Şenoğlu: Kürt sorunu sistem güçlerine bırakılamaz 2022-06-25 09:07:13   İSTANBUL - İktidarın ve muhalefetin Kürt sorununu araçsallaştırdığını belirten HDK YK Üyesi Sedat Şenoğlu, “Kürt sorunu bu tür sistem güçlerine bırakılamaz. Sorunun çözümü ancak halkın öz örgütlülüğüyle iktidara dayatılabilir” dedi.     Türkiye’de iktidar, yaşadığı sıkışmışlığı toplumsal ve siyasal muhalefete dönük baskılar, savaş ve sindirme politikaları ile aşmaya çalışırken, son dönemlerde gözaltı ve tutuklama operasyonları bir hayli arttı. Bu operasyonlardan biri de 3 Haziran’da Halkların Demokratik Kongresi’ne (HDK) dönük gerçekleştirildi. Tekirdağ Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından HDK’ye yönelik yürütülen soruşturma kapsamında gerçekleştirilen polis baskınlarında aralarında Halkların Demokratik Partisi (HDP) il ve ilçe yöneticilerinin de bulunduğu 37 kişi gözaltına alındı. Gözaltına alınan 37 kişiden 29’u çıkarıldıkları mahkemece tutuklanırken, 8 kişi ise adli kontrol uygulamalarıyla serbest bırakıldı. HDK Yürütme Kurulu Üyesi Sedat Şenoğlu, iktidarın HDK’ye dönük gerçekleştirdiği operasyonun hedeflerini ve amaçlarını değerlendirdi.      Şenoğlu, HDK’nin ülkenin sosyal, siyasal, ekonomik olmak üzere tüm sorunları için çözümler üreten ve bu çözümler için toplumsal örgütleme çalışma ağları oluşturan bir yapı olarak 2011 yılında kurulduğunu hatırlattı. Şenoğlu, iktidar ve ona bağlı olan medyanın, HDK’yi hedef gösterdiğini, son siyasi operasyonun çok kapsamlı ve tamamen krizmalize etmeye yönelik bir hamle olarak geliştiğini vurguladı.   İKTİDARIN HEDEFİ BU PARADİGMA   İktidarın son yıllarda içerisine girmiş olduğu siyasi çıkmazların ve çözümsüzlük politikalarına karşı kongrelerinin yürüttüğü toplumsal örgütlemenin temel bir ihtiyaç olarak ortaya çıktığını ve kabul görüldüğünü belirten Şenoğlu, “Dünden bugüne HDK paradigması dediğimiz iddiasıyla, modeliyle, çözümüyle aslında tarihsel bir müdahaleydi. 10 yıllık süreçte bu paradigma çok fazla yayıldı. Bu paradigma toplumda çok fazla bir enerji ve çok büyük bir örgütleme açığa çıkardı. HDK toplumsal anlamda bir müdahaleydi halklar adına. Kürt halkı başta olmak üzere tüm ezilen halkların, yok sayılan halkların tarihsel ittifakını kurduk HDK’yle. HDK attığı bu tarihsel adımla aslında başından bu yana iktidarın hedefi haline gelmişti” ifadesinde bulundu.   UMUT MAYASI    HDK’nin oluşturduğu toplumsal bu örgütlenmenin çok büyük güç olan HDP’yi açığa çıkardığını kaydeden Şenoğlu, “HDP toplumda bir umut haline geldi” dedi. Bu umut mayasının toplumda ciddi bir karşılık bulduğunun altını çizen Şenoğlu, özellikle 2013 yılında başlayan Gezi Direnişi’nde HDK ve HDP’nin tarihsel rolüne dikkat çekti.   ‘SİSTEMİN KORKULU RÜYASI HALİNE GELDİ’   HDK ve HDP çizgisinin halkların, iktidar siyasetine karşı “üçüncü yol” anlamı taşıdığını belirten Şenoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “HDK açığa çıkardığı bu toplumsal örgütlenme modeli başından bu yana bu sistemin en korkulu rüyası haline geldi. Bu sistemin kendini var eden bütün ideolojik, siyasal, toplumsal, gerici, faşist, ırkçı, milliyetçi, cinsiyetçi bütün temellerine sarsan bir yoldu HDK. Bu şekilde halk başka bir gelecek, başka bir toplum ve başka bir Türkiye’nin var olabileceğini, yine tüm bunları kendi öz gücünden çıkarabileceğini de Gezi Direnişi’nde denedi. O tarihten bu yana aslında HDK bu topraklarda yok edilemez bir güç haline gelmiş oldu. Yani HDK ve HDP sistemin birinci saldıracağı alan haline geldi.”   ‘AMAÇ TÜRKİYE’Yİ ÇÖZÜMSÜZ BIRAKMAK’   Şenoğlu, AKP ve MHP iktidarının geldiği noktada halklara bir şey veremeyeceğini, hatta toplumu gözden çıkardığını belirterek, toplumsal, siyasal ve kültürel alanların tamamında bir çöküşün olduğunu aktardı. AKP ve MHP ittifakı dışında “Millet İttifakı”nın da topluma bir şey veremeyeceğini belirten Şenoğlu, “Haliyle gelinen noktada çözüm projesi ve eylemi olan örgütsel yapı, HDK ve HDP ekseninde bir araya gelen demokrasi cephesi, bugün sistem tarafından ortadan kaldırılması hedefleniyor. HDK ve HDP etrafında örgütlenmiş kurumlara yapılan amansız saldırının hedefi Türkiye’yi çözümsüz bırakmak” dedi.     ÖCALAN ÜZERİNDEKİ TECRİT   Şenoğlu, İmralı’da ağır tecrit koşullarında tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın, bir dönem HDK’nin çözüm ve paradigma pozisyonunun kendi paradigmasıyla aynı olduğu görüşünü anımsattı. Şenoğlu, iktidarın bugün İmralı’ya karşı geliştirdiği ve derinleştirdiği tecridin çözümsüzlükle eş değer olduğuna vurgu yaptı. Şenoğlu, 2013 ile 2015 yılları arasında Öcalan ile devlet arasında sürdürülen “çözüm süreci” döneminde ılımlı bir atmosferin olduğunu ancak iktidarın o süreçten sonra çözümsüz politikaları dayattığını vurguladı.    DEMOKRATİK CUMHURİYET VURGUSU   Şenoğlu, “Öcalan o dönemlerde Kürt sorunun çözümünü istiyordu. Ama iktidar o süreci durdurduktan sonra o masayı devirdikten sonra bu ülkede neler yaşanmadı ki. Ekonomik kriz, doğa krizi, cinsiyet krizi, emek krizi en dibe vurdu. HDK’ye saldırılarla tecridin derinleştirilmesi arasında yakından bağ var. Onun için bugün Türkiye halklarının önünü açabilecek HDK paradigmasında somutlaşan çözüm; örgütlü toplum, demokratik toplum ve demokratik cumhuriyet çözümü halklarımız için yaşamsal bir çözümdür. Bu yolu inşa edeceğiz, başka da bir yolumuz yok bizim” ifadelerini kullandı.   ÖZEL BİR ÇABA    Şenoğlu, kongre operasyonunda gözaltına alınanlara emniyette, “Kürtçe biliyor musunuz?” gibi soruları sorulması ve İçişleri Bakanlığı’nın HDK’yi hedef gösteren söylemlerinin, HDK’yi kriminalize etmeye yönelik özel bir çaba olarak değerlendirdiklerini belirtti. Şenoğlu, HDK’nin legal bir yapılanma olduğunu ve çalışma yöntemlerinin herkese açık olduğunu belirterek, “HDK bir dönem devletin resmi kurumlarıyla ilişkiler kuran, davetler alan açık bir yapıydı” dedi. Şenoğlu, HDK’nin bugün yasa dışı örgütmüş gibi gösterilmesini iktidarın bilinçli yürüttüğü bir politika olduğunu belirtti.   DTK BENZERLİĞİ   HDK’ye yapılan bu operasyonun, Demokratik Toplum Kongresi’ne (DTK ) yönelik geliştirilen operasyonla benzeştiğini aktaran Şenoğlu, bunun nedenini ise iktidarın Kürt sorununda yürüttüğü “güvenlikçi” politikalardan kaynaklandığını vurguladı.   KÜRT SORUNU TARTIŞMALARI   Erken seçim tartışmalarının yürütüldüğü bugünlerde hem iktidarın hem de muhalefetin “beylik” laflarına kanılmaması gerektiğini ifade eden Şenoğlu, “Kürt sorununu yine herkes gündemine aldı ama Kürt sorunu bu tür sistem güçlerine bırakılamaz. Kürt sorununun çözümü ancak ve ancak halkın öz örgütlülüğüyle iktidara dayatılabilir. Çözüme böyle bakılabilir. Bakın bugün iktidar muhalefete ‘Siz HDP’yle işbirliği yapıyorsunuz’ diyor, muhalefet ise iktidara ‘Siz de Öcalan ile işbirliği yapıyorsunuz’ diyor. Yani Kürt sorununu araçsallaştırıyorlar. Muhalefetin Kürt sorununu çözebilecek herhangi bir projesi bile yok. İktidarın da Kürt sorununu çözmek gibi bir iradesi ve niyeti yok. Bu çözüm bu iktidara rağmen çözülür. Bu faşist iktidarın iradesi kırılmadan bir çözüm inşa edilemez” şeklinde konuştu.     DİRENİŞ ÇAĞRISI   Şenoğlu, son olarak kongrelerine ve tüm muhalefete dönük iktidar saldırılarına karşı muhalefete birliktelik çağrısı yaparak, “Topyekun bir direniş cephesi örmeliyiz. Bu tarihsel bir sorumluluğumuz ve görevimiz. Bunu başarırsak yeni bir tarihsel dönem açmış olacağız ama başaramazsak karanlık daha fazla derinleşecektir” dedi.   MA / Ergin Çağlar