'Avrupa’dan dönen zehirli gıdalar kimin sofrasında?' 2022-05-09 14:02:14   ANKARA - Zehirsiz Sofralar Platformu, tarım zehirleri nedeniyle Türkiye’ye dönen gıdalardaki artışa dikkat çekerek “Pestisit kalıntılı ürünler kimin sofrasında?” diye sordu.   Zehirsiz Sofralar Platformu tarafından yapılan yazılı açıklamada, tarım zehirleri sebebiyle Avrupa Birliği ve diğer ülkelerden Türkiye’ye geri dönen gıda ürünlerinin rekor seviyeye ulaştığına dikkat çekildi. Açıklamada, yurt dışından dönen ürünlerdeki denetimlerin ve şeffaflığın artırılması talep edildi. Pestisit sebebiyle 2021 yılında Avrupa Birliği ülkelerinden Türkiye kaynaklı 372 bildirim yapıldığına dikkat çekilen açıklamada, Tarım ve Orman Bakanlığı, rekor seviyeye ulaşan bildirimler, geri dönen ürünlere ne olduğu ve kendi yaptığı iç pazar denetimlerine dair herhangi bir açıklama yapmaktan kaçındığı ifade edildi.   ZEHİRLİ ÜRÜN TESPİTİ 3 KAT ARTTI   AB ülkelerinde pestisit nedeniyle dönen ürünlerin arttığı belirtilen açıklamada, ürünlerin iç pazara satılıp satılmadığı soruldu.   Konuya ilişkin bir açıklama yapılmadığı için tüketicinin gıda güvenliğinden endişe duyduğu söylenilen açıklamanın devamı ise şöyle: "AB Komisyonu, gıda ve yemlerde yapılan kontroller sırasında tespit edilen gıda risklerini, Gıda ve Yemler İçin Hızlı Alarm Sistemi (RASFF) portalı üzerinden herkesin erişimine açık olacak şekilde bildiriyor. Türkiye’den ihraç edilen ürünlere dair sistemdeki veriler incelendiğinde, 2018’de 113, 2019’da 98, 2020’de 194 parti üründe limitlerin üstünde pestisit tespit edildiği görülüyor. 2021 yılında ise, bu sayı son üç yılın ortalamasının yaklaşık üç katına ulaşmış durumda. Geçtiğimiz yıl, 372 parti ürünün çoğunluğu sınır kapılarında reddedilerek Türkiye’ye iade edildi.   BİRÇOK ÜRÜNDE ZEHİR TESPİT EDİLDİ   AB RASFF, Türkiye’den ihraç edilen biber, mandalina, greyfurt, limon, portakal, asma yaprağı, üzüm, kuru incir, nar, baharat ve bitki karışımları, haşhaş tohumu, keçi boynuzu zamkı ve kimyonda tarım zehiri kullanıldığını ortaya koydu.   Ayrıca geri dönen ürünlerde, çocuklar için oldukça zararlı ve ülkemizde de yasaklı olan klorprifos, hormonal sistem bozucu pestisitler arasında bulunan prochloraz ve toplu arı ölümlerine sebep olduğu bilinen acetamiprid gibi tehlikeli zehirler de bulunuyor.   TÜRKİYE ÜÇÜNCÜ SIRADA    AB RASFF portalında yayınlanan rapor, Türkiye’deki artışa dikkat çekiyor. Tehlike ve ürün kategorisine göre yapılan değerlendirmede, 2020 yılında en çok bildirim yapılan 10 konu başlığının 3’ünde Türkiye’nin adı geçiyor. Bu bildirimlerin sebebinin 190 parti meyve ve sebzede pestisit, 58 parti meyve ve sebzede aflatoksin ve 38 parti tohum, kabuklu yemiş ve türevi ürünlerde aflatoksin tespiti olduğu görülüyor.   Hindistan’ın etilen oksit bildirimi ile ilk sırada, Polonya’nın salmonella bildirimi ile ikinci, Türkiye’nin pestisit bildirimi ile üçüncü sırada yer aldığı raporda, 2020 yılında en çok bildirim yapılan kategorinin meyve ve sebze olduğu belirtiliyor. Bu kategorideki ciddi artış ise, Türkiye’den ihraç edilen meyve ve sebzelerdeki pestisit kalıntısı bildirimlerinden kaynaklanıyor.   Avrupa Komisyonu, 2019 yılında, Türkiye’den ithal edilen limon, yeşil biber, nar ve asma yaprağında tespit edilen tarım zehirleri sebebiyle bu ürünlerin daha sık analiz edilmesine karar verdi. Türkiye’nin tarımsal üretim potansiyeli yüksek olmasına rağmen, ihraç ürünlerinde pestisit kullanıldığının uluslararası ölçekte ortaya konması ülkenin ticari itibarını da zedeliyor. "   PESTİSİT SORUNU İÇ PAZARDA DA VAR   Zehirsiz Sofralar Platformu, AB’den Türkiye’ye geri gönderilen kalıntılı ürünlerin akıbeti hakkında bilgi eksikliğine şu şekilde dikkat çekti: "Zehirli meyve ve sebzeler mevzuata uygun bir şekilde imha ediliyor olabilir ancak milletvekilleri, sivil toplum örgütleri ve konu uzmanlarınca yöneltilen geri dönen ürünlere ne olduğu, yasaklı maddelerin nasıl hâlâ kullanılabildiği sorularına ve ortaya net bir kanıt koyma gerekliliğine dair beklentilere karşı Bakanlık şu ana kadar net bir yanıt vermiş değil. Bakanlığın bu konuda açık ve şeffaf olmaması pestisitli ürünlerin iç pazara sürülme iddialarını kamuoyu nezdinde güçlendiriyor ve kuşku uyandırıyor.   Bakanlık yetkilileri tarafından Gıda Güvenliği Bilgi Sistemi’ne (GGBS), ülke genelindeki tüm gıda ve yem işletmeleri, bu işletmelere yönelik denetimler, alınan numuneler, numunelerin analiz sonuçları, işletmelere uygulanan idari cezalar, yaptırımlar, ithalat ve ihracat kayıtları gibi bilgiler giriliyor. Ancak, bu bilgiler halkın erişimine açık değil. Avrupa’da olduğu gibi ülkemizde de GGBS verilerinin halkın erişimine açılmasını talep eden Platform, son dönemde rekor seviyeye ulaşan kalıntılı ürünlere ilişkin halkın endişelerinin giderilmesi gerektiğini vurguluyor.”