‘Katliamlara uğramamak için birlik olmalıyız’ 2022-03-16 15:43:29   VAN - Kürtler üzerinde soykırım ve katliam tehdidinin devam ettiğinin belirten sosyolog Azad Barış, “Katliamların başımıza musallat olmaması için birlik olmalıyız” dedi.    Halkların Demokratik Partisi (HDP) Van İl Örgütü, 16 Mart Halepçe Katliamı dolayısıyla Mencel Tiyatro Salonu’nda panel düzenledi. Panelin düzenlediği salondaki sahneye, katliamda yaşamını yitirenlerin fotoğrafları asıldı. Tevgera Jînen Azad (TJA) aktivisti Caziye Duman’ın kolaylaştırıcılığını üstlendiği panele, sosyolog Azad Barış ile araştırmacı Selahaddin Gezer katıldı. Süleyman Üniversitesi’nde akademisyen Abdullah Hamakarim de online olarak panele katıldı. Kentin demokratik kitle örgütü temsilcileri, HDP ve DBP il eşbakanları ile yöneticileri ve HDP Milletvekili Sezai Temelli, panelin dinleyicileri arasındaydı.   Katliamda yaşamını yitirenler anısına saygı duruşuyla başlayan panelde, sinevizyon gösterimi yapıldı. TJA’lı Duman, Halepçe Katliamı’nın Kürt tarihinde ilk olmadığını hatırlatarak, “Kürtlere dönük katliamlar sürüyor. Bugün bile Kürdistan dağlarına kimyasal atılıyor” dedi.   ‘TARİHİMİZ KATLİAMLAR TARİHİDİR’   İlk olarak söz alan sosyolog Barış, “Halepçe ve Şengal bağlamında jenosid kavramı” başlıklı sunum yaptı. Halepçe Katliamı benzeri birçok katliam yaşandığı belirten Barış, “Halepçe’de dünyanın nadir gördüğü bir vahşet yaşadı. Kürtler, ilk defa Kürt oldukları için katliama uğradıklarını idrak ettiler. Kadim Ermeni ve Yahudi halklara karşı da katliam yapıldı. Bu halklar ortadan kaldırılmak istendi. İlk defa bu hafıza, Halepçe katliamında Kürtlerin hafızasında yer edindi” diye konuştu. Halepçe Katliamı’nın Kürtlerde kolektif anı bıraktığını belirten Barış, Karl Marks’ın “trajediler öğreticidir” sözünü hatırlatarak, şöyle devam etti: “Bu katliam bizlere bir şey öğretti. Bir araya gelmeyi öğretti. Bulunduğumuz coğrafya, katliam coğrafyasıdır. Bu coğrafya, katliamların bir geçididir. Tarihimiz, katliamlar tarihidir. Şengal ise partiler üstü ama en çok modern hareketlerin mücadelesi sonucu Şengal Katliamı tarihe katliam olarak geçti. Bunun dışında Kürt tarihindeki hiçbir katliam, katliam olarak tarihe geçilmemiştir” dedi.   ‘KUTSAL CENNET MEYVESİ KÜRDÜN ÖLÜM MEYVESİ OLDU’   Halepçe Katliamı’nda kullanılan kimyasalın elma kokusu olduğunu anımsatan Barış, “Elma, cennetin en kutsal meyvesidir ama elma kokusu biz Kürtler için öldürücü olmuştur. Elma, Kürtlerde katliamı çağrıştırıyor. Hafızalar, acılarla dolmuştur. Halkların toplumsal ve tarihsel hafızaları acıyla doludur. Katliamların ortak bir noktası var, tarifi imkansız acılardır. Bu acı sadece Kürt acısı değil bu dünya acısıdır. Acı, Kürtlerin kaderine dönüşmüş durumdadır. Halepçe, kansız bir ölümdür. Ölümü de aşan bir ölümdür. Ruhsal dünyamızda onu idrak etmek çok zor. Cennetin kutsal meyvesi, Kürtler için cehennem meyvesine dönüştü. Kutsal cennet meyvesi kürdün ölüm meyvesine dönüştü” diye konuştu.   ‘DÜNYA ORTAK BİR AKILLA KATLİAMI GERÇEKLEŞTİRDİ’   Halepçe Katliamı’nın ölüm kategorisinin belirsiz olduğunu vurgulayan Barış, “Halepçe’de ölüm kategorisi nasıl olmalıdır? Bence hiçbir tarif yoktur. Halepçe katliamı tanımlanmış bir katliam olarak hala ortada duruyor. Kadim Yahudi halkına yapılan katliama benzerdir. Orada bir kategori vardı ama Halepçe’de yoktur. Halepçe katliamı, sadece büyük bir acıyla yerinde duruyor. Dünya, ortak bir akıl ve ölüm tuzağıyla Halepçe katliamını yaptı” diye belirtti.    ‘BİRLİK OLMALIYIZ’   Barış, Şengal Katliamı’na işaret ederek, Kürt ulusal birliğinin katliamları önlemedeki önemine şöyle değendi: “Şengal’i görmeden Halepçe’yi anlamak mümkün değildi. Şengal katliamı Halepçe’nin kardeşidir. Hem Şengal hem Halepçe katliamlarını,  bir şekilde potansiyel olarak bizler zemin hazırladık. Yüzyıldır birliğimizi oluşturabilirdik ama yapmadık. Öldürülmemek için bunu yapabilirdik. Şengal, 7 yıl önce kapkara adamların dünyanın karartıldığı bir günde karartıldı. Bu katliamda Halepçe katliamı kadar insan öldürüldü. Ortak hafızayı canlı tutmalıyız, katliamların başlarımıza musallat olmaması için birlik olmalıyız. Gücümüz çok daha büyüktür.”   ‘HALEPÇE BUGÜN DEVAM EDİYOR’   “Statüsüzlük ve Halepçe Soykırımı” başlıklı sunum yapan araştırmacı-yazar Selahattin Gezer, Halepçe Katliamı’nın Enfal Katlimı’nın devamı olduğunu hatırlattı. Baas rejiminin o dönem Kürtleri yok etmeyi önüne koyduğunu vurguayan Gezer, “O katliamlar, bugün Kuzey Kürdistan’da devam ediyor. Çöktürme planıyla bu katliamlar devredir. Hem Enfal ve hem çöktürme planı birbirine çok yakın projelerdir. 1990-1997 yılları arasında 4 bin 500 köy boşaltıldı, milyonlarca insan göç ettirildi, binlerce insan katledildi ve cezaevine gönderildi. 2015’ten bugüne kadar yaşananlar da Enfaldir” diye konuştu.   ‘KATLİAM KODLARI NE ZAMAN FAAL OLACAĞINI BİLMİYORUZ’   Katliamın yaşandığı dönem tüm hegemonik güçlerin Baas Rejimi’ne destek verdiğine dikkati çeken Gezer, şöyle devam etti: “Devletler, insanlığa karşı işlenmiş suçtur. Saddam, Halepçe için değil Şiilere karşı işlenen suçlar nedeniyle yargılanıp idam edildi. Kürtler üzerinde yapılan tüm suçlara karşı devletler sorumluluklarını yerine getirmedi. Kimse katliamdaki rolünü kabul etmiyor. Halepçe Katliamı hala jenosid olarak tanınmamış.”    Kürtler üzerinde hala katliam tehlikesinin devam ettiğini sözlerine ekleyen Gezer, “İnsanlık tarihinde büyük katliamlar yapılmıştır. Kürtler üzerinde katliam riski hala devam ediyor. Efrin, Serekani ve Şengal katliamları, Dersim, Zilan ve Halepçe’nin devamıdır. Irak, İran, Suriye ve Türkiye’nin katliam kodları uykudadır ne zaman uyanacağını bilmiyoruz” diye konuştu.   ‘KATLİAM TEHDİDİ DEVAM EDİYOR’   Bölge kentlerinde, 2015-2016 yılları arasındaki “özyönetim direnişi”nde yaşananları hatırlatan Gezer, şunları söyledi: “Orada yaşananlar, Kürtlere karşı uygulanan soykırımın ve Halepçe’nin devamıydı. Kürt halkı, uluslararası toplumda bir statü sahibi olmadığı sürece katliam ve soykırım tehdidi devam edecektir. Cizre, Şengal, Efrin, Serekani katliamları gibi birçok katliam buna örnektir.”     Zoom üzerinden panele katılan Süleymaniye Üniversitesi’ndeki akademisyen Abdullah Hamakarin ise “Baas dönemi Irak’ında Kürt katliamları” konulu sunumunu yaptı.   Panel, soru-cevap şeklinde sona erdi.