Direniş Newrozu'nun sembolü: Bişeng Anık 2022-03-16 09:05:35 DİYARBAKIR - Tarihe "Direniş Newrozu" olarak geçen 1992 Şırnak Newrozu'nda katledilen Bişeng Anık'ı anlatan annesi Sabriye Anık, "Bir Bişeng gitti, yüzbinlerce Bişeng doğar. Benim yüzbinlerce Bişeng’im var. Bu bana yeter" dedi.  Kürtler için "yeniden doğuşu" simgeleyen Newroz denilince, akla ilk olarak 1992 yılındaki kutlamalar gelir. 1992 Newrozu, binlerce kişinin yasaklara rağmen alanları doldurmasının yanı sıra kutlamalara katılanlara karşı gerçekleştirilen katliamlarla da tarihe geçti. Şırnak da direniş ve katliamların iç içe geçtiği merkezlerden birisi oldu. Kent merkezi Newroz kutlamalarına günler kala asker ve polisler tarafından ablukaya alındı. Kutlamaların başladığı gün ise kent adeta savaş alanına çevrildi. Kentin her yerine konuşlanan zırhlı araçlardan açılan ateş sonucu çok sayıda kişi hayatını kaybetti. Bazı kaynaklara göre 3 gün, kimi kaynaklara göre de bir hafta boyunca kentte saldırılar devam etti. Resmi rakamlara göre; 12 kişi hayatını kaybetti. Ancak bu sayı hiçbir zaman tam netleştirilemedi.    BİŞENG ANIK   Hayatını kaybedenlerin yanı sıra onlarca kişi gözaltına alındı ve binlercesi göç etmek zorunda kaldı. Sosyal Demokrat Halkçı Parti (SHP) Saymanı Ziya Halis'in “Devletin oradaki terörüne ilk kez tanık oldum” sözleriyle ışık tuttuğu olaylarda gözaltına alınan 17 yaşındaki Bişeng Anık katledildi. İşkenceyle katledilen Anık, tarihe "Direniş Newrozu" olarak geçen 1992 Şırnak Newrozu'nun da simge ismi haline geldi.    VALİDEN İNTİHAR İDDİASI   Anık'ın katledilmesi olayı, Ziya Halis’in kent merkezinde yaptığı incelemelere dair verdiği röportajında da yer aldı. Halis verdiği röportajda, Anık’ın ailesi üzerine dönemin Valisi Mustafa Malay’ı aradığını ve valinin kendisine "Çok üzgünüm. Zannedildiği gibi işkenceden değil ölümün sebebi. Bir ara genç kızımız fenalaşmış, onu orada bir nöbetçi polisin yatağına yatırmışlar istirahat etsin diye. Orada yastığın altında polisin tabancası varmış, kız tabancayı almış, kafasına sıkmış. Bu kız çok fazla kişiyi yaralayabilirdi, fakat intihar ettiği görülmekte. Devlet savcısı ve doktoru olayın intihar olduğuna kesin karar vermişlerdir. Üzülerek belirtmek isterim ki bazı kişiler, kızın işkenceden geçirildiği şeklinde yalan iddialarda bulunmaktalar” dediğini belirtmişti.    İTİRAFÇININ İTİRAFLARI   Ancak valinin iddiaları, ilerleyen dönemlerde bir itirafçının itirafları üzerine çürüdü. Newroz olayları yaşanmadan önce 1991 yılında PKK’ye katılmak isterken Şırnak’ta gözaltına alınan, daha sonra itirafçı olan ve emniyetteki işkence olaylarına katılan Murat İpek, 1992 Şırnak Newrozu'nda Anık’ın nezarethanede uyurken başına silah sıkan kişinin kendisi olduğu sonraki dönemlerde itiraf etti. İtirafçı İpek, 1997’de katıldığı televizyon programları ve gazetelere verdiği demeçlerde, “Şırnak 92 olayları sonrasında Ünal Erkan (OHAL Bölge Valisi) Şırnak’a gelmişti. (…) ‘Burada olaylara kimler katılıyor’ dedi. Polisler Bişeng Anık’ın ismini söyleyince, ‘bunu yok edin’ dedi. Bişeng Anık’ı evinden sivil polislerle birlikte aldık. Emniyette ona işkence yaptılar. Sırtını, ayaklarının altını jilet gibi bir aletle kestiler. Olaylar sırasında halk tarafından linç edilen bir polisi öldürenin Bişeng olduğunu söylediler. Emniyette bulunan G-3 silahını bana verdiler ve bu silahla Bişeng Anık’ın kafasına tek el ateş ederek öldürdüm" şeklinde işlediği cinayeti anlattı. Daha sonra gözaltına alınıp tutuklanan İpek, itiraflarını reddetmesi üzerine tahliye edildi.     SARI KIRMIZI YEŞİL BİLEKLİĞİ    Anık'ın cenazesi, “intihar etti” denilerek günler sonra dedesine teslim edildi. Anık'ın elleri arasında sımsıkı tuttuğu kanlar içindeki sarı, kırmızı ve yeşil renkli bilekliği bulunuyordu. Anık'ın katledilmesine dair soruşturma dahi açılmazken, sorumlular görevlerine devam etti. İpek’in itiraflarında yer alan ve Anık'ın “yok edilmesi” emrini veren Ünal Erkan emekli oldu. Dönemin Emniyet Müdürü Necati Altıntaş, Denizli’ye tayin edildi. İtirafçı İpek ise, Altıntaş’la birlikte gittiği Denizli’de DEHA TV’nin taranması olayına karıştı. İpek, başka bir çete olayına karışmaktan da kısa bir süre tutuklu kaldı ve serbest bırakıldı. Ardından Diyarbakır’a gelerek burada bir süre ihale takibi gibi işler yapan İpek, Diyarbakır Çocuk Hastalıkları Hastanesi güvenlik amirliğine getirildi. İpek, son olarak geçtiğimiz yıl AKP İl Gençlik Kolları Başkan Yardımcısı Aleyna Avcı’yı “kendisiyle evlenmek istemediği” bahanesiyle vurdu.    KIZININ DİRENİŞİ   Anık'ın ailesi, olaydan bir hafta sonra evleri yıkıldığı için memleketlerini terk etmek zorunda kaldı. Aile, soluğu Diyarbakır’da aldı. Üzerinden 30 yıl geçen katliamın tanıklarından Anık'ın annesi Sabriye Anık, kızını ve o dönem yaşananları Mezopotamya Ajansı'na (MA) anlattı.    Kızının itirafçılığa zorlandığını ancak bedeninin parça parça edilmesine rağmen bunu kabul etmediğini söyleyen anne Anık, "Onun direnişiyle binlerce insanın canı kurtuldu. Ser verdi, sır vermedi. Günler sonra bize parçalarını verdiler” dedi. Newroz günü sokağa çıkan herkesin askerler tarafından tarandığını ve öldürüldüğünü belirten Anık, kızının gözaltı sürecini şöyle anlattı: "Liseden çıktılar, taramaya başladılar. O taramada 2 arkadaşı öldürüldü. Onlar da diğer kadınlarla birlikte yürüyüş yapacaklardı. O yürüyüş sebebiyle hepsini gözaltına aldılar. Bişeng de onlar için kendini feda etti. Askerlere, ‘Onları bırakın yürüyüşü ben hazırladım’ demiş. Eğer öyle demeseydi hepsini öldüreceklerdi."   ‘YÜZBİNLERCE BİŞENG’İM VAR’   Sokağa çıkma yasağı nedeniyle çocuklarıyla birlikte 8 gün boyunca evden çıkamadıklarını ifade eden Anık, sonrasında kendisine "kızınız intihar etti, gelin cenazenizi alın” denildiğini söyledi. Kızının, elinde çıkan sarı kırmızı ve yeşil bilekliğini her daim başına dolayarak gezdiğini anımsatan Anık, kızının adına yazılan şarkılara işaret ederek, "Hiçbir şeyden korkusu yoktu. Kızıma bunu yapacaklarını bilseydim, gider emniyet önünde bedenimi ateşe verirdim. Diğer ülkelerin her yerinde fotoğrafları var. Burada ise gördükleri yerde fotoğraflarını kaldırıp yırttılar" dedi. O dönem kızının ölümüne dair gittiği bir savcıya "Bari öldürdünüz yalan söylemeyin. Bir Bişeng gitti, yüzbinlerce Bişeng doğar. Benim yüzbinlerce Bişeng’im var. Bu bana yeter" dediğini aktaran Anık, yaşadığı tüm acılara rağmen Newrozu tüm coşkusuyla kutladıklarını ifade etti. Anık, "Ne kadar Newroza gitsem de doyamıyorum. Bu sene kazanacağız” dedi.    MA / Mehmet Güleş - Ceylan Şahinli