Kaçan: GGM’ler tıpkı cezaevleri gibi 2022-08-26 09:00:35   VAN - GGM’lerde yaşanan suçlarda yargının failleri ödüllendirildiğini belirten avukat Mahmut Kaçan, “Kağıt üzerinde GGM’lerin bir kapasitesi var ama uygulamada farklı. GGM’ler tıpkı cezaevleri gibi” dedi.    Türkiye’deki Geri Gönderme Merkezleri’nde (GGM) mültecilere yönelik hak ihlalleri artarak devam ediyor. Van GGM’de 17 yaşındaki Lütfullah Tacik’in öldürülmesi, İranlı Z.N.’nin güvenlik görevlilerinin tecavüzüne maruz kalması ve işkence gibi birçok olay yaşanıyor. Yaşanan hak ihlallerine dikkat çeken Van Barosu Göç ve İltica Komisyonu Üyesi Mahmut Kaçan, “Geri Gönderme Merkezleri’nde çok sistematik hak ihlallerine ve kötü muameleye tanık oluyoruz” dedi.   SİSTEMATİK HAK İHLALLERİ    Türkiye’de GGM’lerin son 7-8 yıldır inşa edildiğini hatırlatan Kaçan, “GGM’lerin konumu, geldiğimiz noktada cezaevlerindeki asgari hakların da gerisindedir. GGM’lerde çok yaygın sistematik hak ihlalleri, kötü muameleye tanık oluyoruz. Bu durumu müvekkillerimizin yaşadıkları üzerinden biliyoruz. Birçok olayın da görülmediğini, kamuoyuna yansımadığını biliyor hatta birçok ihlalin şikayete konu olmadığına tanıklık ediyoruz. Bunun nedenlerinden birincisi oradaki insanların seslerini duyurabilecek hukuki mercilere ulaşamaması, bir diğer nedense ağır hak ihlalleri yaşayanların ise idare tarafından hızlıca sınır dışı edilmesi. Birçok kişinin şikâyete konu edilmeden sınır dışı edildiğini biliyoruz” diye konuştu.   GGM’LERE ERİŞİLEMİYOR   Son dönemde Kayseri GGM’deki işkence görüntülerine dikkat çeken Kaçan, “Hak ihlaline uğrayanlara ilişkin bir ayrım yok. Bir göçmen de vatandaş da hak ihlaline uğrasa, aynı cezaların alınması gerekiyor. Bunlar suçtur. Bu suçlar GGM’de işleniyor ve mağdurları göçmen/mülteci olması bu suçun ağırlığını ortadan kaldırmıyor. Bu durum ağır bir insan hakkı ihlali ve bu insanlara ulaşılarak tıbbi ve hukuki destek verilmesi gerekiyor ama bu tür merkezlere erişim çok zor. Avukatlar dışında buraya ulaşmak mümkün olmuyor” diye belirtti.    CEZASIZLIK YENİ SUÇLARI YARATIYOR     Lütfillah Tacik’in (17) Van GGM’de polis şiddeti sonucu hayatını kaybettiğini anımsatan Kaçan, “Bu davayı 8 yıl takip ettik. 8 yılın sonunda fail polis memurları ödüllendirildi. Bu tür vakalarla ilgili yargının aldığı kararların bu cezasızlık kültürünü besleyen, önünü açan, destekleyen bir etkisi var. Bu olay sonucunda polisler hak ettikleri cezaları alsaydı Kayseri’deki görüntüleri izlemeyecektik” ifadelerini kullandı.   GGM’LERDE UYGULAMA FARKLI   Türkiye’deki GGM’lerin toplam kapasitesinin resmiyette 20 bin 540 kişi olduğunu ifade eden Kaçan, “Kağıt üzerinde GGM’lerin bir kapasitesi var ama uygulamada farklı. GGM’ler tıpkı cezaevleri gibi. Cezaevinin kapasitesi bir koğuş için 10 kişiyse 20 kişi kalıyor, birçoğu yerde yatıyor bu durum GGM’lerde de geçerli. Van GGM ilk yapıldığında 750 kişi kapasiteliydi ama daha sonra bin kişi olduğunu söylediler. Biz biliyoruz ki bu kapasitenin çok üzerinde çok daha fazla insan burada kalıyor ve Van dışındaki GGM’lerde de durum farksız değil” şeklinde konuştu.   STANDARTLARA UYGUN DEĞİL   GGM’lerde kalan mültecilerin en fazla kaldıkları merkezlerin koşullarından şikayet ettiklerini belirten Kaçan, şikayetlerin başında kalabalık odalarda tutulma, havalandırmaya çıkmama, yemeklerin kalitesi, hijyen, havalandırma, kendi dillerinde bir yayın takip etme, kitap, dergi, televizyon, radyo gibi haklardan yararlanamama olduğunu söyledi. Kaçan, GGM’lerin cezaevi olmadığını vurgulayarak, yapılanların ağır hak ihlali olduğu söyledi. Kaçan, “Orada kalan kişiler, çalışanlar tarafından tacize uğruyor. 2 yıl önce İranlı bir kadın GGM’de tecavüze maruz kaldı. Çalışanlar insanlara kaba davranıyor, dilekçe için kağıt ve kalem bile bulamıyorlar. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin GGM’lerle ilgili, özellikle kapatılan Kumkapı GGM ile ilgili birçok ihlal kararı var. GGM’ler insan hakları standartlarına uygun değil” dedi.   GÜNÜBİRLİK POLİTİKALAR   Muhalif görüşte olan mültecilerin sınır dışı edilmesini “İç kamuoyuna yönelik uygulanan günübirlik politikalar”  olarak değerlendiren Kaçan, şöyle konuştu: “Son dönemlerde Türkiye'de göçmenlere yönelik faşist bir partinin önderliğinde böyle bir kampanya başlatılmış durumda. Bu kampanyaya yer yer CHP de katılıyor. Ülkedeki sorunların kaynağı mülteciler ve göçmenlermiş gibi gösteriliyor yani aslında hedef saptırılıyor. Göçmen ve mülteciler bulundukları ülkedeki yasalara uymak zorunda ama bu mültecilerin temel hak ve özgürlerini kullanmayacakları anlamına gelmiyor. Bir Türkiye vatandaşı ne kadar yaşam hakkına, düşünceyi ifade hakkına, işkence görmeme hakkına sahipse bir mülteci de sahiptir. Bir mültecinin görüşlerini beyan ettiği için sınır dışı edilmesi veya idari gözetim altına alınması hak ihlalidir.”   KABUL MERKEZİ GGM’YE DÖNÜŞTÜ   GGM’lerin fiziki olarak bile insan haklarına uygun olmadığını belirten Kaçan, şunları söyledi: “Van GGM olarak kullanılan bina aslında kabul merkezi olarak inşa edilmişti. İltica başvurularının evrak işleri için inşa edildi ama daha sonra GGM olarak kullanılmaya başlandı. Orada jandarmanın, köy korucularının dış güvenliği sağladığı iddiası vardı. Bu merkez, ulusal ve uluslararası standartlara uymuyor. Orada tutulan kişilerin iltica prosedürlerine ulaşma imkanı yok, bir kişi orada tutulduğunda uluslararası koruma başvurusu yapma ihtimali çok çok düşük. Avukatlar orada tutulan kişiyle görüşeceği zaman askerle muhatap oluyordu ve bu yasal düzenlemeye aykırı. ‘Personel yok’ diyorlar ama personel yok demek oradaki uygulamayı haklı çıkarmıyor. Personel yok diye bu tür temel hususları yok sayma veya başka bir kuruma devretme anlamına gelmez. Türkiye’deki bütün GGM’lerde aynı sorunlar yaşanıyor.”   MA / Berivan Kutlu