Kobanê Davası’nda dinlenen tanıklar: DAİŞ'i protesto ettik 2022-03-10 14:16:33   ANKARA - Kobanê Davası’nda duruşmaya katılan tanıklar, DAİŞ'e karşı protesto eylemlerine katıldıklarını ve Anayasal haklarını kullandıklarını belirtti.   DAİŞ’in Kobanê’ye yönelik saldırılarına karşı 6-8 Ekim 2014’te gerçekleşen protesto eylemleri gerekçe gösterilerek Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Eş Genel Başkanları, Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyelerinin de aralarında bulunduğu 22’si tutuklu 108 ismin yargılandığı Kobanê Davası’nın 10’uncu duruşması, 7’nci gününde Sincan Cezaevi Kampüsü’ndeki salonda devam ediyor.   DURUŞMA ÖNCESİ AÇIKLAMA   Duruşmaya Rosa Kadın Derneği, Mersin Mimoza Kadın Derneği, Van Star Kadın Derneği ve Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD), Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD), İnsan Hakları Derneği (İHD) üyesi birçok kentten kadın avukat duruşmaya katıldı. Duruşma öncesi HDP Kadın Meclisi Sözcüsü Ayşe Acar Başaran kadın ve hukuk örgütleri ile birlikte cezaevi kampüsü önünde basın açıklaması gerçekleştirdi.   KADINLARDAN SELAMLAMA   Sincan Cezaevi’nde bulunan tutuklu siyasetçiler salonda hazır bulundurulurken, farklı cezaevinde tutulan siyasetçiler de Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile duruşmaya katıldı. Tutuklu siyasetçiler, duruşmaya gelen kadınları zafer işaretleriyle selamladı.    Duruşma heyetin gelmesiyle başladı. Kimlik tespiti ardından mahkeme başkanı tutuklu siyasetçi Aysel Tuğluk hakkında hazırlanan ATK raporunun dosyaya geldiğine dair belgeyi okudu.    ATK RAPORU DOSYADA   ATK’nin raporunun sonuç kısmında şu ifadeler yer aldı: “Kurulumuzca 07.01.2022 ve 04.02.2022 tarihlerinde yapılan muayeneleri ve psikometrik incelemeleri sonucunda elde edilen bilgi ve bulguların yorumlanmasından; her ne kadar halihazır durumu ‘Hafif Kognitif Bozukluk’ saptanmış ise de, dava dosyasındaki tıbbi belgelerin incelenmesinde, ilk defa İzmit Seka Devlet Hastanesi Nöroloji Polikliniğinin 15.03.2021 tarih  210109309 protokol sayılı muayene notunda kişinin şikayetlerinin başladığı, Alzheimer Hastalığında bunama tanısı ile Dozyl Easy 5 mg 1x1 reçete edildiği anlaşıldığı ancak kişinin suç tarihleri aralığında herhangi bir akli arıza içinde olduğunu gösteren tıbbi belge ve bulgu mevcut olmadığı, kişide Kurulumuzca saptanan ‘Hafif Kognitif Bozukluğun’ klinik özellikleri dikkate alındığında suç tarihlerinde mevcut olmadığı tıbbi kanaatine varıldığı, bu duruma göre; Aysel Tuğluk’un 09.09.2014-30.12.2020 tarihlerinde sanığı bulunduğu suçlara karşı cezai sorumluluğunun tam olduğu, halihazır durumu ile savunmasını kısmi olarak ana hatlarıyla yapabileceği oy birliği ile mütalaa olunur.”    USULİ İTİRAZLAR YAPILDI   Dava avukatlarından Sevda Çelik Özbingöl, tanık dinlenmesine dair söz istedi. CMK kapsamında usuli kuralların daha önce belirlendiğini belirterek, “CMK mevzuatı emredici hükümler barındırır. Müvekkillerin savunmaları alınmadan tanık beyanlarının alınması aksaklıktır. Anayasa Mahkemesi (AYM) ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) aykırıdır. Müvekkillerinin savunmaları alınmadan tanıkların beyanları alınmamalıdır” dedi. Kalabalık bir avukat grubu olduklarını dile getiren Bingöl, bir güne sığdırılacak şekilde tahliyeye dair müvekkillerin ve avukatların beyanlarda bulunmasının mümkün olmadığını dile getirdi.    ETKİN SAVUNMA HAKKINA MÜDAHALE   Ardından avukat Cemile Turhallı Balsak, usüle dair itirazda bulundu. Balsak, “İkinci haftanın son ikinci günündeyiz. Mahkemenin genel yaklaşımı etkin savunmayı etkileyecektir. Duruşmada hazır bulunma hakkımızı, müştekileri dinlemeyi zorlama ile ihlal ediyorsunuz. Müşteki ve tanık dinleme ısrarınız adil yargılanma hakkına müdahaledir” diye belirtti. Balsak, ağır suçlamalar yöneltilen müvekkilleri ve avukatlara verilen sürenin kısıtlı olduğunu belirtti. Yargılama yürütülürken yapılan usuli işlemlerin müvekkillerinin tahliye talebine yönelik savunma haklarının gaspı olduğunu aktaran Balsak, “Tanıklar ve müştekilerin ısrarla dinlenmesi etkin savunma hakkına müdahaledir” dedi.   GÜR: SAVUNMA HAKKIMIZI GASP EDİYORSUNUZ   Tutuklu siyasetçi Nazmi Gür, “Tutuklu yargılananların savunma hakkını gasp ediyorsunuz. CMK’yi tanımıyor, usule uymuyorsunuz. Bugünden itibaren sayın savcının tutuk gerekçesine dair sözlerimiz ve itirazlarımızı söylesek bir saat sürer. Yarın 8 kişi aile görüşü yapacağız. Sizi de düşünerek, kısmen sözlü, yazılı tutukluluğa dair beyan hazırladık. ABC123’e karşı, müşteki ve tanıklara dair açıklamalarım olacak. Geçen celse gece 23.00’da ancak söz alabildim. Tansiyonum yükseldi, rahatsız oldum” ifadelerini kullandı.   ‘BİZLERİ SUSTURMAK İSTİYORSUNUZ’   Söz alan tutuklu siyasetçi Alp Altınörs de tutukluluğa dair beyanların alınmamasına ilişkin itirazlarını sıraladı. Altınörs, “Bu sabah geliyoruz en az 10-15 tanığı sıraya koymuşsunuz. Etkili bir savunma yapılmasını istiyoruz. Tutukluluk konusunda konuşma hakkım var. Hakkımı gasp ediyorsunuz. Perşembe-Cuma’ya dokunmayın. Burada 22 kişiyi tutukluyorsunuz. Bir tane tweet, üç cümle için bir buçuk yıldır tutukluyoruz. Konuşacağız, konuşturmuyorsunuz. Mahkemenizin duruşmayı yönetim yetkisini bizleri susturmak için kullanıyorsunuz. Tanıkları dinlemeyi, müştekiyi araya sıkıştırmak istiyorsunuz. ‘Özgürlük talebi burada dile getirilmesin’ diye müşteki ve tanık dinliyorsunuz. Perşembe günlerinin tahliye taleplerine ayrılmasını istiyoruz” diye konuştu.    İTİRAZLAR REDDEDİLDİ   Savcılık, söz konusu itirazlara karşın daha önce mahkemenin iki kez karar verdiğini ve taleplerin reddedilmesini isteyerek, tanıkların dinlenmesine devam olunmasını istedi. Savcılık mütalaası ardından mahkeme heyeti, tanıkların dinlenmesi için daha önce karar verdiklerini dile getirdi. Mahkeme heyeti tanık dinlemeye engel bir durum olmadığını belirterek, tanık ve müştekilerin dinlenmesinin devamına karar verdi.    MAHKEME HEYETİ AVUKATLARI DİNLEMEDİ   Avukatlar mahkeme heyetinin kararına itiraz etti. Avukatlar tanıkların dinlenmesine yönelik bir ara karar kurulmasını istedi. Mahkeme heyeti ile avukatlar arasında tartışma yaşandı. Mahkeme başkanı “söz vermediğim sanıklar ve sanık avukatları mahkeme düzenini bozmayın” diyerek, avukatları ve siyasetçileri susturmaya çalıştı.   İTİRAZLARA RAĞMEN TANIK DİNLENDİ   Mahkeme başkanı tüm itirazlara rağmen tanık beyanına geçti. Van Savcılığı’ndan bağlanan Berfin Ağkaya tanık olarak dinlendi.    TANIK: ÇOCUKTUM HATIRLAMIYORUM   Ağkaya, Kobanê eylemlerine dair “Yargılandığım davada suçsuz olduğumuz ortaya çıktı. Onunla ilgili söyleyeceğim birşey yok” dedi. Eylemlere nasıl katıldığının sorulması üzerine Ağkaya, “İsimlerini bilmiyorum ama HDP binalarından kişiler gelmişti. ‘Eğlenceler, halaylar olacak, katılın’, dediler” ifadelerini kullandı. Mahkeme başkanı Ağkaya’nın daha önce verdiği ifadede Kobanê eylemlerini sanal medya üzerinden duyduğunu söylediğini hatırlatması üzerine de Ağkaya, “İkisi de doğrudur. Geçmiş zaman. O zaman çok küçüktüm. Hatırlamıyorum” dedi.   ‘TWİTTER KULLANMIYORUM’   Tutuklu siyasetçi Selahattin Demirtaş, “Sosyal medya üzerinden gördüğünü söylüyor. ‘Tweeti okuyarak mı gittin’ diye sormanız lazım. Bu tweetle yola çıkarak, şiddet eylemine katıldın mı? O tweetle gelmiş. Okul önüne hangi HDP’liler gelmiş, diyor. HDP il binasından geldiklerini nerden biliyor? Tanık ayın 8’inde katılmış. Ne zaman sosyal medya paylaşımlarını görmüş?” sorularının yöneltilmesi istedi.    Ağkaya, hatırlamadığını ısrarla belirtti. Ağkaya, “Twitter kullanmıyordum. Okulun önüne HDP bayraklarıyla gelenler vardı. İsim, şahıs olarak tanımıyorum. 16 yaşında bir çocuktum. Eğlence amacıyla katıldım. Sosyal medyada şiddete dair bir şey yoktu” ifadelerini kullandı.    ‘ANONSU DUYDUM EYLEME KATILMADIM’   İkinci olarak Kocaeli Savcılığı’ndan bağlanan Yılmaz Ekinci tanık olarak dinlendi. Ekinci, tutuklu siyasetçilerin isimlerini duyduğunu ancak tanımadığını belirtti. Mahkeme başkanının 6-8 Ekim olaylarına dair hatırladıklarını anlatmasını istemesi üzerine Ekinci, “Eyleme katılmadım. Devlet Hastanesi’nde zaman geçirdim. O dönemde Muş’taydım. O gün herhangi bir eyleme katılmadım. Çevreden duydum” dedi. Ekinci, mahkeme başkanının daha önce şüpheli sıfatıyla verdiği ifadeyi okuması üzerine ifadeyi kabul etti. Ekinci, Muş’un Malazgirt ilçesinde köyde camiden yapılan anonsu duyduğunu ancak köylerine gelen örgüt üyelerini görmediğini belirtti.    HDP’LİLERDEN BİR MESAJ ALMADIM   Tutuklu siyasetçiler ve yargılanan isimlerin herhangi birinin kendisini eyleme teşvik edip, etmediğine dair soruya da Ekinci, “Hayır, sayın Demirtaş’ın hiçbir etkisi olmadı. HDP’den mesaj gelmedi. Akıllı telefonum yoktu, sosyal medyadan bir şey görmedim” yanıtlarını verdi.    Hatay 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nden bağlanan tanık Mehmet Sapar, o dönemde HDP’nin yönetiminde olduğunu belirtti. Sapar, DAİŞ’in Kobanê’ye saldırması sırasında demokratik hakkını kullandığını belirtti. Sapar, “Antalya’da 6-8 Ekim olaylarında bir bilgim yok. Türkiye’nin her yerinde demokratik platformlar vardı ve demokratik haklarımızı kullandık” dedi. HDP’nin twitter hesabındaki paylaşımı görmediğini de dile getiren Sapar, “2014 yılında yöneticiydim. Basın açıklamalarına katılıyordum. Olaylar yaşanmadı” diye belirtti.    ANAYASAL HAKKIMI KULLANDIM   Didim Savcılığı’ndan bağlanan tanık Kibar Boza, iddianamede ismi okunanların çoğunun eşbaşkanlar olması nedeniyle basından tanıdığını ifade etti. Kobanê olaylarıyla bir ilgisinin olmadığını ve olaylara katılmadığını kaydeden Boza, “Ben HDP üyesiydim. Olaylardan hiçbir şekilde haberim olmadı” dedi. Boza, mahkeme başkanının sorusu üzerine HDP’nin attığı tweeten haberinin olmadığını belirterek, "Ben bir süre HDP Aydın il eşbaşkanlığı yaptım ama belirttiğiniz tweetleri bilmiyorum” şeklinde konuştu. Mahkeme başkanı Boza’nın önceki ifadelerini hatırlatarak HDP tweetini sormakta ısrarcı oldu. Boza, “Basın açıklamasına Anayasal hakkım olarak katıldım ama bunun HDP ile BDP bir alakası yoktu” diye yanıtladı.    ‘AÇIKLAMA YAPMADAN POLİS SALDIRDI’   Ardından avukat Cenk Yiğiter’in “Aydın’da basın açıklamasına katılanlar herhangi bir şiddet eyleminde bulundular mı?” sorusuna Boza, “Basın açıklamaları bizim Anayasal hakkımızdır. Biz daha açıklamayı okumadan polis bize saldırdı ve biz saatlerce bir yerde rehin kaldık” yanıtını verdi.     Antalya Savcılığı’ndan bağlanan tanık Nedime Tunç, “O dönemde IŞİD terörünü protesto etmek amaçlı eylemler vardı. Bir basın açıklaması yapıldı. Sadece HDP değil, emek güçleri ve halk katıldı” açıklamasında bulundu. Yaptıkları basın açıklamasının yasal ve demokratik olduğunu belirten Tunç, Antalya’da da yasal bir eyleme katıldığını belirtti. Emniyetin bilgisi dahilinde yapıldığını da sözlerini sürdüren Tunç, “Sorunsuz bir şekilde eylem yaptık. Ara sokaklarda polisler genç arkadaşlarımızı gözaltına aldı. Emniyetin belirlediği güzergahta eylem yaptık” ifadelerini kullandı.    TUTUKLULARIN TAHLİYESİNİ İSTEDİ   Demirtaş, mahkeme heyetinin özellikle sorduğu soru herhangi bir kişinin talimatıyla katılıp, katılmadığının sorulduğunu belirtti. Demirtaş, “Suç işlendiğine tanıklık ettiniz mi? Bizim suçlandığımız herhangi bir suçlama ile ilgili bizim azmettiriciliğimiz olup, olmadığı sorulsun” diye konuştu. Her siyasi partinin ve kişinin basın açıklaması yapma hakkı olduğunu savunan Tunç, “Taşkınlık, suç işlenmedi. Kitleye atılan pet şişelerine rağmen yöneticilerimiz olay çıkmasını engelledi. Tutukluların hepsinin tahliyesini talep ediyorum. Hiçbiri bizi suça sevk etmedi” ifadelerini kullandı. Meme kanseri tedavisi gördüğünü aktaran Tunç, “Zorla getirilme kararı olduğu için geldim” dedi.   ‘IŞİD’İ PROTESTO ETTİK’   Antalya Savcılığı’ndan bağlanan tanık Neriman Bakır, “Türkiye’nin genelinde IŞİD’i protesto için alana indi. Biz IŞİD’i protesto ettik. Kobanê’de kadın katliamı, çocuk kaçırmalarına karşı alanlara indik. Yönetimde olduğum için Cumhuriyet Meydanı’nda halk alana inmişti. Bizde oraya gittik. O dönemin emniyet amiriyle diyalogdaydık, eylem sırasında hiçbir olay yaşanmadı. Taşkınlık olmadı. Bir şiddet olayına tanıklık etmedim” ifadelerini kullandı.    Bakır, “Halkımız bizden istediği için alana indik” dedi.   ‘TUTUKLU ARKADAŞLARIMIZIN HEPSİ REHİNE’   Avukat Cenk Yiğiter, “HDP Genel Merkezi yarın eylemi kararı aldık. Siz Antalya’da diğer gün ne yaparsanız?” sorusuna Bakır, “Siyasi partilerin Genel Merkezi bir karar olduğu zaman illeri uyar. Tutuklu olan arkadaşlarımızın hepsi rehinedir. HDP suçlu gibi davranılıyor” dedi.   Avukat Mahsuni Karaman dava dosyasındaki suçları sayarak, “Yargılananlar size veya başkasına bu suçlara dair size talimat verdi mi” sorusuna da “Hayır, kesinlikle vermedi” dedi.   ‘SUÇ İŞLENMEDİ’   Antalya Savcılığı’ndan bağlanan tanık Birgül Aydemir, “IŞİD, Kobanê’ye saldırdığında halk ve sivil toplum örgütleri basın açıklaması yaptı. Eylemde suç işlenmedi. Ara sokaklarda gençlerin gözaltına alındığını duydum” ifadelerini kullandı.    Demirtaş, “Dava Antalya’daki bir açıklamanın davası değil. Biz Kobanê eylemlerinden yargılanmıyoruz. Doğrudan suçları sormanız lazım. Bizim onları herhangi bir şiddete teşvik edip, etmediğinizi sormanız lazım. Hangi olaylar olduğunu sormuyorsunuz” diyerek, tepki gösterdi. “Biz insanları Kobanê eylemlerini protesto etmeye çağırmadık, demiyoruz ki” diyen Demirtaş, “Öldürmeye, yağmaya, çocuk düşürmeye azmettirdi mi? diye sorun. Biz insanları IŞİD barbarlığına karşı demokratik haklarını kullanması için çağırdık” dedi.   Antalya Savcılığı’ndan bağlanan tanık Sevim Alpar, “Hepsi tahliye olsun, ne yapmışlar sanki” sözleriyle konuşmasına başladı. 6-8 Ekim Kobanê eylemlerine dair Sevim, “IŞİD, Kobanê’ye saldırılıyordu. Basın açıklaması yapıldı ve dağıldık” dedi. Alpar, “Okuma yazmam olmadığı için sorular kafamda kalmıyor. Selahattin Başkan kimseyi öldürmemiz için çağrı yapmadı. Hiç kimse bize talimat vermedi” ifadelerini kullandı.   Duruşmaya ara verildi.