Tabip Odası: Oyalama değil somut adımlar istiyoruz 2022-03-22 15:14:06   İSTANBUL - Hekimlik mesleğinin itibarsızlaştırılmasına karşı başlattıkları mücadelenin devam edeceğini belirten TTB Merkez Konsey üyesi Dr. Çiğdem Arslan, AKP’nin 16 Mart’ta Meclis’e sunduğu yasa teklifini “göstermelik” ve “oyalama” olarak değerlendirdi.    İstanbul Tabip Odası (İTO), 14 Mart Tıp Haftası boyunca sürdürülen beyaz eylemleri, sağlıkta şiddetin geldiği boyut ve özlük haklarına ilişkin iyileştirme vaatlerine dair Cağaloğlu’nda bulunan bürolarında basın toplantısı düzenledi. Toplantının yapıldığı salona, "Beyaz eylemleri, sağlıkta şiddeti ve son vaatleri değerlendiriyoruz. Oyalama değil somut adımlar istiyoruz" pankartı asıldı. Toplantıya, Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konsey Profesör Dr. Şebnem Korur Fincancı, İstanbul Tabip Odası Başkanı Dr. Pınar Saip, Genel Sekreteri Prof. Dr. Osman Küçükosmanoğlu, TTB Merkez Konsey üyesi Dr. Çiğdem Arslan katıldı.   MÜCADELEYE DEVAM    Açıklama öncesi kısa bir konuşma yapan Fincancı, son aylarda özellikle salgınla birlikte sağlıkta tahribatın hat safhaya ulaştığını belirterek, hekimlik mesleğinin itibarsızlaştırılmasına karşı başlattıkları eylemin ve mücadelenin devam ettiğini söyledi. Fincancı, “Biz ‘Emek bizim, söz bizim’ dedikçe, önlüğümüzün beyazına sahip çıkmak için mücadelemizi büyüttükçe, ne yazık ki bu ülkede hep düşmanlaştırma ve ötekileştirme davranışlarıyla karşı karşıya kaldık. Bu saldırıları asla kabul etmiyor, haklarımızı alan kadar yolumuzda yürümeye devam edeceğimizi ifade etmek istiyoruz” diye belirtti.    SAĞLIKTA ŞİDDET EN FAZLA TÜRKİYE'DE   Basın metnini okuyan TTB Merkez Konsey üyesi Dr. Çiğdem Arslan, dünya ülkeleri arasında en az maaşı alıp, en fazla şiddete uğrayan hekim ve sağlık çalışanlarının Türkiye'de olduğunu belirtti. Pandemi politikalarına rağmen sağlık çalışanlarının büyük fedakarlıkla görevlerini yerine getirmeye çalıştıklarını söyleyen Arslan, "Bizleri yönet(e)meyenlerin hürmetsizliği her geçen gün o kadar artmıştır ki en sonunda ‘Giderlerse gitsinler’, ‘Gidişleri olsun da dönüşleri olmasın’ dahi diyebilmişlerdir. Bir kez daha bilinmesini isteriz ki; terk etmeyecek kadar değerli gördüğümüz sağlık mücadelesi için en zor şartlarda buradaydık. Bundan sonra da burada olmaya, hakkımızı alıncaya kadar mücadelemize devam edeceğiz” dedi.    EMEK BİZİM SÖZ BİZİM   Sağlık çalışanlarını değersizleştiren, emeğine hürmetsizlik edenlere en güzel cevabın 14-15 Mart tarihlerinde, yakın tarihin en yoğun katılımlı eylemi ile verildiğini dile getiren Arslan, şöyle dedi: “Emek bizim söz bizim. Bizleri küçümseyen, hakir görenlerin de haklarımızı eninde sonunda alacağımızın farkında olmasını tavsiye ederiz. Salgında yaptığınız gibi burada da gerçeği yok saymak, görünmez kılmak için algı oyunları yapmayın. Unutmayın; gerçeklerin er geç ortaya çıkmak gibi bir huyu vardır. Hakikat iki tarafa muhtaçtır; biri onu dillendiren diğeri onu anlayan. Bu durum uzun zamandır  hekim, Türk Tabipleri Birliği ve toplum arasında oluşmuştur. G(ö)REV’lerdeki toplum ve hekim katılımı, en güvenilir kurumlar arasında ilk sırayı TTB’nin almasının göstergesidir.”    14 Mart’ta Taksim’deki Cumhuriyet Anıtı’na çelenk bırakılmasına dahi izin verilmediğini belirten Arslan, sağlıkta şiddetin artık işyerlerinin dışına çıktığını kaydetti. Arslan, “Hocamıza verdiğimiz söz, tüm hekimlere verdiğimiz sözdür; önlüğümüze çamur bulaştıranlara, karanlığa karşı önlüğümüzün beyazına sahip çıkacağız, mücadelemizi daha da büyüteceğiz” dedi.   GÖSTERMELİK YASA TEKLİFİ   Sağlık çalışanlarına şiddetin önlenmesi ve özlük haklarına ilişkin düzenlemeleri içeren kanun teklifinin 16 Mart’ta Meclis’e sunulduğunu hatırlatan Arslan, teklifte Mesleki Sorumluluk Kurulu önerilip, kurulun yapısı ve yetkilerinin tanımlandığını belirterek, ekledi: “Bu kurulda meslek örgütünün ve uzmanlık derneklerinin yer almaması, kurulun temsiliyet yeteneğini zayıflatan büyük bir eksiklik olarak karşımıza çıkmaktadır. Aynı zamanda kurulun neredeyse tamamının bakanlık idarecilerinden oluşması, tarafsız bakış açısı konusunda sorunludur ve sağlık çalışanlarının üzerindeki siyasi baskıyı daha da artıracaktır. Türk Tabipleri Birliği ve alanın diğer sağlık emek-meslek örgütlerinin görmezden gelinmesi sonucu, yine etkisi yetersiz olan göstermelik bir yasa teklifi hazırlanmıştır. Cumhurbaşkanı’nın vaatlerinin  gerçekleştirilip gerçekleştirilmeyeceğini, gerçekleştirilecekse nasıl gerçekleştirileceğini yakından takip etsek de tüm meslektaşlarımız, sağlık camiası ve toplum bilmelidir ki; sadece geçiştirme ve oyalama olarak gördüğümüz bu vaatler kesinlikle sorunlarımıza çare olmayacaktır.”