Metin Lokumcu davası: Emri kaymakam verdi 2022-04-08 13:09:47 TRABZON - Metin Lokumcu’nun öldürülmesine ilişkin görülen davada sanık polislerden Erol Darcan, müdahale emrini dönemin Hopa Kaymakamı’ndan aldıklarını söyledi. Artvin'in Hopa ilçesinde AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın başbakan olduğu 2011'de kente yaptığı ziyaret sırasında yaşanan polis saldırısında yaşamını yitiren Metin Lokumcu’nun ölümüne ilişkin açılan davanın 4’üncü duruşması görülüyor. Trabzon 2’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada "taksirle ölüme neden olmak" suçundan yargılanan 13 sanıktan dönemin Erzurum Çevik Kuvvet Amiri Erol Darcan hazır bulundu. Hakkında zorla getirme kararı bulunan sanık polis memuru Taner Ballı ise Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile duruşmaya katıldı. Lokumcu ailesi de duruşmada bulunurken çevre kentlerden çok sayıda kişi duruşmayı takip etmek için Trabzon’a geldi.   ‘EMRİ KAYMAKAM VERDİ’   Duruşmaya ilk olarak Sanık Erol Darcan’ın ifadesi ile başlandı. Olay günü ilçe emniyet müdürünün anons yaptığını söyleyen Darcan, “Kaymakam bey müdahale emri verdi. Emir bana telefon ile Fatih Ünlü tarafından iletildi. Miting alanında görevli olduğum için ben karşıya geçtim. Sonra ölüm haberi geldi ve olaylar daha da arttı” dedi.   Mahkeme başkanının gaz tabancasını kullanan sivil giyimli kişiyi sorması üzerine Erol Darcan, “Başbakan’ın öncü korumalarından biri olabilir” diye cevap verdi.   Müşteki avukatları ve Erol Darcan arasında şu konuşmalar geçti:   “Avukat Nagihan Bulduk: Sizin ekipten önce gaz kullanan oldu mu?   Sanık Darcan: Hayır ilk gazı bizim ekip kullandı.   Nagihan Bulduk: Peki siz emir vermediyseniz, emri kim verdi, hangi ekip attı?   Darcan: Kimin emri verdiğini bilmiyorum. Toplantıda da bunla alakalı bir şey konuşulmadı. Daha önce belirlenmişti kimin nerede duracağı sanırım. Genel olarak mitingle alakalı konuşuldu.   Avukat Meriç Eyüboğlu: Miting ve basın açıklaması yapılacak alanı gezdiğinizi söylediniz. Size bu bilgileri kim verdi?   Darcan: İlçe emniyetten biri vermiş olabilir.   Eyüboğlu: Yani bir gün önce basın açıklamasının yapılacağı biliyordu.   Darcan: evet biliniyordu.   Eyüboğlu: Sizin emrinizde çalışan polisler, biz de gaza maruz kalıyoruz eğitimde dedi. Siz gaza maruz kaldınız mı eğitimler sırasında?   Darcan: Evet kaldık ama olay günü kadar değil.   Eyüboğlu: Nasıl etkisi var?   Darcan: Boğaz yanması, göz yanması…   Eyüboğlu: Erzurum’un gazının bittiği ve takviye aldığının bilgisi var.   Darcan: Hayır böyle bir şey olmadı.”   SANIK BALLI DURUŞMADA DİNLENECEK   Daha sonra sanık polis Taner Ballı’nın ifadesine geçildi. Mahkeme başkanının mahkemeye neden gelmediği yönündeki sorusuna sanık Ballı, “Babamın rahatsızlığından dolayı gelemiyorum. Onu hastaneye getirip götürmem gerektiği için… Ayrıca bana herhangi bir tebligat yapılmadı. Duruşmadan ve karardan sonradan haberim oldu. Uçakta da yer yoktu bu sabah. Bundan dolayı duruşmada hazır olamadım” diye cevap verdi.   Mahkeme heyeti sanık Taner Ballı’nın bir sonraki celse duruşmada hazır bulunmasına ve salonda savunmasının alınmasına karar verdi.   ‘HERKES SUS PUS’   Ardından Lokumcu ailesinin beyanları dinlenmeye başlandı. Metin Lokumcu’nun kardeşi Mete Lokumcu, “Ben 30 yıl kamuda çalıştım. Ben bütün çalışma arkadaşlarımı tanırım. Makina tamir ederdik, bütün her şeyi evrak altına alırdık. Bugün buradakiler ‘ben duymadım, ben görmedim’ diyor. Herkes sus pus. Ama o gün herkes gaz atmak için birbiriyle yarışıyordu. 31 Mayıs günü HES’lerle alakalı açıklamak istenmişti. Sonrasında sellerde birçok insan öldü” ifadelerini kullandı.   AİLE FİŞLENDİ   Metin Lokumcu’nun kardeşi Ayşe Bekar ise, “Acımız büyük, 10 yıldır yaramız kapanmadı. Yalnız onun öldürülmesiyle değil öldürüldükten sonra da ailemizin yaşadığı zorluklar bitmedi. Cezalandırıldık, fişlendik… Örneğin, bizim aileden hiç kimse devlet kurumlarında işe alınmadı. Soyadı Lokumcu olan bir yakınımız Rize Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Hastanesi’ne bahanelerle yatırılmadı. Yine bir yeğenimiz, ‘Metin Lokumcu amcamdır’ dediği için saldırıya uğradı, dayak yedi. Yetmedi iki karikatür paylaştım diye, hakaret davası açıldı. 11 ay ceza verildi. 3 yıl bu davalarla uğraşırken ruh sağlığım bozuldu. Zaten bu dava bizi aştı; artık herkesin davası, hepimizin” diye konuştu.   ‘ONU ÖLDÜRDÜLER’   Metin Lokumcu’nun eşi Gülay Lokumcu, “Öldürüldüğü günden bir gün önce beraber çay toplamıştık. 500 kiloya yakın çayı ikimiz sabah 07.00’den öğlen 15.00’e kadar topladık. 500 kilo çayı çuvalladık, Metin sırtına taşıdı arabaya kadar. Sonrasında da yorulmadı, diğer işleri halletmek için Hopa’ya gitti. Bu benim onunla son çay topladığım gün oldu. Sağlık sorunu olan biri o kadar çayı toplayabilir, sırtında taşıyabilir mi? Eşimin hiçbir sağlık sorunu yoktu. Onu gazla öldürdüler” diye aktardı.   ‘BİN CAN BORCUNUZ VAR’   Metin Lokumcu’nun kız kardeşi Yeter Babalık, adalet istediğini söyledi. Abisini katledenlerin en ağır cezayı alması gerektiğini ifade eden Babalık, “Abim neden şimdi yanımızda, hayatımızda değil, soruyorum. Neden sadece buradakiler yargılanıyor, diğer suçlular nerede? Bu soruların cevabı sadece ailesine değil, bu davaya omuz veren herkese açıklanmalı. Çünkü biz bir abi kaybettik; ama binlerce abinin, ablanın, tüm Türkiye’nin elleri omuzumuzda. Bize bir can borcunuz değil, bin can borcunuz var. Bunu bilin” ifadelerini kullandı.   ‘GERÇEK SUÇLULAR YARGILANSIN’   Metin Lokumcu’nun oğlu Ulaş Lokumcu ise, olay günü yaşananları anlatarak şunları söyledi: “Bugün burada gerekli kişilerin yargılanmadığını düşünüyorum. Suçlular yargılansın istiyoruz. Belki buradakiler de masumdur, bilmiyorum. Zaten ben yargılansın istediklerim yargılanmıyor.  Benim yargılansın istediğim kişi şu an Cumhurbaşkanı oldu. Bakın hakim bey siz vereceğiniz kararla biber gazının kimyasal gaz olduğunu gösterebilirsiniz.”   Metin Lokumcu’nun kız kardeşi Şengül Çiçekoğlu ve Neşe Gürhan da söz alarak abilerinin ölümünden sorumlu olan herkesin yargılanmasını istedi.   Konuşmaların ardından mahkeme heyeti duruşmaya saat 14.00’e kadar ara verdi.