‘Öcalan’ın paradigması bu coğrafyada yaşam bulacak’ 2022-02-17 09:01:39 ANKARA - PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın Ortadoğu’daki etkisinin net biçimde görüldüğünü belirten HDP Milletvekili Ömer Öcalan, “Bu paradigma toplumun öz değerlerini yansıtıyor ve bu coğrafyada kendine yaşam alanı bulacaktır” dedi. PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki 15 Şubat komplosunun 23’üncü yıl dönümü geride kalırken, Öcalan üzerindeki tecrit ağır bir şekilde devam ediyor. Yaklaşık 11 aydır avukat ve aile görüşlerinin engellendiği İmralı Adası’nda tutulan Öcalan’ın sağlık durumu hakkındaki endişeler artarken, Öcalan’ın İmralı Adası’nı 23 yılın ardından bir demokrasi, mücadele ve direniş adasına çevirdiğine vurgu yapan HDP Urfa Milletvekili Ömer Öcalan, konuya dair değerlendirmelerde bulundu.   ULUSLARARASI PAZARLIKLAR   PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerinde gerçekleşen 15 Şubat sürecinin son derece organize geliştiğini ve birçok uluslararası devletin bu komplonun içinde olduğunu belirten Öcalan, “Şunu bilmemiz gerekiyor. Sayın Öcalan’ın Türkiye’ye getirilmesinde sadece Türk devleti sorumlu değildi. Türkiye’nin ne gücü ne de teknik kapasitesi buna yeterli değildi. Uluslararası yapılan pazarlıklar sonucunda Türkiye’ye bazı şartlar dayatıldı ve 15 Şubat günü Sayın Öcalan Türkiye’ye teslim edildi” dedi.   YAŞAMA VE YAŞATMA   PKK Lideri Öcalan’ın 1993 yılından 1999 yılına kadar çift taraflı ateşkeslerle Kürt sorununun artık demokratik yöntemlerle çözülmesi için her zaman diyalog zeminleri aradığının altını çizen Öcalan, “15 Şubat’ta uluslararası güçler Ortadoğu’da büyük bir karışıklık çıkarmak ve halklar arasında fitil ateşlemek niyetiyle Sayın Öcalan’ı Türkiye’ye teslim ettiler. Türkiye’de 23 yıldır devam eden bir tecrit ve izolasyon söz konusudur. 15 Şubat hem Türkiye hem de Kürtler açısından önemli tarihsellik ifade ediyor. Eğer Türkiye’de bir iş savaşın önüne geçilmişse bu Sayın Öcalan’ın tecrit altındaki emekleriyle ve katkılarıyla gelmiştir. Sayın Öcalan yaşama ve yaşatma siyasetini esas alan ve bu devasa problemlerin çözümlerini demokratik siyaset zeminlerinde arayan bir hakikattir ama zaman zaman İmralı’da Öcalan üzerinde fiziki, psikolojik ve siyasi baskıların olduğunu tüm halkımız biliyor” ifadelerini kullandı.   ‘İMRALI BİR DİRENİŞ ADASI’   Öcalan’ın İmralı Adası’nı 23 yılın ardından bir demokrasi, mücadele ve direniş adasına çevirdiğine vurgu yapan Öcalan, fikirlerinin ise Ortadoğu’nun birçok noktasında tartışılıp konuşulduğuna dikkat çekti. Öcalan, “Öcalan en nihayetinde Türkiye’de ve Kürdistan’da büyük bir siyasi aktör olarak kendi rolünü muhafaza etmektedir. Herhangi bir küçük temas sağlandığında fikirlerini kamuoyuyla paylaşırken dahi tüm tarafların hassasiyetlerini göz önünde bulunduran bir pozisyondadır” diye belirtti.   ‘TECRİT TÜRKİYE’YE DE ZARAR VERDİ’   İmralı adasında başlayan tecridin devlet mekanizması tarafından hem aile hem de avukat görüşlerinin engellenmesiyle çok daha derinleştiğini hatırlatan Öcalan, tecridin Türkiye’ye büyük zararlar verdiğini söyledi. Öcalan, “Tecrit halklar arasındaki sorunları içinden çıkılamaz bir hale getirdi. Eğer devlet mekanizmasında bir çözüm arayışı ve demokratik bir yaklaşım olsaydı, bu arayış toplumda bir şekilde karşılık bulabilirdi, ancak Sayın Öcalan ve Kürt düşmanlığı kapsamında belli bir kesimi milli duygular üzerinden konsolide ederek bir blokaj yarattı ve bu sonuç Türkiye’nin bu noktaya gelmesinin en büyük sebeplerinden biridir” diye konuştu.   EKONOMİK KRİZ    Türkiye’nin büyük bir ekonomik krizin içinde olduğunu belirten Öcalan, bu krizin nedenini ise devletin ekonomik imkanlarını Kürt halkıyla savaş ve İmralı’daki tecrit üzerinde kullanmasına bağladı. “Sayın Öcalan şahsında tüm ötekilere ve muhaliflere büyük bir tecrit uygulanmaktadır” diyen Öcalan, Türkiye’de düşmanlaştırma politikalarının, ırkçılığın ve faşizmin yükseldiğini, Kürt halkının kazanımlarının ise gasp edilmeye çalışıldığına değindi. Öcalan, “Bu politikaların yansıması olarak ekonomik kriz baş gösterdi. Türkiye, uluslararası alanda ise uzun süreden beri sadece Kürt karşıtlığı üzerinden siyaset üretmeye çalışıyor. Bu devasa tarihsel sorununun çözümünü bazen Soçi’de bazen Moskova’da bazen de Washington’da arıyor. Uluslararası güçlerle olan ilişkisinin altında Sayın Öcalan’ın ürettiği paradigmaların tasfiyesi ve Ortadoğu’daki yansımalarının infazının onayının alınma çabaları yatıyor” şeklinde konuştu.   ‘TECRİDİN BERTARAFI ÇÖZÜM GETİRİR’    Türkiye’nin son süreçte siyasi anlamda da kriz yaşadığını ifade eden Öcalan, “Türkiye tam anlamıyla bir çıkmaz sokak halini almıştır. AİHM’in Sayın Öcalan ve diğer ağırlaştırılmış müebbet cezası alan insanlar bakımından kararları vardır. Siz eğer ülkede istikrarı oluşturmazsanız ve otoriter bir yapıya bürünürseniz bunun hem ekonomik hem sosyal hem de siyasi sonuçları vardır. Çıkış yolu ise Sayın Öcalan üzerindeki tecridin bertaraf edilmesidir. En nihayetinde heyetlerin, gazetecilerin ve akademisyenlerin İmralı’ya gidip görüşmeler yapması gerekmektedir” dedi.    İKTİDAR KORKUYOR   “İktidar, Öcalan’ın fikirlerinin dünyaya açılmasından korkuyor” diyen Öcalan, Abdullah Öcalan’ın fikirlerinin toplumsal birlikteliği esas aldığını, bu birlikteliğin demokrasi değerleri etrafında olduğunu söyledi. Öcalan, “Bu yüzden biz kendimizi demokrasi gücü olarak ifade ediyoruz. Demokrasi şemsiyesinin altında herkes kendi fikri, farklılığı, inancı, yaşamı ve özgürlüğüyle alan bulacaktır. Bir taraftan tekçiliği savunan bir devlet mekanizması bir taraftan da çoğulculuğu ve farklılığı zenginlik olarak gören bir yapı var. Kürdistan’da da Türkiye’de de Arap coğrafyasında da halklar ve inançlar iç içe geçmiştir. İşte burada Sayın Öcalan’ın bahsettiği ahlaki politik toplum değerlerinde birleşerek herkesin kendi kendini yönetme ve ifade etme imkânı Demokratik Modernite paradigması altında mümkündür. Bu paradigma tüm halkların taleplerinin karşılanmasına olanak sağlıyor. Mardin’de yaşayan Araplara ya da İstanbul’da yaşayan Kürtlere siz tekçiliği dayatamazsınız. Halklara çözüm olacak yegâne paradigma budur” diyerek, HDP’nin de bu paradigmanın taşıyıcısı olduğunu belirtti.    ‘KÜRTLER STATÜ SAHİBİ OLACAK’   Bu yüzyılda Kürt halkının mutlaka statü sahibi olacağını ifade eden Öcalan, “Ortadoğu ve Kürdistan 21’inci yüzyılda şekillenecektir. Herkesin kısmen bir vekalet savaşı verdiği bir coğrafyada Sayın Öcalan’ın bu anlamda etki edeceği alan çok fazladır. Sayın Öcalan’ın tecrit altında tutulmasının sebeplerinden biri de budur. Dünya ve Ortadoğu bu yönetim tarzıyla gitmeyecektir. Bu noktada demokrasi gücünü temsil eden hareketimizi ve partimizi bir köşede tutmak, Sayın Öcalan’ı bu sürece dahil etmemek için ellerinden geleni yapıyorlar. Türkiye de bu bağlamda bir gardiyan ve bekçi rolündedir ama bunlar beyhude çabalardır. Bu paradigma toplumun öz değerlerini yansıtıyor ve bu coğrafyada kendine yaşam alanı bulacaktır” şeklinde ifade etti.   ‘KOMPLO TARİHE KARIŞTI’   PKK Lideri Öcalan’ın Ortadoğu’daki etkisinin net bir biçimde görüldüğünü belirten Öcalan, bu etkinin giderek büyüdüğüne vurgu yaptı. Öcalan, “Şimdi bu etkinin devasa boyutta büyümesi, Rojava’nın yavaş yavaş kurumsallaşmaya gitmesi ve dünyanın birçok yerinde Sayın Öcalan’ın yazdığı kitaplardan yararlanılması ve tecrit altındayken bile siyaseti domine etmesi, bu komplonun boşa çıktığını gösteriyor. Bundan 50 yıl önce Kürdistan’ın küçük bir köyünden çıkan bir Kürt liderin böylesine devasa bir boyutta etki yaratması devlet bürokrasisini rahatsız ediyor ama Sayın Öcalan halkların özünde olan bir mekanizmayı açığa çıkarmıştır. Bundan dolayıdır ki bu komplo tarihe karışmıştır. Sayın Öcalan’ın etkisini biliyorlar, fakat tecritle minimalize etmek istiyorlar” ifadelerinde bulundu.   ‘CHP KURULUŞ KODLARINDAN ÇIKAMADI’   Komplonun tamamen kırılması konusunda herkese düşen sorumlulukların olduğuna değinen Öcalan, muhalefetin bu konuya daha fazla yoğunlaşması gerektiğini söyledi. Öcalan, “Kürtler, HDP ve dostları bu noktada büyük bir mücadele yürütüyor. Uluslararası alanda bu sürece katkı sağlamak için kampanyalar yürütülüyor, ancak bu ülkenin muhalefetinin de sorumlulukları var ama örneğin CHP’nin Sayın Öcalan’a karşı olan yaklaşımı ucuz bir yaklaşımdır. Sizin bu ülkede demokratik bir iktidar olma iddianız varsa öncelikle bu yaklaşımlardan vazgeçmeniz ve cesaretli olmanız gerekiyor ancak CHP’nin yaklaşımları gösteriyor ki hala kuruluş kodlarından sıyrılamamıştır. Hala o öfke ve nefretten sıyrılmamıştır, kendini reformdan geçirmesi gerekiyor. AKP’nin otoriter yönetimine karşı olduğunu iddia ediyorsa kendini yenilemesi gerekiyor” dedi.   TECRİT ÜZERİNDE YOĞUNLAŞIYOR   Türkiye halklarının da PKK Lideri Öcalan ile birlikte tecrit altında tutulduğunu vurgulayan Öcalan,“Türkiye halkları şu an büyük bir ekonomik kriz içerisinde. Sayın Öcalan üzerinde uygulanan tecrit önce Kürtlere uygulandı fakat şu an yavaş yavaş Türk halkı üzerinde de yoğunlaşmaya başlandı. İktidar toplumsal sorunları milli duygular üzerinden konsolide ediyor. Türk halkının kesinlikle bu oyuna düşmemesi gerekiyor. Bu ülkede bir savaş gerçekliliği var ve Türk halkı ne olursa olsun bu sorunun demokratik yol ve yöntemlerle çözülmesinin talebinde bulunmalıdır. Birilerinin varlığı, onlara benzemeyenlerle birlikte anlam kazanıyor. Bir Türk bir Kürt’le vardır. Farklılıklara saygı gösterebilirsek o zaman bu coğrafya yaşanılabilir bir hale gelir” şeklinde konuştu.