Diyarbakırlılar: Nefes alamıyoruz, bize üçüncü yol lazım 2022-07-30 09:13:06   DİYARBAKIR - Ekonomik krizin nedeninin devletin politikalarından kaynaklandığını belirten Diyarbakırlılar, “Halk nefes alamıyor. Ne yaşayabiliyoruz ne de ölebiliyoruz. Bunun sebebi devlettir. Bize üçüncü yol lazım” dedi.    İktidarın savaş politikaları nedeniyle ekonomik kriz günden güne derinleşirken, enflasyonun tarihi seviyelere çıkması ile yurttaşların alım gücü ortadan kalktı. Öyle ki Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Haziran ayı enflasyonunu 78,6 olarak açıklarken, bağımsız araştırma kuruluşu Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG) ise Haziran ayı enflasyonun yüzde 175,5 olduğunu duyurdu. Toplumsal tepkilerin yükseldiği bir dönemde krize çözüm bulamayan iktidar, çözümü Diyanetin verdiği fetvalara bağladı.    Diyanetin Din İşleri Yüksek Kurulu, fiyat artışlarının yaşandığı süreçte, “Ticarette kâr haddi var mı” sorusu üzerine verdiği fetvada, “Fiyatları tayin eden, darlık ve bolluk veren Allah’tır” demesine tepkiler gelmeye devam ederken, konuya ilişkin mikrofon uzattığımız Diyarbakırlılar, krizin sebebinin yönetim olduğunu belirterek, değişimin şart olduğunu söyledi.    ‘HALK NEFES ALAMIYOR’   Ekonomik krizin derinleştiğini ve gidişatın kötü olduğuna işaret eden Mustafa Esen adlı yurttaş, “Durum hiç iyi değil.  Herkes de geçim sıkıntısı yaşıyor. İnsanlar ne yiyeceğini ne içeceğini alabiliyor. Bir bereketsizlik, sıkıntı var ülkede. Bunun çözülmesi lazım. Sebebi hükümetin yanlış politikalarıdır. Bir sürü nedenleri var, saymakla bitmez. Yeni bir kana ihtiyaç var. Bir koalisyon kurulması lazım. Yoksa halk nefes alamıyor. Önceden insanlar 3-4 evi geçindiriyordu ama şimdi bırak asgari ücreti, insanlar 10 bin lira bile alsalar kendilerine yetmiyor” dedi. Esen, Diyanetin ekonomiye ilişkin fetvasına ise, “Sen kendi elinle bir iş yaparsan Allah sana ne yapabilir” diyerek tepki gösterdi.    İŞ YOK, HER ŞEY PAHALI   Hevsel Bahçeleri’nde organik otları toplayarak geçimini sağlayan Melek Özdemir, eşinin yaşamını yitirdiğini, kendisinin ise altı çocuğu ile birlikte yaşamaya tutunduğunu belirtti. Özdemir, “Saat 09.00’dan bu yana dolaşıyorum ama iş yok. Sabahtan beridir kaç yer dolaştım, 10 tane yeşillik satamadım. Her şey çok pahalı olmuş, insanlar bir şey alamıyor. Bir maaş 5 bin lira olmuş ama bir yağda 200 lirayı geçiyor. Bir tüp 300 lira, un 600 lira. İnsan bu fiyatlarla nasıl geçinsin? Çareyi biz kendimiz bulmalıyız” dedi.    ‘NE YAŞAYABİLİYORUZ NE DE ÖLEBİLİYORUZ’   Emekli maaşı ile geçinen Recep Bünür, maaşlarının yetersiz olduğuna dikkati çekerek, “Emekli olan ne ister, emekli olduktan sonra biraz rahat yaşamak ister. Ama yok. Eskiden çocukları düşünürdük, şimdi çocukların çocuklarını düşünüyoruz. Ülke almış başını gitmiş, sorunlar çok. Ev kiraları almış başını gitmiş. Ne yaşayabiliyoruz ne de ölüyoruz, ortada gelip gidiyoruz. Son bir yıldır kemiğe dayandık. Maaşların düzeltilmesini itiyoruz, biraz insanca yaşamak istiyoruz. Başka bir şey değil” dedi. Bünür, Diyanetin ekonomi fetvasına ise, “O konuları bu konulara karıştırmasınlar, her şeyi Allah bilir de o konuları Allah’a getirmesinler. Her şeyin bir usulü, yordamı vardır” diye belirtti.    'SEBEP BAŞTAKİDİR'   Yalnızca 580 lira ile geçindiğini belirten Muzaffer Kurt adlı yurtta, “Millet parasız. Gelsinler benim evime baksınlar. Evimiz kira ve 10 çocuğumun üçü engelli. Ben 580 lira ile nasıl kirayı vereyim, nasıl suyu vereyim? Elektrik parası 2 bin lira geliyor. Nasıl ödeyeceğiz bunu? Bunların sebebi devlet.  Cumhurbaşkanı bunları düşünsün. Cumhurbaşkanı ilgilenmiyor, ilgilense böyle olmaz. Herkes kendi koltuğuna oturuyor, maaşını alıyor, ‘kim nasıl geçiniyorsa geçinsin’ deniliyor. Ama böyle olmaz. Garibanlara bakmıyorlar” sözleriyle eşitsizliğe tepki gösterdi.    ‘KİMSENİN DURUMU İYİ DEĞİL’   Hüseyin Çalış ise, 82 yıllık ömründe böyle bir pahalılık görmediğini kaydederek, “Ne söylersen pahalıdır. Kimsenin durumu iyi değil. Kimin yüzünden böyle olduğunu hepimiz biliyoruz. Sebep başımızdakidir. Ben değişmesini istiyorum, elimden gelseydi, ben şimdi değiştirirdim" dedi.    ‘BİZE ÜÇÜNCÜ YOL LAZIM’   Yurttaşlardan Ali Altay, krize tepki göstererek, “Hayat felç, her şey ateş pahası oldu. Çocukları bir yere oturtup bir şey yedirtemiyoruz. Bize sadece A şıkkı ve B şıkkı sunuyorlar. C şıkkı yok ki. Bize C şıkkı lazım. Ya A ya B, C yok. Ben belki A’ya vermek istemiyorum. Çözüm C’de, 3’üncü yolda. Yani bunlar olduğu sürece halimiz perişan” dedi. Zeynep Bozaroğlu adlı yurttaş ise, “Halimiz kötüdür. İstediğimiz şeyleri alamıyoruz. Bunların sebebi devlettir. Herkes biliyor devlettir, benle sen yapamayız. Bu kriz, pahalılık dursun. Millet hep kötü yollara düştü. Kadın mama çaldığını söylüyor. Çocuğu parasızlıktan ölüyor bu hak mı” diye sordu.   ‘ZAMLAR SABUN KÖPÜĞÜ GİBİ ERİYOR’   En son asgari ücrete yapılan zamların da kriz karşısında erdiğini aktaran Talip Dal, “Şartlar sürekli değişiyor. Çok zor. Ben 15 yıldır çalışıyorum, kredi kartımın eksisindeyim. Üzümün bile kilosu 20 liradan aşağı yok. Ben eskiden 100 lira ile pazara gittiğimde; sebzemi meyvemi her şeyimi alıyordum. Şimdi 100 liraya iki kilo meyve alamıyorum. Enflasyon yükseliyor, maaş artıyor. Bir iki ay sonra verdiği zam sabun köpüğü gibi eriyip gidiyor. Mayıs’ın 10’unda yüzde 45 zam aldım şu anda o yüzde 45 sıfıra indi. Hiçbir şey yerinde kalmadı. Çünkü tüketilmiş şeylerin değeri arttı” diye konuştu.   ‘DEĞİŞİM LAZIM’   Bir diğer yurttaş Alişan Buğdaycı da  “Ben 54 yaşındayım, Türkiye 100 senelik bir ülkedir. 20 senedir yönetim, yönetemiyor. Çözüm değişimdedir, değişim lazım. Her gün çorba iç iç nereye kadar. İnsan bunalır. Değişim, değişim, değişim” dedi.    MA / Eylem Akdağ – Müjdat Can