Kaya: Tecridin kaldırılması için herkes elini taşın altına koymalı 2022-03-06 09:18:03   İSTANBUL - PKK Lideri Abdullah Öcalan’dan haber alınamama halinin kaygı verici olduğunu ve yetkililerin suç işlediğini belirten Av. Ümmühan Kaya, tecridin ve ihlallerin kaldırılması için herkesin elini taşın altına koyması gerektiğini söyledi.    Asrın Hukuk Bürosu, PKK Lideri Öcalan’ın bulunduğu İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi'nde son bir yılda yaşanan hak ihlallerini içeren “2021 İmralı Tespit Raporu”nu açıkladı. İmralı Cezaevi’nin Şubat 1999'da Öcalan’a özgü inşa edilmiş tek kişilik bir ada cezaevi olduğu belirtilen raporda, İmralı Cezaevi'nde iç hukuk ve uluslararası hukukun devre dışı bırakıldığı vurgusu yapıldı.   İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Cezaevi Komisyonu’nda yer alan avukat Ümmühan Kaya, İmralı’daki ihlallere dair değerlendirmelerde bulundu.     HUKUKSUZLUK HALİ    İmralı cezaevine yönelik özel bir hukuksuzluk hali yaşandığını vurgulayan Kaya, İmralı’da uygulanan hukuksuzluğun Türkiye'nin ve dünyanın hiçbir yerinde uygulanmadığına dikkat çekti. Özelde PKK Lideri Abdullah Öcalan’a, genelde ise diğer tutuklular üzerinde özel bir hukuksuzluk halinin yaşandığını belirten Kaya, Öcalan ve diğer tutuklulardan 25 Mart 2021’den itibaren haber alınamadığını hatırlattı. Kaya, bu durumun, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) 3’üncü maddesi ile infaz yasası, anayasa ve İnsan Hakları Evsensel Bildirgesi’ne aykırı olduğunu belirtti.    ‘YETKİLİLER SUÇ İŞLİYOR’   İmralı Cezaevi’nin özel bir “statüsü” olduğunu belirten Kaya, Öcalan’ın avukatlarıyla görüştürülmesinin yasal bir hak olduğunu kaydetti. Bu hakkın engellenmesinin ihlal olduğunu dile getiren Kaya, “Öcalan, yaklaşık bir yıldır kendi avukatlarıyla görüştürülmüyor. Buna ilişkin resmi bir gerekçe de yok. Kamuoyundan ve avukatlarından öğrendiğimiz kadarıyla avukatlarına tebliğ edilen bir karar da yok. Varsa bile gayri hukuki bir gerekçe öne sürülüyor. Bu tamamen insan haklarına aykırı bir durumdur. Bunun bir an önce sona erdirilmesi lazım. Bu duruma zemin hazırlayan her bir yetkili suç işlemekte, buna sessiz kalan her bir kurum ise bu suça ortak olmakta. Çünkü bir tutsak cezaevine girdikten sonra onun her türlü yaşamsal, sağlık, iletişim her türlü hakkı, bizzat devletin koruması altındadır. Devlet bunu korumayı taahhüt eder" dedi.    AĞIRLAŞTIRILMIŞ İNFAZ REJİMİ   Öcalan ve İmralı’da bulunan diğer tutukluların da haklarının tamamen ortadan kaldırıldığını kaydeden Kaya, ağırlaştırılmış bir infaz rejimi ile karşı karşıya olduklarının altını çizdi. Öcalan’ın avukatlarının hazırladığı rapora değinen Kaya, sözlerini şöyle sürdürdü: “2021 İmralı Tespit Raporu oldukça detaylı bir rapor. Bana göre, oradaki en dikkat çekici kısım, geçen yıldan bu yana onlarca kez avukatların ısrarla görüş talebine karşı, bilgi alma talebine karşı, herhangi bir cevabın verilmemesidir. Bu hukuk devletinde çok karşılaştığımız bir durum değil. Çünkü doğrudan devleti ilgilendiren bir problem varsa, bu problemin karşısında resmi bir cevap vermek zorundasınız. Ancak bütün başvurular yanıtsız kalıyor. Gerek Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından gerekse Adalet Bakanlığı tarafından özellikle bu iletişimsizlik hali çok büyük bir hukuksuzluktur ve büyük bir insan hakkı halidir."   HABER ALINMAMASI KAYGI VERİCİ   İmralı’dan haber alınamamasının kaygı verici olduğunu aktaran Kaya, “Şu an İmralı'da neler olduğuna dair hiç kimsenin bir haberi yok. Bu yüzden Öcalan ve buradaki tutsakların ne durumda olduğu büyük bir bilinmezlik. Avrupa Konseyi İşkencenin Önlenmesi Komitesi (CPT), daha önce de İmralı’ya yönelik raporunu açıklarken, oradan uzun süre haber alamama haline vurgu yapmıştı. Uzun süre haber alamama hali, şu anda büyük bir çıkmaz olarak önümüzde duruyor. Bu şu anda büyük bir işkencenin başka bir versiyonu ve parçasıdır" diye belirtti.   TAVIR SERGİLEMİYORLAR   İmralı hususunda uluslararası kurumların şeffaf ve objektif olmadığına dikkat çeken Kaya, şunları söyledi: "Bu onların ikiyüzlülüğünü oraya koyuyor. Özellikle hak ihlallerine yönelik net bir tavır sergilemiyorlar. Şu anda her ne kadar İmralı özelinde konuşsak da Türkiye cezaevleri tamamen insan hakları çerçevesi dışına çıkılmış bir durumda. Tutukluların yaşam, sağlık, iletişim hakları hemen hemen bütün hakları büyük bir tehdit altında. Bu kadar hak ihlali yaşanırken, bir yaptırım ya da buna dair uluslararası bir çalışma yok. Ne yazık ki bu da uluslararası kurumların şeffaf olmadığını, yayınladıkları ilkelerle paralel tutum sergilemediğini ortaya koymaktadır."     HERKES ELİNİ TAŞIN ALTINA KOYMALI    İnsan hakları savunucuları olarak İmralı’da süren tecrit ve diğer tutuklulara yönelik haksız, hukuksuz tutumların bir an önce sona ermesini isteyen Kaya, "Yetkinlikleri bir an önce görevlerini yapmaya, kamuoyunu ise bir an önce duyarlılığa davet ediyoruz. Herkesin elini taşın altına koymaya davet ediyoruz" diye konuştu.   MA / Esra Solin Dal