‘Tutuklular ölüme terk edildi’ 2022-06-10 09:08:45   İZMİR - Cezaevlerindeki hak ihlallerin 12 Eylül'ü aratmadığını belirten sivil toplum örgütleri temsilcileri, tedavi edilmeyen hasta tutukluların ölüme terk edildiğini söyledi.   Türkiye cezaevlerinde yaşanan hak ihlalleri ağırlaşarak devam ediyor. Hak ihlallerin başında çıplak arama dayatmaları, hasta tutukluların tedavilerinde yaşanan aksaklıklar, infazı tamamlanmasına rağmen tutukluların tahliye edilmemesi geliyor. Hak ihlallerinin ortadan kaldırılması için tutukluların yaptığı tüm girişimler sonuçsuz bırakılırken, buna karşı bazı tutuklular açlık grevi ve ölüm orucu eylemlerini başlattı.    İzmir Kırıklar 2 Nolu F Tipi Kapalı Cezaevi'nde tutuklu bulunan Onur Yılmaz, Cezaevi Müdürü Haydar Ali Ak'ın kötü muamele ve işkencelerine karşı 17 Mayıs'ta ölüm orucuna girdiğini duyurdu. Benzer hak ihlallerinin yaşandığı Afyon 1 No’lu T Tipi Kapalı Cezaevi’nde de Rızgar Turhan, Cumali Yıldırım, Mehmet Emin Dal, İsmail Çevik, Cihat Oğraş, Fırat Beyazer, Velat Kazanççı ise 25 Mayıs'ta açlık grevine girdi.    Cezaevlerindeki baskı ve hak ihlallerine karşı İzmir'deki sivil toplum örgütleri temsilcileri, değerlendirmelerde bulundu.      'İHLALER İNSAN ONURUNA AYKIRI'   Cezaevlerinde Anayasa ve uluslararası sözleşmelerin dikkate alınmadığını söyleyen İnsan Hakları Derneği (İHD) İzmir Şubesi Hapishaneler Komisyonu Sözcüsü Ahmet Çiçek, özellikle 15 Temmuz darbe girişiminden sonra cezaevlerinde sıkı yönetim uygulamalarının yaygınlaştığını belirtti. Çiçek, “Bu sıkıyönetim uygulamasında kalabalık koğuşlar oluşturuldu. 3 kişilik koğuşlarda 10’a yakın tutuklu tutuluyor. Bu durum insan onuruna aykırıdır” dedi.   HAK İHLALERİ BAŞVURUSU ARTTI   Cezaevlerinde yaşanan ihlallerin 12 Eylül'ü aratmadığına vurgu yapan Çiçek, özellikle Ege bölgesi cezaevlerinde yoğun hak ihlallerinin yaşandığını aktardı. Çiçek, “Bizlere sürekli hak ihalelerine ilişkin başvurular yapılıyor. Cezaevlerinde tutukluların aileleriyle sağlıklı bir şekilde görüşmesi engelleniyor. Tutuklular kitap, gazete gibi yayınlara ulaşmada güçlük çekiyor. Kürtçe yayınlara ise ulaşmaları neredeyse imkansız. Cezaevinde tutuklular yaşadıkları bu durumu bir şekilde kamuoyuna duyurmak istiyor. Ancak cezaevi yönetimi bunlara karşı sessiz kaldığı için tutuklular açlık grevi yada ölüm oruçlarına giriyor. Yaşanan hak ihlallerine karşı toplumun da duyarlılık göstermesi gerekiyor” diye konuştu.    ‘TUTUKLULAR ÖLÜME TERKEDİLİYOR’   Ege Tutuklu ve Hükümlü Yakınları Derneği (EGE-TUHAYDER) Eşbaşkanı Nilay Güleser, PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerinde mutlak bir tecrittin olduğunu ve bu tecridin dalga dalga Türkiye'deki cezaevlerine yayıldığını dile getirdi. Tecritle birlikte hak ihlalleri ve baskıların arttığını vurgulayan Güleser, “Hasta tutukluların tedavisi yeterince sağlanmayarak ölüme terkediliyorlar. İnfazı tamamlayan birçok tutuklu gözlem kurularının sudan sebepleri nedeniyle infazları ya yakılıyor ya da erteleniyor. Bu hak ihlallerinden kaynaklı olarak cezaevlerinde açlık grevleri başlamış ve Kırıklar cezaevinde ölüm orucuna giren tutuklular var” diye belirtti.     YAPILSAL SORUNLAR   Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) Genel Sekreteri Coşkun Üsterci ise, cezaevlerinde özelikle suya, beslenmeye, ve sağlığa erişim konusunda ciddi yapısal sorunların olduğunu aktararak, "Bu yapısal sorunlar uzun yıllardır giderilmediği için özelikle kronik ve ağır hasta mahpusların durumlarında ağırlaşmaya neden oluyor. Bu durum işkence ve diğer kötü muamele yasağının ihlali anlamını geliyor” dedi.   ‘TUTUKLULAR TEDAVİYE ULAŞAMIYOR’   Cezaevlerinde hasta olan tutukluların sağlığa erişimde sorunlar yaşadığına dikkati çeken Üsterci, tutukluların revirden, hastaneye sevklerinde sorunlarla karşılaştıklarını kaydetti. Üsterci, “Hastaneye sevk konusunda karar alınsa bile jandarmanın güvenliği sağlaması veya araçların sağlanmasında sorunlar çıkıyor. Bütün engeller aşılsa bile hastaneye giden tutuklulara kelepçeli muayene yada güvenlik görevlilerinin denetiminde muayene dayatması yapılıyor. Birçok tutuklu bu duruma itiraz ediyor ve muayene olmadan geri dönüyor. Tutuklu muayene olsa da yazılan ilaçlar tutukluya gecikmeli veriliyor. Ameliyat olmasını gerektirecek bir duruma varsa gecikmeli oluyor. Bütün bunların nedeni yapısal sorunların olmasıdır. Bu durum bir silsile halinde devam ediyor” ifadelerini kullandı.    DURUM VAHİM   Hasta tutuklulara, hastane ya da Adli Tıp Kurumu’nun (ATK) vermiş olduğu “cezaevinde kalamaz” raporlarının uygulanmadığını hatırlatan Üsterci, birçok tutuklunun da ilerlemiş yaş ve sağlık sorununa rağmen denetimli serbestlik hakkından yararlanamadığını ifade etti. Üsterci, “Bu uygulamalar keyfi bir şekilde yapılıyor. Adalet Bakanlığı, toplumu bilgilendirme noktasında yetersiz kalıyor. 2022 yılının ilk beş ayında tespit edebildiğimiz 22 mahpus yaşamını yitirdi. 12 mahpus sağlık nedeni ile yaşamını yitirirken 8 kişinin de intihar ettiği iddiaları söz konusu. 2 kişinin ölüm sebepleri bile açıklanmadı. Bu veriler durumun ne kadar vahim olduğunu gösteriyor” diye konuştu.    MA / Delal Akyüz