Her Newroz’a tanıklık etti: Barış Öcalan’la mümkün 2022-03-17 09:03:07 DİYARBAKIR - Diyarbakır'daki görkemli Newroz kutlamalarının tümüne tanıklık eden Sur eski Belediye Başkanı Cezayir Serin, “Kürtler hep barış talep etti. Barış isteniyorsa, bu Sayın Öcalan’la olur” dedi.  Demirci Kawa'nın zalim Asur Kralı Dehak'a karşı örgütlediği direnişi temsil eden Newroz kutlamalarına sayılı günler kalırken, gözler bir kez daha bölge kentlerinde yapılacak kutlamalara çevrildi. Demokratik Toplum Kongresi (DTK), Halkların Demokratik Kongresi (HDK), Özgür Kadın Hareketi (Tevgera Jinên Azad-TJA), Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) ve Halkları Demokratik Partisi (HDP) ile Kürdistani İttifak Çalışması’nda yer alan siyasi partilerin öncülük edeceği kutlamalarda milyonlarca kişinin bir araya gelmesi bekleniyor. Bu yılki şiarı “Dem dema serkeftinê ye” (Şimdi kazanma zamanı) olarak belirlenen kutlamaların merkezi bir kez daha Diyarbakır olacak.     NEWROZ KENTİ    Diyarbakır Newrozu, özellikle 1990'lı yıllardan sonra hem ulusal hem de uluslararası kamuoyunda geniş yankı uyandırdı. 32 yıl içerisinde birçok kez yasaklandı ya da engellendi. Ancak tüm yasak ve engellemelere rağmen Diyarbakır'da Newroz ateşi hiç sönmedi; 1990'lı yıllarda on binlerce kişinin bir araya geldiği kutlamalar, zamanla daha da kitleselleşti ve günümüzde milyonlarca insanın bir araya geldiği en büyük etkinliklerden birisi haline geldi. Kitlelerin büyümesi aynı zamanda verilen mesajları da bir o kadar önemli kıldı. Ortadoğu ve Avrupa kentlerinden birçok yabancının da akın ettiği kutlamalar, aynı zamanda Kürt halkının o yılki taleplerine dair verdiği mesajlar açısından önemli bir noktada duruyor.    Halkın Demokrasi Partisi'nden (HADEP) 18 Nisan 1999'da Diyarbakır'ın Sur Belediyesi'ne başkan olarak seçilen Cezayir Serin (71), 90'lı yıllardan bu yana yakından takip ettiği tarihi Newroz kutlamalarına dair Mezopotamya Ajansı'na (MA) konuştu.    ÇOCUKLUK NEWROZLARI   Henüz çocuk yaşlarda Newroz kutlamalarına katıldığını aktaran Serin, küçük yaşlarda etrafında halaya durduğu ve "pek anlam veremezdim" dediği Newroz kutlamalarına dair, "Köylerde ateş yakılırdı. Kimileri kötülüklerin ateş ile birlikte gideceğini, kimileri hayvanların çoğalacağını, hastalıkların bu ateşle birlikte gideceği inancını taşıyordu. Ancak biz daha çocuk olduğumuz için anlamıyorduk. Daha sonra Newroz’un direniş günü ve Kürtlerin kazanım elde ettiği bir gün olduğunu öğrendik. Kürtler için bir var olma anlamı taşıdığını ve hep kutlandığını duyduk” dedi.     SUR’DA İLK ATEŞ   Serin, 1960’lı yılların ardından Kürt tarihine ilgi duymaya başladığını ve Musa Anter gibi aydınlardan etkilenmeye başladığını ifade ederek, bu etkilenmenin Newroz ateşi yakmalarında da etkili olduğunu söyledi. Tarihi Sur ilçesinde 4 arkadaşı ile birlikte gizlice Newroz ateşi yaktığını aktaran Serin, “Surların üstünde Newroz ateşini yaktık. O zamanlarda ateş yakıp yanında kalmak çok riskliydi. Çünkü insanlar kurşunlanıyor ve öldürülüyordu. Ateşi yakıp uzaktan izlemek zorunda kaldık. O günkü heyecan bize çok şey verdi. Daha sonraki yıllarda bu hep devam etti” diye konuştu.   ATEŞİN GÜRLEŞTİĞİ YILLAR   1980’li yıllara geldiklerinde Newroz ateşinin her alanda daha da gürleşmeye başladığını anımsatan Serin, “Newroz’un tam olarak anlamı bu tarihte ortaya çıktı. İnsanlar bir araya gelmeye başladı. 1980’lere kadar halkta çok fazla olmasa da içten içe Newroz’a bir sempati ve sevgi vardı. ‘Newroz duygusunu bastıracağım’ diyen zihniyetlere karşı hep bir direnme vardı. O direnme daha çok gelişmeye başladı ve Kürtler için bir simge haline dönüştü” ifadelerini kullandı.    90’LARDA NEWROZ ATEŞİ   Newroz’u zaman geçtikçe direniş günü haline geldiğini kaydeden Serin, “Baskılar ve yasaklamalar arttıkça insanlar daha çok Newroz’u kutlamak için hem fikir oluyordu. Bu, baskılara karşı koyma gününe dönüşmüştü aynı zamanda. Newroz, ezilen halkların inancını beslemiştir her zaman” diye kaydetti. 1990’lı yıllarda Halkın Emek Partisi’nin (HEP) kurulmasıyla birlikte ilk Newroz kutlamaları başvuruları yaptıklarını ifade eden Serin, başvurunun önce kabul edildiği, ancak sonradan reddedildiğini aktardı.    Serin, “Başvurularımızı ilk defa parti düzeyinde yaptık. Süleyman Demirel ve Erdal İnönü dönemiydi. Vekillerimiz Demirel ile görüşmüştü, hazırlıklar yapılmıştı. Ama iptal edildi. Ama geçmişteki gibi halk ile birlikte Amed sokaklarında, her mahallede Newroz’un ateşini körükledik ve hep beraberce kutladık” diye konuştu.    İLK KİTLESEL NEWROZ    Sur Belediye Başkanı seçilmesinin ardından 2000 yılında Newroz başvurusu yaptıklarını ve ilk olarak “izin verilen” bir kutlama yapıldığını belirten Serin, şunları söyledi: “En büyük Newroz kutlamasını 2000 yılında yaptık. Bu yıl görkemliydi. 10 kilometre şehrin dışında yer (Fuar ve Kongre Merkezi) verildi. Yine de ‘olsun’ dedik. Şu an fuar olan yerdi. Ama alanı hınca hınç doldurduk. Gittikçe daha çok görkemli olmaya başladı. İnsanlar o süreçte kendini, halkını ve yöneticilerini daha çok tanımaya başladı.”    UNUTULMAYAN NEWROZ    2021 yılına kadar hiçbir Newroz’u kaçırmadığını ifade eden Serin, “Her Newroz günü çok heyecanlanıyorum. Bugün dahi heyecanlıyım” dedi. PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın mesajının okunduğu 2013 Newrozu’nun en çok kendisine heyecan verdiğini dile getiren Serin, “En unutulmayacak Newroz, Sayın Öcalan’ın mektubunun okunduğu Newroz’du. Barış havası herkeste hakimdi. Herkes onun yapacağı açıklamaları dört gözle bekleyip heyecanla dinlediler. Milyonlar alandaydı. Bu kadar insanı bir araya getirmek çok zor bir iştir. Dünyada nadir rastlanan bir şeydir, Kürtlerin talebi hiçbir zaman değişmedi. Geri adım da atmadı. Çünkü haklı bir mücadele söz konusu. Tabi sonradan masa devrildi ve Türkiye birçok yönden kaybetti” ifadelerini kullandı.    Yıllardır takip ettiği Newroz kutlamalarında verilen mesajlara değinen Serin, Kürtlerin yıllardır her kutlamada barış talep ettiğini vurguladı. Çocuklarını yitiren anne ve babaların dahi barış talep ettiğine dikkat çeken Serin, “Sizin aracığınızla yine çağrı yapıyorum; Gelin barış yapalım. Bu yılki Newroz ‘Barış Newrozu olsun” diye kaydetti.   BARIŞIN ANAHTARI   Serin, bu yılki kutlamalarda da Öcalan’ın fiziki özgürlüğü ve ulusal birliğin sağlanmasının isteneceğine işaret ederek, “Mandela 27 yıl cezaevinde tutuldu ve çıktığında devlet başkanı oldu. Dünyada çok saygın bir yere gelmiş oldu. Onun saygınlığı, verdiği mücadeleyle bağlantılıydı. Sayın Öcalan’ın da çoktan bırakılması gerekiyordu; Halkına hizmet eden ve barışı savunan biri olarak. Bu ülkede barış isteniyorsa, bu Sayın Öcalan’la olur. Barış çok kıymetlidir, savaş yıkımdır. Türkiye’yi demokrasi ve barış anlamında uçuracak kişi Erdoğan değil Öcalan’dır. Öcalan bunu barışla yapacaktır” şeklinde konuştu.    ULUSAL BİRLİK   Newroz’un Kürtler arası birliğe de vesile olması gerektiğini vurgulayan Serin, şöyle devam etti: “Bütün Kürtler artık bir araya gelebilir. Halk da birlik istiyor. Dünyada konjonktür değişiyor ve burada bütün Kürdistani partilerin bir araya gelebilmesi gerekir. Tam zamanıdır. Biz sadece sınıfsal sorunlar yaşamıyoruz, ulusal sorunlarımız var.”   MA / Ergin Çağlar