Gözaltında zorla metal şişeye parmak izi! 2022-07-28 09:28:31   VAN- HDP Gençlik Meclis üyesi Arjin Tüncer, ayın 22’sinde yaşadığı gözaltı sırasında ters kelepçe, darp yanı sıra bindirildiği zırhlı araçta metal şişeye benzer bir cisme zorla parmak izi çıkartılmak istendiğini söyledi.    Polis tarafından 22 Temmuz’da gözaltına alınıp zırhlı araçta ters kelepçelenen Halkların Demokratik Partisi (HDP) Gençlik Meclisi Merkez Yürütme Kurulu Üyesi Arjin Tüncer, darp edildiğini söyledi. 27 Kasım 2020’den bu yana 8 kez polislerce gözaltına alınan Tüncer, en son 22 Temmuz’da gözaltına alınıp 4 gün sonra serbest bırakıldı.   TERS KELEPÇE, DARP   HDP il örgütü binası önünde gözaltına alınan Tüncer, zorla parmak izinin alındığını söyledi.  Tüncer, yaşadıklarını şu şekilde aktardı: “Gözaltına alınırken getirilen zırhlı araca bindirildim. Darp cebir raporu için hastaneye götürüldüm ancak ilk olarak 2 tüp kan benden alındı. Gözaltına alınırken herhangi bir savcılık kararı göstermedikleri gibi kan örneği alınırken de savcılık kararı göstermediler. Sadece sözlü olarak söylediler. Kan alımının ardından darp cebir raporu aldılar. Hastanedeki işlemlerinin bitiminin sonrası zırhlı araca götürüldüm. Ancak bu sefer aracı hastanenin girişine değil 300 metre uzaklıkta kuytu bir köşeye bırakmışlardı. Araca doğru giderken TEM Şube amiri olduğunu tahmin ettiğim polis ‘nerde lan bunun kelepçesi’ diye söylendi ve hızlı bir şekilde ters kelepçe yapıp, araca bindirdiler. Oturduğum gibi kalkmamı istediler. Ben başka bir araca bindirileceğiz düşüncesi ile ayağa kalkıp kapıya doğru hareket ederken 3 kişi araca bindi ve beni darp etmeye başladı. Daha sonra beni ters kelepçeli şekilde araçta yatırıp başımı dizlerinin arasına alıp darp etmeye devam ettiler. Darp etmeye devam ederlerken elime metal şişe tarzında bir cisim konuldu. Elime bırakılarak parmak izlerimin çıktığı şeye itiraz etmeye başladım. Ama onlar darp etmeye devam ettiler, bu nedenle ben ellerimi sert bir şekilde kapattım. Bu sefer elime başka bir şey bırakmaya çalıştılar ancak ben ellerimi açmayınca, sağ elimi zırhlı aracın demirine vurmaya başladılar. Ben hiçbir şekilde avuçlarımı açmayınca bu sefer kendi elleriyle açmaya başladılar. Ardından bir bant getirip dört parmağıma yapıştırdılar ve bandı çektiler. Bu yaşananlardan sonra beni emniyete götürdüler ve bu süre zarfında da darp etmeye devam ettiler.”   DARP SONRASI HASTANEYE GÖTÜRÜLMEDİ   Emniyete götürüldüğünde cebir raporu için tekrar hastaneye gitmek istediğini ancak yetkili polislerin kendisine “seni serbest bırakacaklar zaten” deyip talebini yerine getirmediklerini ifade eden Tüncer, “Sonraki gün avukatım gelince ters kelepçe, darp ve elime zorla bırakılıp parmak izlerimin alınmasına ilişkin bilgileri kendisine aktardım. Emniyette yapılan ifade işlemlerinin ardından serbest bırakılmamın hemen ardından avukatımla maruz bırakıldığım işkence ve yaşanan parmak izi durumuna dair söz konusu polisler hakkında Van Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunduk. Emniyetteki ifade işlemlerinin ardından serbest bırakıldım ve gittiğim hastaneye cebir raporu aldım” bilgisini paylaştı.   ‘KRİMİNALİZE EDİLMEYE ÇALIŞILIYOR’   Serbest bırakılmasının ardından İnsan Hakları Derneği (İHD) Şubesi ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) Temsilciliğine başvurarak yaşadıklarını anlattığını belirten Tüncer, gözaltı ve işkencelerle HDP’lilerin sindirilmeye çalışıldığını ve demokratik siyaset alanın kriminalize edilmeye çalışıldığını söyledi. Gözaltı gerekçesinin “ihbar” üzerine olduğunun tarafına iletildiğini anlatan Tüncer, “Bu gözaltıların asıl amacı HDP ve partinin gençlik çalışanlarının çalışmalarını kriminalize etmek. Bir ay önce yapılmış bir ihbar üzerine gözaltına işlemini bir ay sonra yapılması, yaşanan çelişkinin açıklığını gözler önüne seriyor” diye konuştu.    1990’LARIN DEVAMI   İnkar ve imha siyasetinin 1990’lardan bu yana sürdüğünü sözlerine ekleyen Tüncer, şunları söyledi: “1990’lar sürdürülen zihniyet bugün yaşadıklarımızla da kendini gösteriyor. Bu da demokratik siyasete yönelik saldırılar yaşananların en somut örneğidir. Bu zihniyet bugün kendisini AKP-MHP ile kendini devam ettiriyor. Hiçbir somut delil olmadan HDP gençlik meclis üyelerini gözaltı ve tutuklamalarla yıldırmaya çalışıyorlar. Benim yaşadığım gözaltı işlemi sırasında oluşturulmak istenilen komplo bunun gösteridir. HDP yurtsever gençlik, Kürdistan gençliği bu özel savaş politikasının farkındadır. Yurtsever gençlik bu baskılarla yılmayacak, 90’lardan biliyoruz. Direnmeye devam edeceğiz.”