Öcalan ile yeniden 'doğan' milyonlar 2022-04-04 10:30:58   DİYARBAKIR - Sıradanlığını reddettiği yaşamın yerine “doğuşu” koyma arayışını, “Ey zaman! Ya sana bir başarı bahşedilecek ya da seni hiç yaşanmamış sayacağım” diyerek gösteren PKK Lideri Abdullah Öcalan, mezara gömülmek istenen Kürt halkının varlığını savunmak için çıktığı zorlu yolda, yeni bir yaşamın mümkün olabileceğini gösterdi.    Sanal medya platformlarda son birkaç gündür özelikle Kürt kullanıcılar tarafından paylaşıp giderek yayılan bir animasyon filme denk gelmişsinizdir. Siyah ekranda beliren “Rojbûna te rojbûna me ye” (Senin doğumun bizim doğumumuzdur) yazısı ile başlayan bu animasyon filmde, kavurucu ışınlarını saçan güneşin yer altı sularını bile kuruttuğu kuyulara sarkıtılan kovaların dibe vurmasının gürültüsü ile uzaklardan bir insanın silueti belirir. Çeşmeden artık dökülmez hale gelen tek bir damla suyun kökünü yeşertmeye yetmediği bir ağaç, kuruyup kalmış adeta ayakta ölmüştür.    AYAKTA ÖLMÜŞ AĞAÇ    Bu ağaç ile birlikte aslında yaşama dair umutları da yitip giden, matem havasına bürünen bu topluluğun dilinden ağıtlar yükselirken, çatlamış toprakları yavaş yavaş adımlayan o siluet giderek yaklaşır. Gelip yanı başlarında durduğu topluluğa bakan yüzü kefiye ile sarılı bu insanın tanıdık gelen kalın kaşlarının altındaki öfke dolmuş bakışlara sahip gözleri belirir sonra.    Bu öfkenin sebebinin insanlığın doğumuna beşiklik etmiş, binlerce yıllık geçmişe sahip topraklarda yürürken karşılaştıklarından geldiğini anlamak zor değildir.    UÇMAYA BAŞLAYAN KELEBEK   Kökleri toprakla birlikte tarihin derinliklerine uzanan bu ağaca, onu yeniden yeşertme inancı ile yaklaşma cesareti gösterdiğinde çevresindekilerin dikkatini çekmiştir. Sol eli ile ağacın gövdesine dokunup, kalbinin ritmini dinlemeye başlamasıyla yeni bir yaşamı müjdeleyen kelebek de kozasından çıkıp uçmaya başlamıştır artık. Kelebeğin çırptığı kanatların oluşturduğu rüzgâr, kefiyenin ardındaki yüzü daha da açığa çıkarır. Bu yüz ise PKK Lideri Abdullah Öcalan’a aittir. Yaşamın kaynağı, anlamı olan suyun keşfedileceği, aşılmazmış gibi görünen yüksek ve karlı dağ doruklarına işaret edercesine doğru uçan kelebeği takip eden Öcalan’ın giderek belirginleşen kimliği ile birlikte O’nu takip edenlerin silueti de Sakine Cansız’a, Mazlum Doğan’a, Kemal Pir’e, Hayri Durmuş’a dönüşür.    TAŞLAR YERİNDEN OYNADI   El ele verip, birbirlerine dirsek olarak yüksek dağ doruklarına ulaşan grup, içenleri ölümsüzlüğe kavuştuğu ‘ab-ı hayat’ suyunu çatlamış topraklara, dudaklara ulaştırmak için kayaları yerinden oynatır. Önündeki bentlerini yıkmışçasına dağların doruklarından ovalara doğru hızla, coşkunca akan sular damarlarını doldurduğu topraklara yeniden canlılık verir. İmkansızmış gibi görünen başarılmış, suya kavuşan ağacın kuruyan dalları yeniden yeşermiş, tüm renkliliği ile yaşam da yeniden gerçek anlamına kavuşmuştur.   Söz konusu bu animasyon filmi, 4 Nisan 1949 yılında Urfa’nın Halfeti ilçesine bağlı Amara (Ömerli) köyünde dünyaya gelen Öcalan’ın 73’üncü doğum günü dolayısıyla hazırlandı. Bu günü, takvim yapraklarındaki diğer tarihlerden ayıran en önemli özelliğinin Öcalan’ın doğum günü olması ile birlikte önemli kılan Kürt halkının kendi doğuşunu O’nun doğuşunda bulması.     MEZARA GÖMÜLMÜŞ HALKI YENİDEN DİRİLTTİ   Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş sürecinden itibaren varlıkları yok sayılmaya başlanan Kürt halkı, öncesinde Şeyh Said ve Zilan Deresi, sonrasında ise Dersim katliamlarında kendisini gösterdiği gibi İhsan Nuri Paşa liderliğinde başlatılan Ağrı İsyanı’nın 1930 yılında bastırılmasından sonra dönemin gazetelerinde yer alan, üzerinde “Muhayyel (Hayali) Kürdistan burada metfundur” yazılı karikatürlerle mezara gömülmek istendi. Kürtlerin maddi varlığı kadar manevi varlığının da tarihsen silinmeye çalışıldığı şartlarda koşullarda Öcalan, “Kuru tahtayı yeşertmek, kaya parçasında gül olup bitmek” olarak tanımladığı bir misyonu yerine getirme cesareti gösterip, yola koyuldu.    YENİDEN DOĞUŞ   Yürümeye başladığı yol; kendisinden, çevresinden, tarihten, toplumdan, kadından yola çıkarak ulaşmak istediği anlam arayışının ta kendisidir. Fransız edebiyatının en önemli isimlerinden biri olan Honoré de Balzac’ın, “Goriot Baba” adlı romanında “Dünya bir bataklıktır, yükseklerde durmaya bakmalıyız” cümlesiyle dile getirdiği bu felsefe, Öcalan’da kendisini “Yaşadığıma inanmadım, yaşamaya kendimi inandıramadım. Bu yaşamın bana göre olamayacağını hissediyordum. Yaşamaya karşı doğuşu gerçekleştirmeye çalıştım” veya “Ey zaman! Ya sana bir başarı bahşedilecek ya da seni hiç yaşanmamış sayacağım” sözleriyle dışa vurur. Kürt tarihini ve toplumunu çözerek, çözümleyerek, ölçü ve özelliklerini geliştirerek ayaklarını ördüğü mücadele gerçeğini “Burada çözümlenen bir an değil, tarih; birey değil, toplumdur” cümlesi ile özetledi.   Ellerinden çalınan yaşam ateşini yeniden insanlara armağan ettiği için tanrıların öfkesini üzerine çekip, Kafkas Dağları’nda zincire vurulan Yunan mitolojisinden Prometheus gibi İmralı Adası’na zincirlenen Öcalan, 23 yıldır tutulduğu ağır tecrit koşullarında dahi tıpkı ciğerlerini yenileyen Prometheus gibi kendisini yenileyip üretmeyi sürdürdü.    MİLYONLARI SARAN ÖZGÜR YAŞAM ISRARI    Yıllardır sürdürülen propagandalara, mesajlarının dahi kamuoyu ulaşmasının önüne geçilmesi konusundaki çabalarına rağmen, Öcalan'ın savunduğu felsefeyi, yaratmaya çabaladığı yeni insanı görmek için tüm şiddet, baskı ve engelleme çabalarına rağmen bu yıl ki Newroz kutlamalarında alanları doldurmaktan vazgeçmeyen milyonlara bakmak yeterli. Öcalan, İmralı’ya hapsedilmesinin ertesindeki Newroz için kaleme aldığı “2000’in Newroz’unda Doğuş” adlı şiirinde, "Özgür yaşamı" inşa etmeye dair ısrarını şu sözlerle vermişti:   "Kutsal ana hakkın geçmişi ise, Çocuk bugünü ve geleceğidir Sevda kadını özgürlük çağrısıysa, Kabul edilecek yaşam Ya özgürce olacak Ya hiç olmayacaktır. Her taraf karanlık ve zorda ise İsyan ve savaş ne kadar gerekli Ve kaçınılmaz ise  Özgürlüğün şafak vaktinde Aydınlık ufku sarmışsa  Barış eylemi daha yüce ve gereklidir Bütün bu zamanlarda İlk dinimizin buyurduğu gibi Bilimin aydınlığında doğru düşüneceksin Hitabetin inceliğiyle yetkin konuşacaksın Hakkın yolunda emeğinle çabanla Kendini özgür gerçekleştireceksin.”