini söylüyor. Mülteci olarak görülmedikleri için Türkiye’de birçok haktan yaralanamıyorlar. Yine bundan en çok etkilenenler kadınlar oluyor. Çoğu geldikleri ülkelerde mülteci statüsü olmadığından, kaldıkları kamplarda, çalıştıkları iş yerlerinde taciz, tecavüz ve emek sömürüsüne maruz kalıyorlar. Bu yüzden birçok kadın zorlu yollarda bu durumlara maruz kalmak için zulüm baskı gördükleri ülkede kalmak zorunda kalıyorlar” ifadelerini kullandı.   ‘SAVAŞI BAŞLATAN ERKEKLER, YAŞAYAN KADINLARDIR’ AKP iktidarının mülteci politikasını eleştiren Bulut, Orta Doğu’da Arap Baharı’nın başlamasıyla birlikte emperyalist güçlerin devreye girerek IŞİD gibi çeteleri güçlendirdiğini ve savaşı derinleştirdiğini söyledi. Türkiye’nin de bu ikiyüzlü bir politikaya destek verdiğini ifade eden Bulut, “Türkiye özelikle oradaki çeteler destek vererek Rojava’da ve diğer yerlerin demografisini değiştirerek işgal politikalarını sürdürüyor. Şimdi de AKP kendi seçmenine de mültecileri göndereceğiz ama önce Rojava'ya müdahale edelim mültecileri de oraya göndereceğiz diyor. Dolayısıyla Türkiye'deki yoksulluğun sebebinin mülteciler olduğunu söyleyerek aynı zamanda bir mülteci düşmanlığını da körüklüyor. Savaşları başlatan erkekler ama savaşı yaşayan biz kadınlar olduğumuz için doğal olarak barışı biz konuşmak zorundayız”  dedi. 32 DEĞİŞİK ÜLKEDEN MÜLTECİ BAŞVURDU Son olarak  konuşan İHD İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri, tüm dünya devletlerinin mülteciler konusunda  ortak sorumluluk almak konusunda söz verdiğini ama hepsini mültecileri kendi sınırlarından uzak tutmak için ölümlerini izlediklerini kaydetti. Türkiye’nin de mülteciler konusunda hak temelli bir politika sürdürmediğinin altını çizen Yoleri “Türkiye stratejik planda mülteciler ile ilgili insan haklarına uygun bir mülteci politikası sürdüreceğini söylüyor ama patikte bunu aksini yapıyor. 2021 yılında derneğimize 32 değişik ülkeden yaşadıkları hak ihlaline ilişkin derneğimize başvuruda bulundu” şeklinde konuştu. HAK TEMELLİ YAKLAŞIM İktidar başta olmak üzere muhalefetin ve sivil toplum kuruluşlarının da hak temelli bakmadığını dile getiren Yoleri, “Mültecilere hak temelli bakmak gerekiyor. Özellikle kayıtsız mülteciler, sağlık ve eğitim maddi destek barıma gibi temel haklarının hiçbirine sahip değiller. Bu yüzden daha fazla hak ihlaline maruz kalıyorlar.  Yine kadın ve çocuklar, sağlık ve eğitime erişim konusu büyük bir sorun yaşıyorlar. Kadınlar en fazla dile ve temel sağlık erişimi konusunda ciddi sıkıntılar yaşıyor.  Temel sağlık hizmeti karşılandığı söylense de gerçek tam tersidir. Eğitim konusu da aynı sorunu yaşıyorlar. Okullarda mülteci çocuklar ciddi ayrımcılığa uğruyor ve bu yüzden kız çocukları erken evlendiriliyor. Kadınların yaşadıkları sağlık sorunlarından biri de erken yaşta evlilik, erken doğumdan kaynaklı  bebekler yaşadıkları sorunların bunların çözümü konusunda hiçbir şey yapılmıyor” diye belirtti. ORTAK MÜCADELE Türkiye’de sadece kayıtlı olan mültecilerin mülteci haklarından yararlandıklarına dikkat çeken Yoleri, “Düzensiz göçmenler haklara ulaşamıyor. Hatta görüldükleri yerde sınır dışı edilme korkusu yaşadıkları için görünmemeye çalışıyorlar. Bize sorunlarını bildirmiyorlar. Düzensiz göçmenlerin çok daha ağırına maruz kaldığını belirtebiliriz. Kadınlar da sağlık, ekonomik, eğitim ve barınma sorunu yaşıyorlar. Sağlık açısından geçici koruma kimliği alanlar sağlığa eriştiği söyleniyor ama gerçekler başka. Eğitimde de çocuklar ayrımcılığa uğruyor. Çocuklar bundan dolayı eğitime devam etmek istemiyor bu da erken yaşta kız çocuklarının evlendirilmesine neden oluyor. Kadınlar ücretleri ödenmeden işten çıkartılıyor, korunmuyor, adalete uğraşmaya çalışırken büyük sorun yaşıyor. Hepimizin insanca yaşam isteği var bunun için mücadele ediyoruz bunun için ortaklaşabiliriz. Ortak dertler var ortak hareket etmeliyiz” dedi.