Bayramoğlu: Rejim değişikliğinde eşitlik ilkesi esas alınmalı 2022-02-26 14:57:50   ANKARA - Olası bir rejim değişikliğinde bürokraside özellikle yasallık ve liyakatin mutlaka esas alınması gerektiğinin altını çizen Doç. Dr. Sonay Bayramoğlu, aynı zamanda denetim ve eşitlik ilkesinin de önemli olduğunu vurguladı.   Mülkiyeliler Birliği tarafından Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde (ÇSM) “Parlamenter Sistem Tartışmaları” paneli düzenlendi. Panelin ikinci oturumunda “Bürokrasinin Bugünü ve Yarını” konuşuldu. Akademisyen Meltem Kayıran kolaylaştırıcılığında başlayan oturumda akademisyen Doç. Dr. Sonay Bayramoğlu, eski CHP Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli ve eski bürokrat Doğan Cansızlar sunum yaptı.   İlk olarak söz olan Sonay Bayramoğlu, “Bürokrasiyi hangi zeminde tartışıyoruz, onu ele almak gerekiyor. 2018 yılında hükümet sistemi değişikliği uygulamaya girdi. Henüz geçiş sürecini yaşayan bir hükümet sistemini deniyoruz. Ancak 20 yıldır iktidarda olan bir yönetim sürecini de tecrübe ediyoruz. Yeniden bir hükümet değişikliği, olası bir hükümet değişikliğinde bürokrasi nasıl olmalıdır” sorusuna yanıt aranacağını söyledi.   ‘SADAKAT ESASLI ATAMALAR’   Yeni hükümet sistemiyle birlikte tek kişiye bağlanan atamalarda liyakat aramanın mümkününün kalmadığını aktaran Bayramoğlu, “Ülkenin büyüklüğü bir yana, devletin görevlerinde muazzam bir genişleme alanı var. Bu kadar geniş bir görev alanına sahip bürokrasinin sadakatle götürülmesi mümkün değil. Bürokrasiye gelen kişiler sadakatle getiriliyor. Liyakatle getirilse dahi sadakat göstermek zorunda kalıyor. Sistemde Cumhurbaşkanlığı etrafında çeşitli gruplar oluşuyor. Herkes Cumhurbaşkanını en iyi temsil eden grupla ilişkileniyor. Bugün başkana en sadık olma yarışması biçiminde bu süreç devam ediyor. Bürokrasideki erime, erozyon 2000’li yıllarda başladı. İktidara gelen bürokrasiyi değiştirmeye başlar. İlk hedef üst düzey bürokrasi oluyor ama bu çaycıya inecek kadar devam ediyor. Geçiş süreçlerinde bürokrasi tahrip ediliyor ama kimse bunun yerine ne koyacağını tartışmıyor” ifadelerini kullandı.   Bürokrasinin her dönemde erozyona uğradığını, ancak bu dönemde tamamen ortadan kalktığını söyleyen Bayramoğlu, “Eskiden kişiler aldığı eğitimlerle bürokrasiye atanıyordu, ancak bugün iktidara yakın kurumlara üyelik daha kolay yükselmeyi beraberinde getiriyor. En riskli taraf budur. Rüşvet ve yolsuzlukla iç içe kapanan bürokraside her gelen iktidar sürekli tasfiye yapıyor. Tarikat ve cemaatlerden gelen yükselme yasallık ölçüsünü devreden çıkmasını getiriyor” dedi.   LİYAKAT, YASALLIK, EŞİTLİK   Olası bir rejim değişikliğinde bürokraside özellikle yasallık ve liyakatin mutlaka esas alınması gerektiğinin altını çizen Bayramoğlu, bunun yanı sıra denetiminde önemli konular arasında olduğunu belirtti. Bu denetim kapsamında üst düzey bürokratlarında dahil edileceği bir sistemin de tartışılması gerektiğini vurgulayan Bayramoğlu, “Mevcut dünyanın, geldiğimiz aşama, toplumların taleplerini dikkate aldığımız zaman eşitlik ilkesinin, toplumun farklılıklarına göre hizmet etmesinde eşitlik ilkesinin tesis edilmesi gerekir. En azından eşitlik ilkesi belirleyici bir noktadır. Bunun içinde cinsiyet eşitliği de vardır. Kamusal çıkar, kamusal yararında sisteminin merkezi haline getirilmesi gerekir. Geçiş sürecinde bürokrasiye tasfiyede lezzetli bir yemek olarak, bakılıyor. Bu toplumu da zehirleyen bir yemek haline dönüşebilir, yapılan şeyi iyi kurgulamak lazım” diye aktardı.   YETKİ SINIRLARI   Akademisyen Doğan Cansızlar ise, Türkiye’de bir asırdır uygulanan parlamenter sistemi hatırlatarak, “2000 krizi bunun başlangıç noktasıdır. Hükümete yeni gelen parti çok farklı bakışlarla geldi. Malum 367 krizi, 2014’te halk tarafından cumhurbaşkanı seçilmesi, dolayısıyla iki başlılık çıkmıştı. Bunun böyle yürümeyeceği anlaşılınca referandum, Türkiye’ye özgü Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi getirildi. Getirilen Anayasal sistemin özelliği de Cumhurbaşkanı’nın partisiyle ilişkileri devam ediyor. Atama yetkilerini kendi bünyesinde, tekelinde topladı. Başkanlık sistemlerinin özelliği budur. Buna benzer çok farklı başkanlık sistemler geldi. Bu yetkileri bırakmak kolay değildir. Devlet yönetimi kolay bir iş değil, belirli bir bilgi birikimi olması gerekiyor. Bütün bu kamu görevlileri meslekleri ile ilgili eğitimleri olmalı ve hukuk bilmeden bu işin üstesinden gelmek mümkün değil. Yetki ve sınırların kanunlarla kaldırılması şart” şeklinde konuştu.   ‘TÜRKİYE İÇİN UYGUN DEĞİL’   Eski CHP milletvekili Rahmi Aşkın Türeli de, AKP döneminde bürokraside yaşanan erozyona dikkat çekti. Tartışılan parlamenter sistem meselesinde önemli olanın demokrasi olduğunu kaydeden Türeli, “AKP döneminde demokrasiden uzaklaşan bir yapıda olduğumuz için demokrasiyi sağlam zemine oturtmamız lazım.  Demokrasinin temel ayağı seçimdir. Demokrasilerde seçim olmalıdır ama demokrasiden de önemli olan bir şeyde özünün içeriğinin iyi şartlarda olması.  Hukuk ve yargının bağımsızlığı, sansürlenmeyen basın, ifade düşünce özgürlüğü demokrasimizi öz ve içerik olarak zenginleştirmek lazım. Bunu da mevcut sistemle yapılması mümkün değil. Başkanlık sistemi Türkiye için uygun bir sistem değil, parlamenter sistemi geliştirmeliyiz. Demokrasiyi kuracağız ama iyi yönetme ayağının kurulması gerekiyor” ifadelerini kullandı.   MUHALEFETİN GÜÇLENDİRİLMESİ    Türkiye’deki sistemin liyakat üzerine kurulduğunu söyleyen Türeli, “Güçlendirilmiş bir parlamenter sisteme dönmek gerekiyor, parlamenter sistemlerde yürütme yasamalardan çıktığı için yasama ve yürütme arasında kuvvetler ayrılığı daha yumuşak. Bunda muhalefetin güçlendirilmesi gerekiyor. Bütçe hakkının kapsamlı genişletmesi gerekiyor, giderler artıp, gelir azalıyorsa bunun 3 yıllık hesaplarının yapılması gerekiyor. Meclis’te kesin hesap komisyonu daha ayrıntılı irdelenmesi gerekiyor. Türkiye merkez bankasının araç bağımsızlığının sağlanması gerekiyor. TÜİK’in bağımsızlığını sağlanması gerekiyor. Türkiye Varlık Fonu kapatılmalı, oradaki fonlar kamu alanlarına aktarılmalıdır. Kamu personel sistemini baştan sona kadar ele almak lazım. Kamu çalışanlarının ILO sözleşmesi çerçevesinde sendikal haklarda çalıştırılması gerekiyor” şeklinde konuştu.   Panelin ikinci bölümü de soru-cevap bölümü ile sona erdi.