Aydoğan: Öcalan’ın özgürlüğü kitlesel mücadeleyle sağlanacak 2022-03-04 09:15:43 İSTANBUL - PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın özgürlüğünün kitlesel mücadele ile sağlanacağını belirten siyasetçi Nursel Aydoğan, Kürt sorununun çözümü ve demokrasi için Öcalan’ın özgür olması gerektiğini söyledi.  Asrın Hukuk Bürosu, PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın bulunduğu İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi'nde son bir yılda yaşanan hak ihlali raporunu 22 Şubat’a açıkladı. Raporda son 11 aydır Öcalan’dan haber alınamadığına dikkat çekilerek, İmralı’da ağırlaştırılmış infaz rejiminin başından bu yana bir “işkence” rejimi olduğuna yer verildi. İmralı’da temel hak ve özgürlüklerin sistematik olarak ihlal edildiğine yer verilen raporu, geçtiğimiz aylarda Öcalan üzerindeki tecrit dosyasını Avrupa Konseyi İşkenceyi Önleme Komitesi’ne (CPT) teslim eden heyet arasında yer alan siyasetçi Nursel Aydoğan değerlendirdi.    Avukatların her sene raporu hazırlayıp kamuoyuna sunduğunu hatırlatan Aydoğan, bu sene açıklanan raporun İmralı’da 23 yıldır yaşananların bir özeti niteliğinde olduğunu söyledi. İnsan Hakları Derneği (İHD) Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV), Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) ve Çağdaş Hukukçular Derneği’nin (ÇHD) de açıklamaya katılması ve raporda imzalarının bulunmasının önemine değinen Aydoğan, “Rapora baktığımızda avukatların 60’tan fazla ulusal ve uluslararası kuruma başvurduğunu görüyoruz. Avukatların uluslar arası alanda yaptığı başvurular genel itibariyle Avrupa Birliği’ne bağlı kurumlaradır” dedi.   AB'NİN KARARLARI    Kürt sorunuyla ilgili herhangi bir konu gündemdeyse Avrupa Birliği’nde (AB) tarafsızlık ve bağımsızlık beklememek gerektiğine vurgu yapan Aydoğan, böyle bir durumda AB’nin devletlerin çıkarlarını ön planda tuttuğunu kaydetti. AB’nin verdiği kararlarla siyasal bir kurum haline geldiğini ifade eden Aydoğan, bunun için 23 yıldır Öcalan’ın aile, avukat ve toplumun çeşitli biçimlerde yaptıkları başvurulara olumlu yanıt verilmediğini söyledi.   SAĞLIK VE YAŞAM KOŞULLARI    AB’nin Kürt meselesine bakışıyla paralel bir biçimde kararlar verdiğini belirten Aydoğan, 2 ay önce CPT ile yaptıkları görüşmeyi hatırlattı. Aydoğan, “Yaptığımız görüşmede Sayın Öcalan’dan bir yıldan beridir görüşmenin yapılmadığını ifade ettik. Bir yıldır İmralı’dan ne aile görüşmesi, ne avukat görüşmesi yapılabiliyor. Yine ne mektup ne de faks vb. hiçbir şey  gönderilmiyor. Sayın Öcalan ve yanında bulunan diğer üç tutuklunun ne sağlıkları, ne yaşamları hakkında bir haber yok. Bu başlı başına bir işkencedir. AB’nin bu durumun farkına varması gerekiyor” dedi.   İŞKENCE SİSTEMİ   Asrın Hukuk Bürosu’nun İmralı İnfaz Sistemini “İşkence Sistemi” olarak tanımladıklarını ifade eden Aydoğan, Avrupa kurumlarının da bu işkence sistemine ortak olduğunu söyledi. CPT ile  yaptıkları görüşmede bu işkence sistemine de değindiklerini belirten Aydoğan, “Görüştüğümüz yetkili bir gün sonra yapacakları CPT toplantısına bu durumu götüreceğini söylemişti. O tarihten sonra ne yapılıp yapılmadığını bilmiyoruz. Çünkü CPT’nin kuruluş yasasında yanlış bir şey var. Evet, denetleme yapıyor fakat yaptığı denetlemeyi kamuoyuyla paylaşıp paylaşmama konusunda bir yetkisi yok. Ancak denetim yaptığı devletler müsaade ederlerse bu paylaşımı yapabiliyor” diye belirtti.   SORUMLU AK VE CPT’DİR   Bu durumun değişmesi gerektiğine vurgu yapan Aydoğan, “Eğer gidilip görüşülüyorsa bile oradaki durum ailelerle, avukatlarla, toplumla, demokratik kitle örgütleriyle paylaşılmıyorsa bunun bir anlamı da kalmıyor. Sadece devletlerin bilgisi dahilinde kalıyor oradaki yaşananlar. Sayın Öcalan İmralı’ya getirildiği ilk gün iki kişi yanına gidiyor ve kişiler ‘Biz Avrupa Konseyi üyesiyiz. Bundan sonra bu cezaeviyle ilgili her şeyden biz sorumluyuz. Bu cezaevi bize bağlı’ diyor.  Doğrudur, İmralı Cezaevi’nde yaşananların hepsi de Avrupa’nın ve CPT’nin kontrolündedir. Orada olumsuz veya olumlu ne varsa Avrupa Konseyi ve CPT bundan sorumludur” diye konuştu.    TOPLUMSAL MÜCADELE ŞART    Öcalan’a yönelik tecridin kaldırılması için toplumsal bir mücadelenin şart olduğuna vurgu yapan Aydoğan, “Artık Sayın Öcalan’ın özgürlüğünü konuşmamız gerekiyor. Zaten 2022 yılında şimdiye kadar öne çıkan slogan ‘2022 yılı Öcalan’a özgürlük yılı olacak’ biçimindeydi. Önümüzde Newroz var. Ağırlaştırılmış tecrit koşullarına karşı ve Sayın Öcalan’ın özgürlüğüne yönelik bir Newroz olacak. Şimdiden inanıyorum ki bu yılki Newrozlar kitlesel olacak, Öcalan’ın özgürlüğü de kitlesel olarak verilen mücadeleyle sağlanacak” diye belirtti.   ‘ÖCALAN ÖZGÜR OLMALI’   Aydoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Türkiye gibi bir ülkede mücadelenin ivmesi yükseltilmezse hem tecridin kalkması hem de Sayın Öcalan’ın özgürleşmesi mümkün değil. ‘Ne kadar mücadele, ne kadar direniş, o kadar özgürlük’ diyoruz. Bizim tek bir gündemimiz var. O da Kürt sorununun çözümü. Bu da Sayın Öcalan’ın tecrit koşullarının kaldırılması ve özgürlüğü ile mümkündür. Türkiye’de Kürt sorunu çözülmezse ülkeye demokrasi gelmez. Kürt sorunun çözülmesi ve demokrasinin gelmesi için Sayın Öcalan’ın özgür olması gerekir.”   MA / Ferhat Çelik