Muhalefet partileri: Savaş konusunda Meclis'i bilgilendirin 2022-02-24 16:44:52 ANKARA - Genel Kurul'da Ukrayna-Rusya savaşına dair yapılan tartışmalarda muhalefet partileri, Meclis’in bilgilendirilmesini talep etti.  Meclis Genel Kurulu’nda muhalefetin gündeminde de Ukrayna-Rusya savaşının Türkiye’ye olası yansımaları tartışma konusu oldu.   İYİ Parti Grup Başkanvekili Müsavat Durmuşoğlu,“Rusya ile Ukrayna arasında gelişen olaylarda Türkiye olarak bizi bekleyen tehlike ve tehditlerin değerlendirilmesi hususuna işaret etmiştim. Üzerinden yirmi dört saat geçmedi ki Putin Rus ordusuna Ukrayna topraklarına girme talimatı verdi. Mevcut tablo Rusya'nın başlattığı askerî harekâtın yalnızca Donbas bölgesiyle sınırlı kalmayacağını ortaya koymaktadır. Rusya Belarus sınırından Kiev'e, güneyden de Ukrayna'nın Karadeniz'e çıkışını kesecek şekilde Odessa'ya yönelik bir çevreleme harekâtı gerçekleştirebilir. Bölgede topyekûn bir savaşla karşı karşıya kalma ihtimali de maalesef söz konusudur” dedi.   ‘PARTİLER BİLGİLENDİRİLMELİ’   Ukrayna’nın toprak bütünlüğünü savunduklarını söyleyen Durmuşoğlu, “Bir ülkenin egemenlik sahasının başka bir egemen devlet tarafından ihlal edilmesini de asla kabullenmiyoruz. Bu çerçevede saldırıya uğrayan devlet olan Ukrayna'nın uluslararası hukuktan ve Birleşmiş Milletler Şartı'nın 51'inci maddesinden doğan meşru müdafaa hakkını tanıyoruz. Tüm bunlarla birlikte bizim için asıl olan yalnız ve ancak Türk milletinin çıkarlarıdır. Doğrudan Türkiye'ye bir saldırı olmadığı müddetçe geleneksel Türk dış politikasının ‘aktif tarafsızlık’ ilkesinin muhafaza edilmesi, bu noktada ülkemizin yüksek çıkarları açısından fevkalade önemlidir. Rusya'nın önemli gelir kaynağı olan ve Karadeniz'de bulunan TürkAkım ve Mavi Akım doğal gaz boru hatlarının saldırıya uğraması ihtimali üzerinde de hassasiyetle durulmalıdır. Böyle bir durumda Türkiye ciddi bir doğal gaz tedariki sorunuyla karşı karşıya kalabilir. İktidarın ivedilikle bu hususlarda gerekli tedbirleri alması gerekmektedir. Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin tüm siyasi parti liderlerinin düzenli bir şekilde bilgilendirilmeleri ve gerekiyorsa bir araya gelmeleri çağrısında bulunuyoruz” şeklinde konuştu.   BEŞTAŞ: KAZAKİSTAN SAVAŞTAN ÖNEMLİ Mİ?   Halkların Demokratik Partisi (HDP) Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş da “Maalesef Rusya-Ukrayna savaşı bütün hızıyla, eziciliğiyle ve yıkımıyla devam ediyor ve en çok etkilenen ülkelerin başında da tabii ki Türkiye geliyor. Türkiye hem bir NATO üyesi hem de Rusya'yla doğrudan ekonomik, siyasal ilişkileri olan bir ülke konumunda. Maalesef bugüne gelinceye kadar Türkiye'nin ‘Bu savaştan nasıl daha az etkilenirim?’ ya da ‘Bu savaşı nasıl önlerim?’ noktasında yeterli bir irade ortaya koymadığını görüyoruz. ‘Ara buluculuk yapacağız’ sözleri ortalıkta dolaştı ancak Cumhurbaşkanı Afrika'daydı ve Dışişleri Bakanı hâlâ Türkiye'de değil. Bugün güvenlik zirvesi toplandı ama Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu Kazakistan'da geziyor. Acaba Kazakistan'daki ziyaretler bu savaştan çok daha mı önemli?” diye sordu.   Bu savaştan hem siyasal hem sosyal hem toplumsal hem de ekonomik olarak en çok etkilenen ülkelerin başına Türkiye'nin geldiğini aktaran Beştaş, “Şimdi ne oluyor? Bugün güvenlik zirvesi toplanmış -bütün basın yayın organlarına bir saat kırk beş dakika sürdüğü ifade ediliyor- fakat salı günü buradan HDP Grubu adına açık çağrımızı yapmıştık; Dışişleri Bakanı'nın Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne gelerek bir bilgilendirme yapmasının ve bütün grupların bu konudaki önerilerini, düşüncelerini ifade etmelerinin en önemli gündem olduğunu söyledik ve çağrımızı yaptık. Aradan üç gün geçti, Türkiye Büyük Millet Meclisinde hâlâ bu gündemle bir toplantı yapamadık, bir bilgilendirme alamadık. Tamam, Beştepe'de güvenlik zirvesi yapılsın ama halk iradesini temsil eden en önemli organ burasıdır. Bu savaşın sonuçları 85 milyon yurttaşı doğrudan etkiliyor ve burada Türkiye yurttaşlarının yüzde 90 iradesi temsil ediliyor. Biz, Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne karşı bu tutumu kesinlikle kabul edilemez bulduğumuzu ve sarayın bu meselenin üstesinden tek başına gelemeyeceğini, hele hele Kazakistan'da dolaşan ve hâlâ Türkiye'ye dönmeyen bir Dışişleri Bakanına teslim edilemeyeceğini önemle söylüyoruz” ifadelerini kullandı.   ‘MECLİS ÇALIŞMALI’   Bir kez daha çağrı yapan Beştaş, “Meclis kapanmamalı; yarın da çalışmalı, gerekirse hafta sonu da çalışmalı ve bu savaşın bize etkileri, sonuçları ve bu savaşın bitmesi için üzerimize düşen rolü nasıl yerine getirebilirizi konuşmamız ve tutum almamız gerektiğini özellikle ifade ediyorum. Çok önemli ve insani bir mesele daha var: Ukrayna'da çok sayıda öğrenci var Türkiye yurttaşı, bu sabah bana da çok sayıda öğrenciyle telefonla konuştum, konum gönderenler bile var. Ukrayna'daki konumlarını, uçak biletlerinin çok pahalı olduğunu, bazıları mesela bir tanesi, ismi bende, uçak biletinin iptal edildiğini, havaalanına ulaşamadıklarını ve bombardıman altında olduklarını ifade ettiler. Bu konuda da derhâl bir girişim başlamalı tabii ki Ukrayna'da bulunan Türkiye yurttaşları” diye belirtti.   ‘ASKERİ MÜDAHALE KABUL EDİLEMEZ’   Rusya'yla NATO arasındaki egemenlik, hegemonya savaşının bedelinin halklara ödetilmesine karşı olduklarının altını çizen Beştaş, ekledi:“Daha önce de Libya ve Afganistan'dan biliyoruz. Orada hâlâ yaratılan yıkımın bedelini Afganistan ve Libya yurttaşları ödüyor. Birleşmiş Milletler ve ilgili uluslararası kuruluşlara açık çağrı yapıyoruz: Oradaki halkın görüşlerine başvurulmalı ve halkın iradesi doğrultusunda tabii ki adım atılmalıdır. Askerî müdahalenin kabul edilebilir, izah edilebilir, desteklenebilir hiçbir yanı yoktur.”   CHP: KAPALI OTURUM YAPILMALI   CHP Grup Başkanvekili Engin Altay da Ukrayna ve Rusya arasında başlayan savaşa değindi. Altay, Meclis’te kapalı oturum yapılması talebinde bulundu.   Altay, “Rusya, Ukrayna'yı uluslararası hukuku ve Minsk Protokolünü de ihlal ederek işgal etti. Bu, kabul edilebilir bir durum değildir. Ukrayna'nın yani Karadeniz'in karşı kıyısındaki komşumuzun toprak bütünlüğü, egemenliği ve bağımsızlığı çiğnenmiştir; bunu kabul etmemiz mümkün değil, ilaveten, şiddetle kınıyoruz. Türkiye'nin bu süreçle ilgili tavrı, tutumu, tedbiri özenle ama mutlaka Türkiye Büyük Millet Meclisi onayıyla belirlenmelidir. Yürütme organına bu süreçle ilgili tavır, tutum ve eylemleri noktasında Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin işin asıl sahibi olduğunu hatırlatmayı bir görev sayıyorum” dedi.   ERDOĞAN’I İSTİŞAREYE DAVET ETTİ   Erdoğan’ın yaptığı açıklamaların dün yaptığı açıklamalarla zıt olduğunun altını çizen Altay, şunları söyledi: “Sayın Başkan: Sayın Cumhurbaşkanı, bu konuda Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin gücünü ve desteğini arkasına almak istiyorsa ki almalı, alabilmeli... Bu sebeple, bu meselenin ekonomik, siyasal sonuçları ve riskleri bakımından ister bu gece ister yarın sabah kapalı özel bir oturumla Türkiye Büyük Millet Meclisini Türkiye Cumhuriyeti'nin dış politikasının, özelde de Rusya-Ukrayna krizi süreci bakımından bu sürecin sahibi ve paydaşı yapmalıdır. Anayasamızın 87'nci maddesini Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde bulunan bütün milletvekillerimizin bildiğini biliyorum ama hassaten Anayasa'nın 87'nci maddesiyle Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne verilen görevleri bir kere daha hatırlamamızda ülkemizin ali menfaatleri bakımından fayda görüyorum. İşin sahibi yürütmeden önce Türkiye Büyük Millet Meclisidir. Çağrımız çok açık, çok net: Sayın Cumhurbaşkanının bizatihi kendisini -çünkü yeni sistem tek adam yönetimidir, süreci tek başına yürütmektedir- bu gece, olmadı yarın cuma günü Türkiye Büyük Millet Meclisini bir kapalı oturumla bilgilendirmeye ve istişareye davet ediyorum.”   AKP’DEN ‘UYARILAR YAPILDI’ SAVUNMASI   Söz alan AKP Grup Başkanvekili Muhammet Emin Akbaşoğlu, “Hakikaten, bütün insanlığın huzuru, barışı, güvenliği asıldır; uluslararası hukuk ve Birleşmiş Milletler gibi küresel teşkilatlar bunu sağlamakla mükelleftirler. Bununla beraber, özellikle bölgesel ve küresel güvenlikle birlikte Karadeniz'in güvenliği bizler için de çok önem arz etmektedir” diye belirtti.    Akbaşoğlu, Dışişleri Bakanlığı tarafından Ukrayna’ya dair uyarılarda bulunduğunu öne sürerek, “Kiev Büyükelçiliğimiz ve Odessa Konsolosluğumuzdan 15 binin üzerindeki vatandaşımıza bizzat telefonla arayıp veya sms göndermek suretiyle bu konuyla ilgili süreç içerisinde bilgilendirmeler yapılmış, güvenliklerinin sağlanması, tahliyeyle ilgili hususlara ilişkin açıklamalar yapılmıştır. Ve aynı zamanda resmî anlamda da Dışişleri Bakanlığımız 12 Şubat, 22 Şubat ve 24 Şubat tarihlerinde bunu açık bir şekilde hem buradan Ukrayna'ya gidecek vatandaşlarımıza hem de Ukrayna'dan Türkiye'ye gelecek ve orada güvenliklerini sağlamaya dönük vatandaşlarımıza gerekli açıklamalar, bildirimler mutaden yapılmıştır” şeklinde konuştu.   RUSYA’YA ÇAĞRI   Akbaşoğlu, 5 bin Türkiyelinin getirildiğini belirterek, “Bu saldırı, Minsk Mutabakatlarını ortadan kaldırmanın ötesinde, uluslararası hukukun ağır bir ihlalidir; bölgemizin ve dünyanın güvenliğine ciddi bir tehdit teşkil etmektedir. Ülkelerin toprak bütünlükleri ve egemenliklerine saygı duyulması gerektiğine inanan Türkiye, sınırların silah yoluyla değiştirilmesine karşıdır. Rusya Federasyonu'nu da bu haksız ve hukuksuz eylemini bir an önce durdurmaya çağırıyoruz. Ukrayna'nın siyasi birliği, egemenliği ve toprak bütünlüğünü bugüne kadar desteklediğimiz gibi bundan sonra da desteklemeye devam edeceğimizi yüce Meclis'in huzurunda bütün milletimize ve bütün dünyaya ifade etmek isterim” ifadelerini kullandı.   ALTAY: 20 BİN VATANDAŞIMIZDAN BAHSEDİYORUZ   Akbaşoğlu’nun açıklamasına tepki gösteren CHP’li Engin Altay, “20 bin vatandaşımızın hayatıyla ilgili duyduğum endişeyi -savaş bölgesinde kalan- sayın mevkidaşımın ‘bir polemik yapmak’ olarak değerlendirmesini kendisine yakıştıramadım. Yani yasamanın görevi yürütmeyi denetlemek, yürütmeyi uyarmaktır, yürütmeyi ikaz etmektir arkadaşlar. Siz, bize diyorsunuz ki: ‘Görevinizi yapmayın; yürütmeyi alkışlayın, ne yaparsa yapsın alkışlayın’ Böyle bir şey yok. Dışişleri Bakanlığı açıklaması bana da geldi, tam olarak şöyle, 22 Şubatta yapılmış ve ne denmiş biliyor musunuz değerli arkadaşlar, ‘Ukrayna'nın doğu bölgesinden ayrılın’ denmiş. ‘Yani oraya bomba, kurşun... Biraz kaçın, batıya kaçın’ Böyle şey olabilir mi? Bütün ülkeler ‘Ukrayna'yı terk edin’ demiş, birçok ülke; bizimkiler ‘Ukrayna'nın doğu bölgesinden ayrılın’ demiş. Buna dikkat çekiyorum, bunda ne var? Bunları da söyleyemeyeceksek biz çekip gidelim, siz kendiniz oturun burada ya. Hayret bir şey ya” dedi.   ÖĞRENCİLER MAHSUR   HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş da öğrencilerin mahsur kaldığını ifade ederek, şunları söyledi: “Bunu öyle laf olsun diye söylemiyoruz, hakikaten burada bir propaganda yapmak gibi bir amacımız da yok. Önemli olan, şu anda var olan sorunları, sıkıntıları ve hayati meseleleri çözme iradesidir ve bu nedenle buradayız. Kendisi ısrarla ve inatla bunu reddediyor yani konuşmasında -uzun uzun konuştu ancak- ekonomik etkilerine, hangi politikalar ürettiklerine, öğrencilere nasıl katkı sağlayacağına, Türkiye'deki kayıtları nasıl engelleyeceğine dair hiçbir somut ifade kullanmadı. Şu anda somut olarak şöyle bir sorunumuz var: Türk Lirası'nın değer kaybını geçtim; o diğer ürünleri, ekonomik sıkıntıları geçtim; öğrenciler ve Türkiye yurttaşları orada, Türkiye'ye dönmek istiyorlar, uçak bulamıyorlar, bulundukları yerden ayrılamıyorlar.”   ÇAVUŞOĞLU’NU SAVUNDU   Akbaşoğlu ise uyarıların yapıldığını ve hala Ukrayna’da bulunan vatandaşların uyarıldığını aktardı. Akbaşoğlu, “Hava sahasının kapalı olduğunu, bununla beraber, hava, deniz ve kara yoluyla 5 binin üzerinde vatandaşımızın Ukrayna'dan Türkiye'ye döndüğünü bu çerçevede ifade ediyor. Sayın Dışişleri Bakanımız ikili görüşmeler münasebetiyle bir takvim içerisinde Afrika'daki ikili görüşmelerde de bulundular, oradan da Kazakistan'da daha önceki tarih itibarıyla ikili görüşme söz konusu olduğu için oradalar ve bugün de Türkiye'ye dönmek suretiyle bu konunun üzerinde -orada da bu konunun üzerinde- bütün Dışişleri bürokratlarıyla, diplomatlarıyla görüşme içerisinde bu olaya nezaret etmektedir”diye aktardı.   Akbaşoğlu, muhalefete gelen yardım bilgilerinin de kendileri ya da Dışişleri Bakanlığı ile paylaşılmasını istedi.