Kobanê Davası: 2019’da yapılan konuşma 2014’le ilişkilendirildi! 2022-03-07 13:07:19 ANKARA- Kobanê Davası’nda konuşan avukat Çiğdem Kozan, Ayla Akat Ata’nın 2019 yılında yaptığı konuşmasının dosyaya konulduğuna dikkati çekerek, “2019’da yapılan bir açıklama nasıl olur da 2014’teki bir eylemle ilişkilendirilir” diye sordu.  DAİŞ’in Kobanê’ye yönelik saldırılarına karşı 6-8 Ekim 2014’te gerçekleşen protesto eylemleri gerekçe gösterilerek aralarında Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Eş Genel Başkanları, Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyelerinin de bulunduğu 22’si tutuklu 108 ismin yargılandığı Kobanê Davası’nın 10’uncu duruşması, 5'inci gününde Sincan Cezaevi Kampüsü’ndeki salonda devam ediyor.   Duruşma HDP Milletvekili ve Tevgera Jinên Azad (TJA) Aktivisti Ayla Akat Ata’nın avukatı Çiğdem Kozan’ın savunmasıyla başladı. Kozan, savunmasında ifade özgürlüğünün önemine vurgu yaptı. AİHM’in Aksoy/Türkiye kararını hatırlatan Kozan, aynı durumun Kobanê Davası’nda da görüldüğünü belirterek, dava nedeniyle yargılananlarının silahlı bir çağrı yapmadığını vurguladı. Kozan, müvekkilinin silahlı bir çağrı yapmadığını, siyasi tartışmalarda fikir beyanında bulunduğunu belirterek düşünceyi ifade etme hakkının ihlal edildiğini söyledi.   2019 KONUŞMASI 2014’LE İLİŞKİLENDİRİLDİ   Müvekkilinin açıklamalarının 6-8 Ekim 2014’te protestolarıyla illiyet bağı olmadığını belirten Kozan, Ata’nın 2019 yılında yaptığı konuşmasının da dosyaya konulduğunu hatırlatarak “2019’da yapılan bir açıklama nasıl olur da 2014’teki bir eylemle ilişkilendirilir” diye sordu. Dosya kapsamında HDP’nin tweetinin şiddete çağrı olarak değerlendirildiğini hatırlatan Kozan, tweetin dayanışma çağrısı olarak yapıldığına dikkati çekti. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) Demirtaş kararıyla tweet ve şiddet arasında bir bağ bulunmadığının tekrar teyit edildiğini belirten Kozan, Kobanê halkıyla dayanışma için birçok kurumun ve kişilerin çağrı yaptığını hatırlattı.     ‘ERDOĞAN AÇIKLAMASININ ARDINDAN ŞİDDET ARTTI’   DAİŞ’in Kobanê’ye yönelik saldırılarına karşı 6-8 Ekim protestolarından önce farklı tarihlerde halkın farklı kentlerde protesto ve eylemler yaptığını anımsatan Kozan, HDP’nin çağrısından önce de eylemlerin olduğunu hatırlattı. Halkın HDP çağrısından önce de Kobanê’yle dayanışma içinde olduğu vurgusu yapan Kozan, Erdoğan’ın “Kobanê düştü, düşecek” açıklamasının ardından şiddet olaylarının başladığını söyledi.   EFKAN ALA’NIN SÖZLERİNİ HATIRLATTI   Kozan, HDP tarafından şiddet olayları olma ihtimaliyle ilgili dönemin İçişleri Bakanı Efkan Ala’nın uyarıldığını hatırlatarak, Ala’nın “Bizim kontrol edemediğimiz güçler var sahada” ifadelerini kullandığı söyledi. Eylemler sırasında “Karanlık güçlerin” harekette olduğunu söyleyen Kozan, HDP’nin şiddetsizlik çağrısı da yaptığını hatırlatarak gelişen olayların HDP’yle bağlantılı olmadığını belirtti. Olaylardan yaklaşık bir ay sonra 1 Kasım Uluslararası Kobane Günü’nde yapılan eyleme en az 20 bin kişinin katıldığını hatırlatarak, “Eğer şiddet çağrısı yapsalardı, 1 Kasım’da 20 bin kişinin katıldığı eylemde neden çatışma olmadı” diye sordu.    ‘ERİL YARGI’   Ata’nın İçişleri Bakanlığı’nın izniyle kurulan Rosa Kadın Derneği ve TJA üyesi olmasının suç sayıldığını ifade eden Kozan, “Bu kurumlar yasal kurumlar, bakanlığın izniyle kurulmuş bir kurumda faaliyet yürütmek suç olamaz” dedi. Dava dosyasıyla TJA’nın şiddetle ilişkilendirerek ilegalleştirilmeye çalışıldığına dikkati çeken Kozan, iddianamede TJA’yı şiddetle ilişkilendirecek somut bir delilin olmadığını söyledi. İddianameyle kadınların mücadelesinin “Yargı eliyle taciz edildiğini” ifade eden Kozan, mahkemenin Ata’nın tutuklu halinin devam kararı vermesinin kadın mücadelesine yönelik “Eril yargıyla” verilen bir gözdağı olduğunu belirtti.     ‘DÜŞMAN CEZA HUKUKU’    AİHM’in Türkiye’yi sık sık mahkum ettiğini belirten Kozan, mahkemeye heyetine “Bunun nedeni sizin gibi kararlar veren hakimlerdir” dedi. AİHM’in HDP’li vekillere yönelik davalarda hak ihlali kararı verdiğini hatırlatan Kozan, Türkiye’de HDP’lilere yönelik düşman ceza hukukunun yürürlükte olduğunu ifade etti. Kozan, savcılığın “Önce tutuklayalım sonra delil buluruz”  diyerek hareket ettiğini belirterek “Masumiyet karinesi değil, suçlu karinesi yürürlükte” dedi.   BEĞENDİĞİ TWEET DE DOSYADA   Davadaki delillerin çarptırtıldığını belirten Kozan, Ata’nın 2012’de operasyon bölgesine yaptığı ziyaretin iddianamede 2015 yılından sonra yapılmış gibi gösterildiğini söyledi. Emniyetin Twitter araştırmasında Ata’nın paylaşmadığı bir tweetin sadece beğendiği için dosyaya eklendiğine dikkat çeken Kozan, “Emniyet bu cesareti, dosya savcısından alıyor” dedi. Kozan, iddianamenin savcılık tarafından değil emniyet tarafından hazırlandığı için hukuki bir boyutu olmadığını söyledi.    Duruşmaya bir saat ara verildi.