Öcalan’dan kadınlara: Tek kurtuluş özgürlük 2022-03-07 09:48:32   HABER MERKEZİ - Demokratik çözümün ancak kadının eşitlik, özgürlük hukukuyla beraber mümkün olacağına işaret eden PKK Lideri Abdullah Öcalan, kadınlara “Tek kurtuluş özgürlüktür” diye seslendi.    PKK Lideri Abdullah Öcalan, “Kadın özgürleşmedikçe, toplum özgürleşmez” teziyle, özgürlüğün yol haritasını ortaya koydu. Öcalan’dan ilham alan kadınlar, bugün Kürt kadınlarının öncülüğünde “Özgür Kadın Yürüyüşü”nü sürdürüyor. Özgürlük yürüyüşünü bu yıl “Dem dema azadiya jinan e” sloganıyla 8 Mart Dünya Kadınlar Günü kapsamında alanlara çıkarak sürdüren kadınlar, taleplerini haykırmaya devam ediyor. "Kadın Özgürlükçü, Ekolojik, Demokratik Toplum Paradigması” ile özgürlük yürüyüşünde kadınların mücadelesine ışık tutan Öcalan’ın, "diyalog süreci" olarak adlandırılan 2013 ile 2015 yılları arasında İmralı Heyeti ile yaptığı görüşmelerde de temel gündemlerinden biri kadın özgürlüğü oldu.    KADININ ÖZGÜRLEŞMİŞ HALİ    Öcalan, İmralı Heyeti’yle 23 Şubat 2013’te yaptığı görüşmede, kadını özgür olmayan bir halkın özgür olma şansının olmadığını belirterek, “Kadın özgürlük hareketini yaşıyoruz. Sakine (Sakine Cansız) örnektir. Sakine’nin hayatı örnektir. Kadının özgürleşmesi, Sakine’nin mücadelesidir. Kadın özgürleşmelidir. Büyük kadın kahramanlar var. Yaşamın kutsallığı önemlidir. Kölelikten vazgeçilmelidir. Kadını özgür olmayan bir halk özgür olamaz. Kadının tam özgürleşmiş hali tanrısallıktır” dedi.    ÖZGÜR KADIN GÜNEŞ GİBİ DOĞAR    Kadının özgürleşmesi gerektiğini vurgulayan Öcalan, 18 Mart 2013 tarihli görüşmede, “Ortadoğu’da kadın yükselmek zorundadır. Kendinizi özgürleştirmelisiniz. Kadın evin içinde olunca köleleşiyor. Bazı erkeklerde karılaşma var. Kadın özgürlükçüsü olmak lazım. Kadına biçim vermeyi ahlaksızlık sayıyorum. Kadının ‘xweda’sı gerekir. ‘Xweda’ kendi kendini doğurmadır. Özgür kadın bir güneş gibi doğar. Jin (Kadın), jiyan (Yaşam) kelimeleri çok anlamlıdır. Kadınlar kudretli, özgür ve karar sahibi olmalı. Kadın değerli bir varlık. Jin-jiyan kelimeleri bunun için değerlidir. Öz kararları olan kadınlar yetiştirin. Kadınların özgür yaşam evleri, binaları olmalı. Yaşamı kararlaştıracağınız mekânlar olmalı. Çalışmalarınızın temeline özgür kadın arayışını alın. Tekrar ediyorum, kadınsız yaşam olmaz. Umutlu olun, emek harcayın. İnanarak yapın. Kadın temelli çalışma önemlidir” önerisinde bulundu.    ERKEKLERE GÜVENMEYİN   İmralı Heyeti’nin 3 Nisan 2013 tarihli görüşmesinde Öcalan, Ortadoğu Kadın Konferansı’na dair şunları söyledi: “Kadınların gerçek yaşama geçişi bugünle bağlantılıdır. Kadınlar için özgür yaşamı yaratmak için uğraşıyorum. Kadınlar da bu temelde Ortadoğu Kadın Konferansı’nı ele alabilirler. Kadınsız yaşam olmaz, ama mevcut kadınla da yaşam olmaz dedik. ‘Ya benimsin ya toprağın’ diyorlar, ‘Sırtından sopayı, karnından sıpayı eksik etme’ diyorlar. İşte bu kadar korkunç bir kültür var. Kadın çalışmaları önemlidir. Daha önce kadın yaşam merkezleri demiştim. Kadın kolektifi diyebiliriz. Kadınların ekonomi, sosyal paylaşım çalışmaları olmalıdır. Erkeklere güvenmeyin. Erkeklerin kadından anladıkları ‘al birini kaç’tır. Kadın olmak müthiş bir şey. Aile yok olsun demiyorum. ‘Erkeği Öldürmek’ kitabımda iyi anlaşılır. Sonsuz boşanma lafımı yanlış anlamayın. Kadınla müthiş yaşanılabilir. Bunlar yanlış değildir. Erkek dogmatiğini yıkın. Mesele çocuk doğurmak değil, o çocuğu yetiştirmektir. Üç ya da dört kadın bir araya gelince çözüm üretin. Erkekler kendilerini tanrısallaştırıyor. Sizler de kadınlığınıza güvenin.”   ERKEK FAŞİZMİNİN KAPISI ARALANDI    “Kadın için sözümüz bitmedi” diyen Öcalan, İmralı Heyeti’yle 14 Nisan 2013 tarihinde yaptığı görüşmede, “Kadın kendisini 5 bin yıllık kölelikten arındırabilir. Erkek faşizminin kapısını araladım. Onlarla yoğunlaşmamızı halen yaşıyorum. Bütün yaşamı sosyal olarak ve estetik olarak siz belirleyeceksiniz. ‘Kim beni alacak’ diyor, parası olan erkeğe gidiyorsunuz. Bu korkunç ölümcül bir hastalıktır. Ekonomik yaşamı, sosyal yaşamı, estetik yaşamı siz inşa edecek ve böylelikle biz vahşi erkekleri düzelteceksiniz. Yüce kadınlar birliği önemlidir. Ortadoğu kültüründe bu var. Hititlere, Sümerlere gidin. Kendinize güveneceksiniz. Sabrınız var, emeğiniz var” diye konuştu.    NEOLİTİK TOPLUMUN YANSIMASI   Eşitlik ve özgürlüğün kadın sorunuyla çözülebileceğinin altını çizen Öcalan, 7 Haziran 2013 tarihli görüşmede, “Bizim devrimimiz, aynı zamanda kadın devrimidir. Kadının köleliğini aştıracağız. Bu bir sınıf devrimi değil. Kadın devrimi öncü devrimdir. Yoğunlaşmalarım var, ileride yazacağım. Kadınların durumu korkunçtur. İşsizdirler. Kadınlar işsizlik yüzünden başka yerlere gidiyorlar. Kendinizi yeniden yaratacaksınız. Kadın özgür ve cesur olmalı. Kadın yaşam dışı bırakılmış. Kadını ezersen, kuluçka makinasıymış gibi ezersen, egemen olursun tabii. Neolitik toplumun bir yansımasıdır. Kadını bu duruma getiren erkek aşağılıktır” ifadelerini kullandı.   KADIN KATLİAMLARI   PKK Lideri, kadın katliamlarına değindiği 8 Şubat 2014 tarihli görüşmede, “Her gün onlarca kadın öldürülüyor. Bu ölümler savaştan daha beterdir. Bu devletin güvenliği meselesidir. Kadınla müthiş yaşanabilir ama kadın bugün zavallı bir durumda. Çocuk gelinler meselesi. Çok acı bir şey. Aldığında eş olur, tecavüz edersen leş olur. Sonra onun yüzüne nasıl bakılır? Kadını özgürleştiremeyen devrim, devrim değildir” şeklinde konuştu.   KÜRT SORUNUNUN KÖKENİ    Kadın sorununun Kürt sorunu ve tüm toplumsal sorunların kökeni olduğunu vurgulayan Öcalan, 1 Haziran 2014 tarihli heyet görüşmesinde, “Her gün kadın cinayetlerini vahşet boyutunda yaşıyoruz. Kadın bu kadar alçakça öldürülmez, bu ülkenin vatandaşı bunu kabul edemez. Ama kadının dört tarafı zincirle bağlanmıştır adeta. Biz bunu yırtmadan sosyalist olamayız, siyaset yapamayız. Bunu bilince çıkarmak gerekir. Bir evlilik için bir hareketi yok edebilirler. Bir evladı için her şeyi yok edebilirler. Kürt erkeğinde de bu vardır. Bir erkeğin gücü, bir kadın karşısında gösterdiği duyarlılığın etik ve estetik çözümlemesi ile ilgilidir. Sen bir kadınla yaşamayı bilmezsen, devrim yapamazsın, belediyecilik bile yapamazsın” değerlendirmesinde bulundu.   KADININ KARAR VERME GÜCÜ    PKK Lideri, 15 Ağustos 2014 tarihli görüşmede, kapitalist sistemde her erkeğin, her kocanın tecavüzcü olduğunu belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Kadın sosyolojisini dünyada benden daha iyi yapacak kimse yoktur. Kadını güçlendirmek lazım. Kadın kocasının eşi, babasının kızı değil, kendisinin olacak. Bir kadını alma, kızını verme vb. terminolojisini asla kabul edemeyiz. Kadın etiği dediğim şey işte kadının karar verme gücüdür. Son olarak 21. yüzyılın ideolojisi kadın özgürlüğüdür. Kendini bıçaklamak, yere atmak, bunlar rezalet! Tek kurtuluş özgürlüktür. Ben çocukken bile anamın savaş tarzını mahkûm ettim. Urfa’da köy savaşçılığını, namus savaşçılığını çocukluğumda yırtıp attım. O dönem birbirimizi öldürmemiz gereken ailenin çocuklarıyla ilişki kurdum. Elif adında bir yaşıtım vardı, düşmanımızdı, görüşmememiz gerekirdi. Ama ben Elif’le de diğerleriyle de bağımı koparmadım. O geleneğe göre benim 15 yaşında ölmem gerekiyordu. Ben ise yaşamak ve ideallerimi gerçekleştirmek istiyordum. Bu konuda ailenin dayatmalarını kabul etmedim, namusu yırtıp attım.”    ÖZGÜRLÜK TUTKUSUNUN DOĞUŞU   Öcalan, evliliği “Toplumsal yutum merkezi” olarak nitelendirdiği 29 Kasım 2014 tarihli görüşmede, “Geldiğimiz aşamada Kürt aşkı, teorik olarak kazanılmıştır. Platonik aşk kazanıldı. Bu Platon'un adından geliyor. Bu sosyal bir aşk, toplumsal bir aşktır. Öyle tutkulu aşk, cinsel aşk anlamında söylemiyorum. Bizim ki kadın özgürlüğüdür. Şimdi bütün dünya da görmeye başladı. İşte bu kadın dergileri de o güzelliği vermeye başladı. İşte, bu özgürlük tutkusu, buradan doğdu. Bunları söylemekle bekarlığı da övmüyorum. Bunlar doğru anlaşılmalı. Erdoğan da benim söylediğimin tersini söylüyor. 3 çocuk, erken evlilik diyor. O da bilinçli olarak söylüyor, ben de bilinçli olarak söylüyorum. İki anlayış çatışıyor. Bakalım o mu kazanır, biz mi kazanırız göreceğiz. Benim buradaki Demokratik Çözüm başlıklarımda da kadın özgürlüğü birinci maddedir. Devlet heyeti ile de konuştum. Onlar anlamıyorlar. ‘Bunun demokratik çözümle ne alakası var’ diyorlar. Ben net konuşuyorum. Demokratik çözüm ile ilişkisi nettir. Demin de söyledim, bu kadar kadının öldürüldüğü bir ülkede, ben bu devlete üye olmam. Çözüm; kadının eşitlik, özgürlük hukukuyla beraber olur. Kadın hukuku, özgürlük hukuku benim için esastır” dedi.    MA / Özgür Paksoy