Kızıldere’de katledilenler anıldı 2022-03-30 14:45:45 HABER MERKEZİ - Kızıldere’de katledilen THKP-C lideri Mahir Çayan ve arkadaşları anıldı.  Ankara’daki emek ve demokrasi güçleri, 50 yıl önce Kızıldere’de katledilen THKP-C lideri Mahir Çayan ve arkadaşlarını anmak için Karşıyaka Mezarlığı’nda bir araya geldi. Kızıldere'de yaşamını yitirenlerin fotoğraflarının yer aldığı dövizler taşıyan kitle, "50’inci yılında On'ların yolundan geliyoruz dalgalar gibi" ve "Faşizme karşı birlikte direnişin ve devrimci dayanışmanın tarihi onurumuzdur” pankartı arkasında Çayan’ın mezarına yürüdü. Mezarlığa karanfiller bırakıldı.    68’liler Derneği, Devrimci 78'liler Federasyonu, Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK, Halkların Demokratik Partisi (HDP), Halkevleri, Dostluk Kültür Derneği (DKD), Türkiye İşçi Partisi (TİP), Kaldıraç, Birleşik Mücadele Güçleri (BMG), , Öğrenci Kolektifleri, 68’liler, , Yeşil Sol Gelecek (YSG), Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi (SYKP). Emekçi Hareket Partisi (EHP), Öğrenci İnisiyatifi, Samsun Devrimci 78liler, HDP milletvekilleri Filiz Kerestecioğlu ve Ömer Öcalan anmada yer aldı.    Devrimci 78’liler Federasyonu Genel Başkanı şair Ahmet Telli ortak açıklamayı okudu.   Yarım asır sonra bir kez daha anıtsal yoldaşlarının hatırası önünde olduklarını söyleyen Telli, “Egemen sınıfın en azgın aygıtlarının hunharca saldırılarına asla boyun eğmemiş olan 68 kuşağının unutulmaz kahramanlarının yanı başındayız. Onları özlemle, saygıyla anmaktayız. Mahir Çayan ve yoldaşlarının katledilmesiyle tarihin bu sayfasının kapandığını sananlar yanılıyorlar. Evren yanıldı, Özal yanıldı, Demirel en başta yanıldı, elbette bugünün egemenleri büsbütün yanıldılar” dedi.   ‘TARİHSEL YASA’   Telli, 68 kuşağının devamcıları olarak her zaman yaşamını yitiren devrimcilerin bıraktıkları rolü üstlendiklerini söyledi. Telli, “Ne abartı ne de küçümseme açıklayabilir bu tarihsel gerçeği. O günden bugüne pek nadir görülen ve ama asla kopmayan bu bağ, tarihin diyalektik aklıyla kavranabilir ancak. Marks’ın kuşakları tanımlarken betimlediği tarih yasasının canlı birer örneğidir 68li kuşak. Şu idi o tarihsel yasa: Tüm göçüp gitmiş kuşakların oluşturduğu gelenek yaşayanların beynine bir kâbus gibi çöker. Kendilerini ve bir şeyleri değiştirirken, şimdiye dek hiç var olmamışı var etmekle uğraşıyor göründükleri anlarda bile, özellikle de devrimci kriz dönemlerinde, endişe içinde geçmişteki ruhları yardıma çağırır, onların adlarına, sloganlarına kıyafetlerine sarılır, dünya tarihinin yeni sahnesindeki rollerini o eskiden hürmet edilen kılıklara bürünerek ve bir ödünç dille oynamaya çalışırlar” şeklinde ifade etti.   ‘BAĞLILIKLA YAŞAM’   68’ öncülerinin tıpkı Paris komünarları gibi “göklere şahlanırcasına” yaşadıkları o devrimci heyecanı duyarak var olduklarını söyleyen Telli, “Gençliğini o ruhla, ömrünü o bağlılıkla yaşayanlarız. Bizler, o tarihsel kıyımlardan kurtulan öncülerimizle birlikte, idealimizi asıl sahiplerine, işçi sınıfı ve yoksul köylülere ulaştırmak için girilmedik fabrika, gidilmedik yol, çıkılmadık dağ bırakmamak için savaşım veren bir kuşaklar olageldik. Yenilgimiz okulumuz olmuştur ama yenilmek açıklayamaz bizim gerçeğimizin bütününü; umudumuz, inancımız, yiğitçe savaşımız, yıldırılamayan direncimiz açıklar ancak bizi” şeklinde konuştu.   ‘HATALARDAN DERS ALIRIZ’   Kendi kuşağını milat saymayan, geçmişin devrimci birikimini asla inkâr etmeyen, aksine onların bıraktığı ukdeleri sahiplenen, özeleştiriyi de az ya da çok bilebilen bir kuşak olduklarını belirten Telli, “Geçmişe doğru baktığımızda nasıl çetin bir tarih diliminden geçmiş olduğumuzu bugün gibi hatırlarız. Bütün bir devrimci kuşak olarak nasıl bir imha programına maruz bırakıldığımızı unutamayız, nasıl bölünme ve parçalanma tuzaklarıyla boğuştuğumuzu hatırlar, hatalardan ders alırız. Gençliğimizi adadığımız varoluşumuzun nasıl bir zorunluluğu bilince çıkarmak örneği oluşunun bilincindeyiz. Huylarımız birbirine benzer; yitirdiğimiz yoldaşlarımızın anılarıyla yaşarız. Kaybettiklerimizin yasını tutmak geleneğimizdir; onların yaşayan bizlere nasıl bir ukde bıraktıklarını hatırlamak, onları asla unutmamak bizi var eden olguların asıl mayasıdır” şeklinde konuştu.   Tarihsel anlamı zengin deneyimlerle var olan bu iki kuşağı, 68’, 78’i ve derneklerde, sendikalarda, sokakta mücadele saflarında bulunanları, unutuluşun gayyasında bırakmaya razı olmayacaklarını vurgulayan Telli, "Yeni kuşaklara, bedelleri ağır olan deneyimlerimizi, hiçbir erdemle kıyaslanamaz yoldaşlık değerlerimizi aktarmak kuşağımızın görev borçlarından biridir. Unutmayalım ki Kızıldere katliamı; dayanışmanın, direnişin, yoldaşı için ölümü göze alma girişiminin sonucudur. Tarihte benzerine az rastlanan örneğidir. Bunu asla unutmayalım. Bu gözüpekliği, bu duyguyu hayatımıza çağırabildiğimiz ölçüde dayanışma ve mücadele kültürümüz kökleşecektir. Ama eksiklerimizi ve yanlışlarımızı, alacakaranlıkta kimi zaman kör dövüşüne dönüşen yönelimlerimizi de bilince çıkarmaya devam edeceğiz. Mücadelemizi özeleştirimizle birlikte yeni kuşaklara aktarmakta yükümlü saydığımız için ideallerimizde ısrarlı olduğumuz için yoluna adanmaya başladığımız yılları temsil eden bu toplu duruşla ve isimle anılmaktan ve anmaktan onur duyarız” ifadelerini yer verdi.   Üniversite öğrencileri 50 yıl önce Kızıldere’de katledilen Mahir Çayan ve arkadaşlarını anmak için Karşıyaka Mezarlığı’nda bir araya geldi. Üniversite öğrencileri adına açıklama yapan Yeşim Biryan, “Ülkemiz devrimci gençlik hareketinin önder isimlerinden Mahir Çayan ve 9 yoldaşının katledilmesinin 50. yılındayız. 50 yıl önce Kızıldere de Mahirleri katlederek gençliğin, işçi ve emekçilerin, ülkenin onurlu aydınlarının devrimci çıkışını boğmak istediler” dedi.   Mahirleri anmak isteyen öğrencilere yönelik saldırıları ve baskıları hatırlatan Biryan, “Dün Ankara Üniversitesinde faşist çeteler ve ÖGB saldırısına rağmen Mahir Çayan ve yoldaşlarını nasıl andıysak bugün de okullarda, sokaklarda, meydanlarda da onları anmaktan vazgeçmeyeceğiz. Ve aradan geçen 50 yıldan sonra ON’ların yükselttiği mücadele bayrağını bir kez daha yükselteceğiz. Mücadelemizi ilmek ilmek büyüteceğiz. Denizlerin, Mahirlerin, İboların, Mazlumların yolundan yürümeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.   RİZE   Tokat’ın Kızıldere köyünde 30 Mart 1972’de Mahir Çayan ve 10 devrimci ile birlikte katledilen Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu (THKO) önderlerinden Cihan Alptekin, Rize’nin Ardeşen’in Yeniyol (Oce) köyünde bulunan mezarı başında anıldı. Ailesi tarafından organize edilen anma törenine Halkevleri, Sol Parti, Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP), 68’liler Vakfı, Devrimci Gençlik, Cumhuriyet Halk Partisi ve Emek Partisi üyeleri katıldı. “Direnişin ve dayanışmanın tarihi ile geleceğe yürüyoruz” pankartının açıldığı anmada sık sık “Onlara sözümüz devrim olacak” sloganı atıldı.   Halkevleri Artvin Şube Başkanı Uğur Karakuş, şunları söyledi: “Bugün Mahir Çayan ve arkadaşlarını anmak için bir araya geldik. Onları anmak sadece tarihsel anı, olayı anmak değildir. Onların bize bıraktığı tarihsel direnişi ve bugünün devrimciliğini tartışmak ve gereğini yerine getirmektir. Onlar devrimci dayanışmanın en güzel örneğini gösterdiler. Bugün ekoloji, kent ve hak mücadelesinde bir yolumuz varsa bu onların açtığı yoldur. 50 yıl önce açılan o yol bizi aydınlatıyor.”   ADANA Adana'da Birleşik Mücadele Güçleri (BMG) üyeleri, İnsan Hakları Derneği (İHD) Adana Şubesi'nde yaptıkları etkinlikte Kızıldere Katliamı’nda yaşamını yitirenleri andı. Saygı duruşuyla başlayan etkinliğe, kentteki siyasi parti ve sivil toplum örgütü temsilcileri katıldı. "Kızılderenin ruhuyla birliğe, mücadeleye, zafere!" pankartının açıldığı açıklamada basın metnini BMG adına Cem Eren yaptı.   Kızıldere'nin devrimci mücadelenin en önemli kesitlerinden biri olduğuna değinen Eren, "Kızıldere devrime adanmışlığın, kararlılığın, fedakârlığın, siper yoldaşlığının, birlikte mücadelenin adıdır. Bizler, Birleşik Mücadele Güçleri; olarak bu sistemin tarihin çöplüğüne gönderilmesi gerektiği bilinciyle, tıpkı On'lar gibi ileri atılmanın, cüretin, kararlılığın ve birleşik mücadelenin en ileri örneklerini yaratacak ve hedefledikleri devrimi gerçekleştireceğiz. Onların yarattığı siper yoldaşlığının bu aşılmaz örneği, artık Birleşik Mücadele Güçleri'nin elinde dalgalanacak bir bayraktır" dedi.   MERSİN Mersin Emek ve Demokrasi Platformu, Özgür Çocuk Parkı’nda bir araya gelip, Kızıldere Katliamı'nda yaşamını yitirenleri andı. Kızıldere'de yaşamını yitirenlerin fotoğraflarının yer aldığı "1972 Kızıldere’den 2022’ye bu tarih bizim"” pankartının açıldığı açıklamaya platform bileşenleri katıldı. “Faşizme ölüm, tek yol devrim” “Kızıldere son değil, mücadele sürüyor” ve “Mahir, Hüseyin, Ulaş kurtuluşa kadar savaş” sloganlarının atıldığı  açıklamada mumlar yakılarak yere karanfil bırakıldı. Saygı duruşu ardından konuşan Mersin 68’liler Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Kapıkıran, Kızıldere’de katledilenlerin mücadelesinin günümüzde de sürdüklerini ve sürdüreceklerini vurguladı. ANTALYA Antalya Emek ve Demokrasi Güçleri, Attalos Meydanı'nda yaptıkları basın açıklaması ile Kızıldere Katliamı'nda yaşamını yitirenleri andı. HATAY Antakya Emek ve Demokrasi Güçleri, Köprübaşı'nda yaptıkları basın açıklaması ile Kızıldere Katliamında yaşamını yitirenleri andı. Anmada konuşan Mehmet Çelik, "Buradan bir kez daha Kızıldere, Latifeci ve tüm devrim ve demokrasi şehitlerini saygı ile anıyoruz. Mücadelemizde yaşayacaklar" dedi. İZMİR İzmir'deki sosyalist partiler, Mahir Çayan ve arkadaşlarının katledilişinin 50'nci yılında Alsancak Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde basın açıklaması yaparak, andı. “Kızıldere’den samandağa mücadele sürüyor” pankartının açıldığı açıklamada, “Kızıldere’yi unutmadık unutmayacağız”, “50 yıl dönümünde Kızıldere ruhuyla gençlik devrimin safına” dövizleri taşındı. Sık sık “Şehit Namırın”, “Devrim şehitleri ölümsüzdür” sloganları atılan nmada, basın metnini Elif Karanfil okudu. Kızıldere katliamının icracı organının kontrgerilla olduğunu gayet iyi bildiklerini dile getiren Karanfil, "Bu yönüyle Kızıldere, imha amaçlı olarak tasarlanmış bir yargısız infazdır. Kontrgerilla Kızıldere’den bu yana onlarca katliama, binlerce cinayet, suikast ve yargısız infaza imza atmaya, halklarımızın devrimci ve demokratik mücadelesini boğmak, bastırmak ve saptırmak için bin bir türlü provokasyon yaptı” dedi.