Adalet arayan kadın: Son nefesime kadar mücadele edeceğim 2022-03-02 09:02:02 İZMİR - İzmir'de Adalet Nöbeti tutan 80 yaşındaki Medine Kaymaz, çocuklarıyla birlikte 30 yıldır direndiğini ve son nefesine kadar mücadele edeceğini söyledi.  Hasta ve infazı yakılan tutukluların aileleri, Diyarbakır ve Van'dan sonra 12 Şubat'ta İzmir’de Adalet Nöbeti başlattı. İzmir Barosu'nda başlatılan Adalet Nöbeti yeni katılımcılarla sürerken, aileler talepleri kabul edilinceye kadar nöbeti sürdüreceklerini yineliyor. Hafta içi her gün saat 13 ile 15 arası nöbette olan aileler, ülkedeki adaletsizliğe karşı adalet talebinin her yerde büyütülmesini istiyor.    İzmir'deki Adalet Nöbeti'nde olan annelerden biri de Tekirdağ F Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunan Bayram Kaymaz’ın 80 yaşındaki annesi Medine Kaymaz. Mardin'in Savur ilçesinden yaklaşık 30 yıl önce ekonomik sorunlardan kaynaklı İzmir'e yerleşen Kaymaz’ın 8 çocuğu bulunuyor. Kaymaz'ın çocukları İzmir'de Kürt kimliği ve mücadelesinin bilinci ile tanıştı. Mücadelenin tanışması ve tüm aileyi peşinde sürükleyen kişi ise çocuklarından Bayram Kaymaz oldu.   EN AZ 5 DEFA GÖZALTINA ALINDI   Bayram Kaymaz, askere gidip geldikten sonra yaşadıkları zorluklardan kaynaklı İzmir'de Kürt gençlik mücadelesi içinde yer almaya karar verdi. Kendisiyle birlikte ailesini de bilinçlendirdi. Bayram, İzmir'de 2 yılın ardından tutuklandı. Ancak ailesi dışarda mücadelesini sürdürdü. Mücadeleyi devralan aile üyelerinin tümü baskı ve zulümden nasibini aldı. Kızlarından biri de Bayram'dan hemen sonra tutuklandı. Anne Kaymaz da en az 5 defa farklı yılların tarihlerinde gözaltına alındı. Anne Kaymaz'ın oğlu Bayram Kaymaz cezaevindeyken, 2 kızı ise baskılar sonucu farklı tarihlerde PKK'ye katıldı.     KOMPLOYA KARŞI KENDİSİNİ YAKTI   1971 Mardin doğumlu olan Bayram Kaymaz, 1995 yılında siyasi gerekçelerle tutuklanıp müebbet hapis cezasına çarptırıldı. 27 yıldır değişik cezaevlerinde tutulan Kaymaz, 1999 yılında PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın Türkiye'ye teslim edilmesini bulunduğu Nazilli E Tipi Cezaevinde bedenini ateşe vererek protesto etti. Aylarca tedavi gören Kaymaz, vücudu ve kafasının büyük bölümü yandı. Ancak, yeterli tedaviyi göremediği için sağlık koşulları her geçen gün kötüleşti. İzmir Kırıklar F Tipi Cezaevindeki revir doktorunun "yanlış" iğne yapmasından dolayı belden aşağısı felç oldu. Yaptığı eylemden dolayı gözlerinde de sorun yaşayan Kaymaz, 17 Kasım 2009'da İzmir Kırıklar F Tipi Cezaevi'nden Şeyhmus Poyraz, Cumali Karsu, Hasbi Özdemir, Hakkı Alpan'la birlikte PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın bulunduğu İmralı Yüksek Güvenlikli F Tipi Cezaevi'ne sevk edildi. Ancak 2015 yılında İmralı'dan alınarak, Tekirdağ Cezaevi'ne gönderildi.    ANLATILMASI GÜÇ BİR DUYGU: İMRALI    Bayram Kaymaz, 2010'da arkadaşlarına yazdığı mektupta İmralı yolculuğunu ve Öcalan ile ilk tanışma anını yazdı. Kaymaz'ın mektubu İmralı'da 11 yıl sonra çıkan ilk mektup oldu. Kaymaz, İmralı yolculuğunu şu sözlerle anlattı: "Ömrümde en heyecanlı, en coşkulu ve anlatılması güç bir duygu yoğunluğu yaşadığım bir yolculuk oldu. Sabahın tan vaktinde bir baktık Ada'ya varmışız. Varır varmaz işlemler başladı, devam ederken ben gözlerimi gökyüzüne dikmiş kanat çırpıp çığlık çığlığa yüzlerce martıyı seyrediyordum. Ve karşılama anını sabırsızlıkla beklemeye başladım. Zaman bir türlü geçmiyordu, boğuşuyordum adeta iki-üç metrelik bir alanda deli divane gibi dolanıp duruyordum."    ÖCALAN İLE İLK BULUŞMA   Kaymaz, Öcalan ile ilk buluşmasını şöyle anlattı: "Hem kendim hem de tüm arkadaşların yüreğiyle özlemle kucakladım. Kendimi zor tuttum. Bu halim gözlerden kaçmadı. Öcalan, 'Rahat ol, kendini fazla sıkma, heyecanını kaybetme, ama duygularını kontrol etmeyi de bilmelisin. Çoğunuz hep böyle yaklaşıp tavır sergiliyor. Sevginizden, saygınızdan, bağlılığınızdan kuşku duymadım. Ama bunu daha da anlamlandırmak, özgüveni kaybetmemekle daha sağlıklı ve özgür bir yaşam sahibi olabilirsiniz. Fakat beni yeterince anladığınızı zannetmiyorum. Benim her anım, nefes alışverişlerim de yoldaşlarım içindir' dedi."   AİLE MÜCADELEYE KATILDI   Anne Kaymaz, İzmir'de bir oğlu ile birlikte yaşıyor. Yaşından kaynaklı diğer annelerin desteğiyle Adalet Nöbeti'ne gidebiliyor. Her sabah bir anne gelip kendisiyle birlikte nöbete gidiyorlar. Medine Kaymaz, ailecek yaşadıkları zorlukları ve adalet talebindeki ısrarını Mezopotamya Ajansı'na (MA) anlattı. Kaymaz, Mardin'de Kürt kimliğine dair bir şey bilmediklerini belirterek, oğlu Bayram ile başlayan mücadeleyi şöyle anlattı: "Bayram okula gittiği için her şey biliyordu. Babası da sinirli olduğu için düzelir diye okuldan alıp zorla askere gönderdi. Ancak Bayram askere gidip geldikten sonra değişti. Orada yaşadığı zorluklardan kaynaklı İzmir'de gençlik çalışmalarında yer aldı. Yaklaşık 2 yıl gençlikte yer alabildi. Daha sonra tutuklandı. Tutuklanmasının ardından ailesi olarak biz de mücadeleyi daha yakından takip ettik. Kızlarım da mücadelenin içinde aktif yer aldı. Tekstilde çalışan bir kızım da Bayram'dan sonra tutuklandı. Kısa bir süre sonra tahliye oldu" dedi.    KIZI PKK'YE KATILDI   Tahliye olan kızının da Öcalan'ın Türkiye'ye getirilişini PKK'ye katılarak protesto ettiğini söyleyen anne Kaymaz, oğlu Bayram'ın da aynı dönemde cezaevinde kendisini yaktığını anımsattı. "30 yıldır devletin etmediği zulüm kalmadı" diyen Kaymaz, "Sayısız kez evimize baskın yapıldığı için ev sahipleri bizi evden kovuyorlardı. Evsiz kalıyorduk. Türk devleti benim için eşitir zulüm. Bu zulme karşı kendime söz verdim. Son nefesime kadar bu yolda mücadele edeceğim" diye konuştu.     '8 DEFA ARANIYORDUK'   Oğlunun İmralı'ya nakledildiği dönemi de anlatan Kaymaz, bunu ilk olarak TV'den öğrendiğini söyledi. Kaymaz, "İlk olarak 15 günde bir gidebiliyorduk. Bazen görüşebiliyorduk, bazen görüşemiyorduk. 8 defa üzerimizi arıyorlardı. İmralı'daki gardiyanlar özel timlerdi. Onlara bakınca duvarlara bakıyormuşuz gibiydik. Sanki insanlık, vicdana dair tüm duyguları alınmış gibilerdi. İmralı'da tek bir sivil göremezsiniz. Hepsi özel kıyafetliler. 6 saat yolculuk yapıyorduk. 1 saat görüşebiliyorduk" diye belirtti.    ÖCALAN'I GÖRMEMİZE İZİN VERİLMEDİ   Kaymaz, Öcalan'ı görmelerine hiç bir zaman izin verilmediğini kaydederek, "Sadece bir keresinde Öcalan'ın gülme sesini duyabildim. Bunu da ziyarete gelen kardeşi Fatma Öcalan'a sordum. Fatma da kardeşleri Maşallah'ın sözlerini iletmesi üzerine güldüğünü söyledi. Maşallah engelli olduğu için bazen önderliğin cezaevinde olduğunun farkında bile değildi" dedi.    'İMRALI'DA MUTLUYDU'   Oğlunun Öcalan ile görüşmelerini sürekli kendisine anlattığını ve mutluluğunu paylaştığını söyleyen anne Kaymaz, "Oğlum hep diyordu. Öcalan'ın sanki melekleri vardır. Ağzımızdan çıkan her şeyin ne anlama geldiğini biliyor. Başımıza gelebilecekleri önceden tahmin ediyor. Çok farklı ve bilge bir insan olduğunu anlatıyordu. Oğlum yıllardır cezaevinde. Hiçbir zaman onu İmralı'daki kadar mutlu görmedim. İmralı Cezaevi'nden aldıklarında gitmemek için ortalığı bir birine katmış. 5 gardiyan zorla gözlerini kapatıp gece çıkarabilmiş" diye konuştu.     'ADALET İÇİN NÖBETTEYİZ'   Anne Kaymaz, oğlunun şu anda Tekirdağ cezaevinde tek kişilik hücrede kaldığını söyleyerek, salgından kaynaklı en son 1 yıl önce görüşebildiğini söyledi. 15 günde bir telefonla 5 dakika konuşabildiğini ifade eden anne Kaymaz, "Bu 5 dakika içerisinde de sadece sağlık durumu ve ihtiyaçlarını sorabiliyorum" dedi.  Adalet Nöbeti'ni de adaletsizliğe karşı başlattıklarını ifade eden Kaymaz, "Çocuklarımızın dağa çıkması da cezaevlerinde olmasının nedeni de devlettir. Kürt olduğumuz ve kimliğimizi savunduğumuz için bize bu zulmü yapıyorlar. Bunca zulme rağmen yıllardır savaşa karşı barışı savunuyoruz. Zulüm sürdükçe, Öcalan tecrit edildikçe bu topraklara barış gelmez. İnfazı yakılan ve hasta tutukluların tahliye edilmesini istiyoruz. Bunca yaşanmış acılara rağmen çocuklarımıza pişmanlık dayatılıyor. 30 yıl cezaevinde kaldıktan sonra mı, pişman olacaklar? Adalet sağlanan kadar nöbet eylemimizi sürdüreceğiz" şeklinde konuştu.    'ÜLKENİN BARIŞI ÖCALAN'DIR'   Anne Kaymaz, ülke barışının PKK Lideri Abdullah Öcalan olduğunun devletin bilmesi gerektiğini belirterek, şöyle konuştu: “O İmralı'da olduğu sürece barış gelmeyecek. Savaş bitmeyecek. Bu ülkenin barış anahtarı Öcalan'ın elindedir. Çocuklarımız da bunun savunduğu için cezaevlerindedir. 40 yıldır mücadele ediyoruz. Barışı sağlamayana kadar geri adım atmayacağız. Devlet zulüm yaparak, bize geri adım attırmak istiyor. Ama nafile her Kürt aile de devletin katlettiği sayısız çocuk var. Yüzlerce faili meçhul var. Bu zulmü ve adaletsizliği asla kabul etmedik, etmeyeceğiz. Bu ülkede Öcalan özgür olduğunda, çocuklarımız katledilmediğinde, cezaevlerine atılmadığında adalet yerini bulacak. Bizler de aileleri olarak adalet gelene kadar mücadeleyi soluksuz sürdüreceğiz."    MA / Semra Turan - Tolga Güney