Kayıp yakınlarının 700 haftalık direnişi 2022-07-08 09:55:22   DİYARBAKIR - Yakınlarının akıbetini sormak için mücadele eden kayıp yakınları, yasak ve engellemelerin hedefi olan "Kayıplar bulunsun, failler yargılansın" eyleminin 700’üncüsünü gerçekleştirecek.   Türkiye Cumhuriyeti’nin yüz yıllık tarihi boyunca Kürtlere ve farklı düşünen kesimlere uygulanan inkar, imha, göçertme, tutuklama, işkence, asimilasyon ve kaybettirme politikası sürdürülüyor. Arada geçen onlarca yıla rağmen Şeyh Said, Seyit Rıza gibi Kürt önderlerin cenazelerini kaybettiren devlet geleneği, 1980 sonrası ise kaçırma ve gözaltında kaybettirme yöntemi ile cinayetler işleyip binlerce kişiyi gözaltına alıp kaybettirdi. Kürtlerin mücadelesinin kitleselleştiği 1990’lı yıllarla birlikte gözaltında kaybedilme ve işlenen cinayetler bir hayli arttı. İnsanların gözaltında kaybedildiği ve cinayetlerin en çok işlendiği kentlerin başında Diyarbakır, Şırnak ve Batman geldi.    İnsan Hakları Derneği (İHD) ile Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) verilerine göre; 2 bin 324 faili meçhul cinayet ile bin 251 kişi kayıp. Resmi olamayan verilere göre ise, 17 bin faili meçhul cinayetin işlendi.  AKP’Lİ YILLARDA FAİLİ MEÇHUL CİNAYETLER    CHP İzmir Milletvekili Zeynep Altıok’un 17 Mayıs 2020 tarihinde hazırladığı bir rapora göre, AKP’nin iktidarda olduğu 2002-2017 yılları arasında 432 faili meçhul cinayet yaşandı. 5 Ocak 2020’den bu yana Munzur Üniversitesi öğrencisi Gülistan Doku’dan haber alınamazken, 11 Ocak 2020’de Beytüşşebap’ta kaçılan Diril çiftinden 65 yaşındaki Şimuni Diril’in cansız bedeni aylar sonra bulundu, ancak Hürmüz Diril bulunamadı. İzmir’de ise, 30 Haziran’da kendilerini istihbarat elemanı olarak tanıtan kişilerce kaçırılan sinemacı Suphi Orhan, işkence ve tehditlere maruz kalarak 15 saat sonra serbest bırakıldı.    700’ÜNCÜ HAFTA   1990’lı yıllarda faili meçhul cinayetler ve gözaltına kayıpların akıbetinin sorulması, faillerin yargılanması talebiyle Diyarbakır Koşuyolu Parkı Yaşam Hakkı Anıtı önünde 31 Ocak 2009’da başlayan "Kayıplar Bulunsun, Failler Yargılansın" eylemi, 700'üncü haftasına giriyor. 20 Ağustos 2016 tarihine kadar Yaşam Hakkı Anıtı önünde devam eden eylem, 15 Temmuz 2016'daki darbe girişiminin ardından ilan edilen Olağanüstü Hal (OHAL) gerekçesiyle valilik kararıyla yasaklandı. 100 hafta boyunca eylemi dernek binasında sürdüren kayıp yakınları, 20 Temmuz 2018’de yeniden Koşuyolu Parkı’nda buluştu. Birkaç hafta devam eylem, 1 Eylül 2018’de tekrar valiliği “güvenlik” kararı gerekçesiyle yasaklandı. 499’uncu haftanın eylemi öncesi ve sonrasındaki haftalarda, hem Koşuyolu Parkı hem de Yaşam Hakkı Anıtı, polis ablukasına alındı, giriş çıkışlara yasaklandı. Dernek binası kapısında oturmaları da engellenen kayıp yakınları, 54 hafta sonra eylemlerini kapalı alandan dernek binası önüne taşıdı. Burada eylemlerini sürdüren kayıp yakınları,  koronavirüs (Kovid-19) salgını nedeniyle 13 Mart 2020’den sonra sosyal medya üzerinden gerçekleştirdi. Kayıp yakınları, 158 hafta sonra 4 Eylül 2021’de tekrar Koşuyolu Parkı Yaşam Hakkı Anıtı önünde 656’ncı eylemi için buluştu.   Yer, zaman, biçim değişse de adalet arayışından vazgeçmeyen aileler, kayıpların bulunmasını, devlet arşivlerinde kayıtlı olan akıbetlerinin açıklanması, faillerinin yargılanması, "zorla kaybettirme" suçunun insanlığa karşı suç kapsamına alınmasını, zaman aşımına uğramayacak şekilde düzenlenmesi ve Birleşmiş Milletler Gözaltında Kayıplar Sözleşmesi'nin imzalanmasını istiyor.   DİRENCİ YÜKSEK SESLE İFADE ETTİLER   İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi ile kayıp yakınlarının Koşuyolu Parkı'nda yaptığı "Kayıplar Bulunsun Failler Yargılansın" eyleminin 700’üncü haftasına ilişkin İHD Diyarbakır Şube Başkanı Abdullah Zeytun ile kayıp yakını Aynur Ayşin, eylemin 700’üncü haftasına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.    Zeytun, 90'lı yılların başından beri Kürt meselesinin zora dayalı bir şekilde bastırılması amacıyla devletin kamu görevlileri ya da ona bağlı paramiliter güçlerle bu insanların eşleri, çocukları, yakınlarının kaybettirildiğini söyledi. Zeytun, “O gün itibariyle adalet arayışları politik ve hukuki biz zeminde yürütülüyor. Büyük bir dayanışma örüntüsüne bürünen mücadele ile birlikte aileler her türlü zorluğa karşı bu direncini yüksek sesle ifade etmeye devam ediyor" dedi.    İKİ YIL BOYUNCA BİNADA EYLEM   Her türlü şiddet ortamında dahi ailelerin barışçıl bir şekilde mücadelelerini sürdürdüğünü aktaran Zeytun, OHAL ile girilen yasaklı süreçte tüm eylem ve etkinliklerde olduğu gibi kayıp yakınlarının da mücadele ettikleri alandan uzaklaştırıldığını, ailelerin bunun üzerine eylemlerini İHD Şubesi'nde sürdürdüğünü hatırlattı. Zeytun, "Bu eylemler yaklaşık 2 yıl şube binamızda sürdü. Ülkede OHAL kaldırıldı ama fiili OHAL süreci devam ediyor. 2018 yılı itibariyle de OHAL'in kaldırılması sonrasında bizlerde eylem ve etkinliği Koşuyolu Yaşam Anıtı Hakkı önünde sürdürmek istedik ama kolluğun müdahalesiyle karşı karşıya kaldık. Yasaklamalar sonrasında pandemi ile devam etti" diye belirtti.    AİLELER ADALET TALEBİ    Zeytun, kayıp yakınlarının 700'üncü haftalık süreçte, hem faillerden hesap sorulmasını hem de devletin faili meçhul politikasından dolayı yüzleşmesi ve Kürt meselesinin adalet perspektifi çerçevesinde çözülmesini sağlamak için mücadele verdiklerinin altını çizdi. Zeytun, “Dolayısıyla kayıp yakınları, hem hukuki adaleti kapsayan bir mücadele, hem de barışı talep eden bir mücadeleyi yürütüyorlar” şeklinde konuştu.    VERİLEN SÖZLER UNUTULDU   Kısmi demokratikleşme ve hukuki adımların atıldığı geçmiş dönemlerde kayıp yakınlarının başbakan ve cumhurbaşkanı düzeyinde ziyaretler gerçekleştirdiğini anımsatan Zeytun, “Bu görüşmelerde ailelere yakınlarının akıbetlerinin açığa çıkarılması, faillerden hesap sorulması ve yüzleşmeye dair sözler verilip vaatlerde bulunuldu. Bu sözler, devletin otoriter ve güvenlikçi politikalara dönmesiyle birlikte unutuldu" diye konuştu.    30 YILLIK HAFIZA DİRİ TUTULMALI   Zeytun, kayıp yakınlarının devam ettirdiği eylemlerin 30 yıllık kolektif hafızayı oluşturduğunu ve mücadeleleriyle adalet talebinin diri tutulmasının sağlandığına dikkat çekerek, şunları söyledi: "Hak savunucuları, kayıp yakınları, Barış Anneleri ile Cumartesi Anneleri; adalet talebi görünür olsun diye yıllardır mücadele ediyorlar. Bu anlamda, hak ve hukuk savunucularının 700'üncü haftadaki mücadelesinin yanında yer almalarını talep ediyoruz.”   700 HAFTADIR EYLEMDE   Eylemin başladığı 31 Ocak 2009’dan bu yana aralıksız olarak "Kayıplar Bulunsun Failler Yargılansın" eyleminde yer alan kayıp Mehmetcan Ayşin’in kızı Aynur Ayşin, 28 yıldır babasının akıbetini soruyor. 5 Mayıs 1994 tarihinde Diyarbakır'ın Lice ilçesine bağlı Kılıçlı köyünde gözaltına alınan ve kendisinden bir daha haber alınmayan babası Mehmetcan’ın akıbetini sormak için 700 haftadır Koşuyolu Parkı’na olduğunu söyleyen Aynur Ayşin, "Her Cumartesi sabahı bizler yakınlarımızın fotoğraflarını alarak parkta oturuyoruz. 28 yıl önce babam kaybedildi. Ne olduğunu, nereye götürüldüğünü bize söylemiyorlar. O nedenle 700 haftadır Koşuyolu Parkı'nda bizde oturuyoruz ve kaybımızın akıbetini soruyoruz. Bizler sağ kaldığımız sürece oturmaya da devam edeceğiz. Biz ölürsek de çocuklarımız ya da torunlarımızdan birileri oturarak, kayıplarının akıbetini sormaya devam edecektir” şeklinde konuştu.    ‘KAYIPLARIMIZIN YERİNİ ÖĞRENELİM’   Ayşin, taleplerinden vazgeçmeyeceklerini belirterek, “Gerekirse her gün gelir, otururuz. 700'üncü haftadaki mücadelemize herkesin gelerek sesimize ses olmasını istiyoruz. Herkes bize destek vermeli ki kayıplarımızın yerini öğrenelim” dedi.    MA / Müjdat Can