Sur'daki hak sahipleri: Zengin olmak için gelenler utanarak gidecek 2022-02-25 09:01:31 DİYARBAKIR - Sur'da yıkılan ev ve işyerleri üzerine inşa edilen yapıların sermayedarlara peşkeş çekilmesine tepki gösteren hak sahipleri, "Zengin olmak için buraya gelenler, buradan utanarak çıkacak. Buradan vazgeçmeyeceğiz" dedi.  Diyarbakır’ın Sur ilçesinde 2015 yılında ilan edilen sokağa çıkma yasağı sonrası yerle bir edilen 6 mahalleden biri olan Hasırlı'da, yapımı tamamlanan 52 dükkanın kiralanması için 10 Şubat'ta Sezai Karakoç Kültür ve Kongre Merkezi'nde açık arttırma yapıldı. Toplu Konut İdaresi'nin (TOKİ) iştirakçisi olan Emlak Yönetim Hizmetleri ve Ticari A.Ş. tarafından basına kapalı yapılan açık arttırmaya, sadece davetiye gönderilen "Diyarbakır’ın değerlerine değer katan" sermayedarlar katıldı. Dükkanların bulunduğu alanda daha önce iş yerleri ya da evleri bulunan hak sahipleri ise, açık arttırmaya alınmayarak, yaşadıkları mağduriyete bir yenisi eklendi.    İKİNCİ GÖÇ   Hasırlı'da daha önce evi ve 2 dükkanı bulunan İhsan Seviktek, mağdur edilen yurttaşlardan biri. Seviktek, 1993 yılında Lice'ye bağlı Kirmi köylerinin yakılması üzerine Sur'a yerleşen kişilerden. Sur'a yerleştikten sonra açtığı dükkanla geçimini sağlamaya başlayan Seviktek, 2015 yılında bir kez daha kaldığı evi terk etmek zorunda kaldı. Seviktek, bu süreçte sadece evini ve dükkanını kaybetmedi, yaşanan çatışmalarda bir çocuğunu da kaybetti. Çocuğunun cenazesini alabilmek için günlerce mücadele veren Seviktek, en son yapılan açık arttırma ihalesiyle bir kez daha mağdur edildi.    ORASI KÖYDÜ BURASI ŞEHİR...   Sur'a ilk geldiği günden bu yana esnaflık yaptığını ve bundan kaynaklı herkesçe tanındığını aktaran Seviktek, 90'lardan günümüze iki kere benzer olaylarla karşı karşıya kaldığını söyledi. "Biz bu şehrin mağdurlarındanız" diyen Seviktek, 30 yıllık süreçte yaşadıklarını şöyle özetledi: "Kirmi köyünde yaşıyorduk. 1993’te köyümüz yakıldı. Sur nasıl yandıysa o gün de köyümüz öyle yandı. O zaman ailenin bazı fertleri ayağında ayakkabı dahi olmadan köyü terk etti. Burada da aynı şeyi yaşadık. Orası köydü, burası şehir... Diyarbakır gibi bir şehirde 2015 yılında insanların evlerinin başları üzerine yıkılması ya da bodrumlarda insanların yakılması kimsenin aklına gelmezdi. Kimse böyle şeylerin yaşanacağını düşünmemişti."   Seviktek, Sur'da yıkılan evlerinin 3 katlı ve 190 metrekare olduğuna işaret ederek, "Savaş başladı, insanların tahliyesi için bir gün süre verdiler. O gün Sur’dan çıktık. Buradan çıktığımızda resmen çıplak çıktık. Açlıktan ölmediğimiz için dua ettik. 1 ay boyunca cenazemizi almak için mücadele ettik. İki devlet arasında yaşanan bir savaş nasılsa, burada da yaşanan oydu” diye kaydetti.    EVİNDE ISRARCI   Yasak sonrası yıkılan evi ve dükkanı karşılığında Toplu Konut İdaresi (TOKİ) konutlarından kendisine 6 tane daire teklif edildiğini aktaran Seviktek, bu teklifi reddettiklerini söyledi. Seviktek, bunun üzerine para teklif edildiğini, ancak bunu da kabul etmediklerini ifade etti. Seviktek, açık arttırmayla kiralanan dükkanların olduğu alana işaret ederek, "Şu an durduğumuz caddede benim 2 dükkanım vardı. Evim de şu an dükkanlaştırıldı. Tapulu malımdı buralar. Evimi vermeyeceğim. Hangi teklifle gelirlerse gelsinler. 100 yıl da geçse evlerimizden vazgeçmeyeceğiz” şeklinde konuştu.    'UTANARAK ÇIKACAKLAR'   Seviktek, evinin üzerine inşa edilen dükkanları kiralayan sermayedarlara da tepki göstererek, şöyle devam etti: "Bu dükkanları almak isteyen burada daha da zengin olmak isteyenler. Buradan utanarak çıkacakların çok iyi bilmelidirler. Kayyımın şartlarıyla, AKP-MHP iktidarının altında gelip burada paralarını çoğaltmak istiyorlarsa, düşünceleri yanlıştır. Bugün sokaklara düşmüş olabiliriz ama buradan kesinlikle vazgeçmeyeceğiz. Aynı zulmü onlara yapıp, evlerini ve dükkanlarını onlardan aldıklarında ne yapacaklar? Elimiz, bu katliamları ve yıkımları yapanların yakasındadır.”   TOKİ'Yİ KABUL ETMEDİ   40 yılı aşkın bir süre Surp Giragos Ermeni Kilisesi'nin bitişiğinde kahvehane işleten Tahsin Aktaş da mağdur edilen bir diğer kişi. Sur'dan ayrılmak zorunda kaldıktan sonra kirada yaşamaya başlayan Aktaş'a, evi ve dükkanı için TOKİ'den ev teklif edildi. Aktaş, bunu kabul etmedi ve evinin olduğu arsayı talep etti. Aktaş, tarihi kilisenin alanı içerisinde yer alan kahvesi için ise, vakıfa yönlendirildi.     3 KATLI EVE 180 BİN TL   Evinin bulunduğu alanı geri almak için mücadele veren Aktaş, "Bize her şey yasaklı. Burası tapulu malımdır. Yıllarca burada yaşadım. Yıllar önce geldiğimde bütün birikimimi buraya yatırmıştım. Bugün ise beni kiracı yaptılar" dedi. Evinin eski Süleyman Nazif İlkokulu'nun içerisinde yer alan ve bugün Sur Kaymakamlığı'na çevrilen alanda olduğunu aktaran Aktaş, "Evimde mihenk taşları vardı. Tapuda 94 metrekareydi ve 3 katlıydı. 45 yılım bitti bu evde. Ana cadde üzerinde idi. Bugün Çevre ve Şehircilik Bakanlığına gidiyorum. Bana 180 bin TL hesabıma para yaptırıldığını söylediler. Bugün o parayla bir tane kulübe alamazsın. Zaten mağdur ettiler, o 180 bin ile ne yapılır? Ben arsamı istedim tapu da hala elimde. Ölene kadar da evimi istemeye devam edeceğim" ifadelerini kullandı.    Mahallesinden uzaklaştırılmasından kaynaklı mağdur edildiğine dikkati çeken Aktaş, her Sur’a geldiğinde eski günlerini hatırlayıp, duygulandığını ifade etti. Aktaş, "Burası çok değişik bir yer oldu. Tamamıyla değişti. Yıllar önce evleriniz başınıza yıkılacak deseydiler, hayatta inanmazdım" dedi.    MA / Ceylan Şahinli - Mehmet Güleş